Nihayet bizimde bir mezarlığımız olacak

Biz mezarlıklarda yatan yakınlarımızı geride bırakarak topraklarımızdan gitmeyi onlara ihanet etmiş gibi değerlendiririz.

İnsanlık tarihi kadar eski olan mezarlıklar sıradan yerler değildir.

 

Ölümü çağrıştırsa da atalarımızla bağlarımızı devam ettiren manevi değeri olan, saygının, vefanın, inancın yaşadığı- yaşatıldığı yerlerdir mezarlıklar.

 

Arkeologlar, tarihçiler mezar bulgularıyla insanlığa ışık tutarlar. Tarih öncesi önemli bulguların büyük birçoğu arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan mezarlardan elde edilmiştir.

 

Mezar veya mezarlıklar dini inanca bağlı defin geleneğinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış. Arkeolojik verilere göre ilk insanlar günümüzden 100.000 - 40.000 yıl önce Rusya'daki Teshik Tash, Fransa'daki Mouistier ve Irak'taki Shanidar mağaralarda gömüldükleri görülmüş. M.Ö 8.000- 5.500 yıllarında yani Neolitik Çağın başından itibaren, gömüler hem yerleşim hem de yerleşim dışında yer almış.

 

İslam şehirlerinde mezarlıklar genellikle yerleşim alanlarının dışında,  şehir kapılarına yakın yerlerde olmuş. Kendi şehrimizden örnek verecek olursak Osmanlı dönemi eski Van şehri Müslüman Mezarlığı yerleşim alanı ve sur dışında, eski Van şehrinin, Orta Kapı/Paşa Kapısı'na (Selimbey) yakın yerde bulunmaktaydı. Bu mezarlığa  bugünde  ölü defnedilmektedir. Cumhuriyet dönemindeki Akköprü, Garipler, Hacıbekir mezarlıkları da aynı anlayışla yapılmış.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme