Şuratanlar Akmaya Başlayınca

Gel yine bereketli yağmurlar gel, rahmet rahmet yağ yapraklara, çiçeklere ve toprak damlara, bıhırılara, saçaklara. Sonra şuratandan dökül sinelere, dökül gönüllere, dökül sonsuzluklara pırıl pırıl…

Gel yine bereketli yağmurlar gel, rahmet rahmet yağ yapraklara, çiçeklere ve toprak damlara, bıhırılara, saçaklara. Sonra şuratandan dökül sinelere, dökül gönüllere, dökül sonsuzluklara pırıl pırıl…

 

Gel yine gel, şuratandan dökülen sularınla senin zikrini, senin melodini, senin şırıltını yine dinlesin sana hasret kulaklarımız hüzün hüzün!

 

Gel yine gel, nazlı nazlı akan sularınla bulutlara kadar bir merdiven yapayım basamak basamak.

 

Gel yine gel, lilli akan sularınla, gökyüzünü mavi bir tuval edip, üzerine senin resmini çizeyim şırıl şırıl! Van'a yine yağmur yağsa, yine sular akıp akıp gitse, yine toprak evlerin kireçli duvarlarında şuratan çiçekleri sarı sarı açsa.

 

Gel yine bereketli yağmurlar gel, şuratanlar yeniden akmaya başlasın sayende…

 

Veda edip gidişinin üzerinden seneler geçti, bir selam bile göndermedin! Ne olur bir selam gönder lapa lapa yağan karlarla, çisi çisi yağan yağmurlarla, yıldızların parıltısıyla, ayın ışığıyla, ne olur hiç olmazsa esen rüzgârlarla, çakan şimşeklerle.  Sende bizim gibi vefasız olma ne olur!

 

Van'da eylül sonu ve ekim başında kısa süreli güz yağmurları yağar ve damlardaki şuratanlardan sular akmaya başlardı. Şuratanlardan akan su sesi bizlere müzik gibi gelir, şelale akıyor hissini uyandırırdı. Sabah bizler daha uyanmadan o şırıltıyla akar bizi uyandırırdı, haydi okul vakti geldi uyanın artık derdi. Bazen de yağmurlu gecelerde bizlere seslenir, ben buradayım derdi!

 

Sabah uyanamayıp da okula geç kalsak, kim uyandıracak şimdi bizi kim? Nerdesin nerde?

 

Şimdi yine bir ekim ayındayız ve aklıma yağmurda ıslandığım günler geldi! Aklıma Şuratanlardan akan sular geldi. Aklıma yağmurlu havalardaki toprak kokusu geldi ılgıt ılgıt…

 

Şuratanı biraz irdeleyelim ve biraz tanımaya çalışalım isterseniz. Şuratan dediğimiz, herkesin bildiği şuratan işte! Şuratanı bilmeyen mi var? Dünya âlem bilir, tanır onu.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme