İşte Hayat ve Yücel Edremit

Ümit Kayaçelebi yazdı...

“Falan öldü filan öldü

Bir gün derler Sinan öldü”

Her ne kadar bu söz Sinan Paşa için söylenmiş ise de ismi ne olursa olsun sadece Sinanlar değil, Ahmetler, Mehmetler, Musalar veya İsalar birer birer kuyruklu yıldız gibi avuçlarımızın içinden kayıp gidiyorlar.

İşte 6 Mayısta da yılların dostu, çocukluk ve gençlik arkadaşım Yücel Edremit’i Hakka uğurladık. O soyadı gibi Edremitli idi ama hayatının büyük kısmı Van’da geçti. Çalışkan bir insandı dur durak bilmezdi  iş ne olursa olsun yapardı.

Eski yıllarda Van’da kadın ve kızlar fazla çarşıya çıkmazlardı bu yüzden böyle tekerlekli arabalar üzerinde evdeki hanımlara lazım olan öte beriyi cadde ve sokaklarda gezerek seyyar olarak satanlar olurdu.

Onlardan biri de Yücel kardeşimdi mütevazi üç tekerli arabası ile sokak sokak dolaşır evlerdeki hanımlara  lazım olan şeyleri satarak bekar olduğu için Allah bereket versin diyerek kendi geçimini  sağlardı.

Daha sonra onunla o zaman ki ismiyle SSK Müdürlüğünde buluştuk. 70’li yıllarda SSK personeline çok iyi bakan bir kurumdu. Senede 2 ikramiye, her gün fazla mesai, veren bir kuruluştu. Her gün 2 saat fazla mesai yaptığımızda maaşımız fevkalade  bir gelir sağlıyordu.

Yücel Makine servisinde çalışıyordu ben ise Avukatlık servisinde çalışıyordum. 

Daire içindeki muhabbetimizin yanı sıra dışarıda da her zaman buluşur bazen sinemaya bazen Sönmez pasta salonuna, bazen kahveye, bazen maça derken hep beraberdik.

Biz bir guruptuk mesai dışında hep beraber olurduk. Yücel Edremit, Şükrü Kaya, İzzettin Ertan, Avukat Oluç Güler ve Sefa Tekben ile gezer dolanır yer içerdik. Çok candan ve samimi arkadaşlardık. Özellikle her Cumartesi olduğunda saat 1 de fazla mesai çıkışında ver elini sinema. 

Yücel sadece top oynamazdı ama Vandaki maçlara gitmeden de edemezdi. Onunla bu gün bile hiç aklımdan çıkmayan bir hatırası var ki onu sizlerle paylaşmak istedim.

1977 yılındaki seçimlerde Yücelle bir iddiaya tutuştuk; ben dedim ki bu seçimde rahmetli o zamanki Demokrat Parti Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli en az yine kırk milletvekili çıkarır. Benim iddiam buydu. Yücel de dedi bu seçimde Demokrat Parti 40 milletvekili çıkaramaz!

Demokrat Parti o yıllarda Adalet Partisinden ayrılmış ve 42 Milletvekili vardı. Popüler bir parti gibi görünüyordu. Bende ona istinaden böyle bir iddiaya tutuştum. Ferruh Bozbeyli de o zamanlar ilgimi çeken bir liderdi ve muhabbettim vardı kendisine karşı.

Derken seçim oldu maalesef ben iddiayı kaybettim. Seçimde Demokrat Parti sadece bir milletvekili çıkarabildi. O da Konya Milletvekili Dr. Faruk Sükandı. Genel Başkan Ferruh Bozbeyli bile kendi memleketinden seçilememişti.

İddiamız bir kravattı ve ben o zaman gidip dostuma beğendiği kravatı alıp takdim ettim.

Ferruh Bozbeyli seçimi kaybetti ben de iddiam üzere kravatı kaybettim.. Kravata değil Ferruh Bozbeyli’nin kaybetmesine üzüldüm. Zaten o günden sonra rahmetli siyaseti bıraktı ve bir daha siyasi arenada da görünmedi. Allah rahmet etsin düzgün bir siyasetçi olarak ebedi  aleme göçüp gitti.

Ben SSK da çalışırken 1978 yılında tayin talebinde bulundum. Çünkü burada istediğim kadroyu bir türlü alamıyordum onun için başka bir yere gidip kadro almam gerekiyordu. Tayin talebinde bulundum Denizli, Aydın, Muğla, Manisa ve İzmir’i yazdım ve tayinim İzmir’e çıktı.

Yücele dedim gardaş ben tayin istedim tayinimde İzmir’e çıktı  ben gidiyorum deyince Yücel dedi ben de batıda egede bir yere tayin isteyeceğim deyince ben de ona gardaşım sen niye geliyorsun ki benim durumun özel benim gitmem lazım.

Senin işin güzel rahat sen tayin isteme dedimse de yok dedi ben de Egede bir yere tayin isteyeceğim deyince sen bilirsin geliyorsan gel.

Ve ben İzmir’e giderek SSK İzmir Tepecik Doğumevinde memur olarak işime başladım. Aradan kısa bir zaman geçti Yücel beni telefonla aradı benim de tayinim Denizli ye çıktı. Tabi gurbette has bir arkadaşın gelmesine  kim sevinmez!

Yücel de geldi Denizli de işe başladı. Tabi yine orada ailece görüştük Van’daki muhabbet orada da devam etti. Biz yılların arkadaşı idik memleketten uzakta hiç birbirimizi bırakamazdık ve birbirimizi hiç bırakmadık.

Denizliye bir gün gittiğimde Yücel boynundaki kravatı gösterdi. Bak dedi bunu hatırladın mı? Yok dedim nerden hatırlayacağım! Seninle iddiaya tutuştuk ya işte o senin aldığın kravat. O anada hatırladım Ferruh Bozbeyli seçimi bende kravatı  kaybetmiştim o gün. O kravatı benim bir hatıram olarak özenle saklamıştı.

Derken ben almam gereken kadromu aldım ve ben tekrar Van’a döndüm. Ben geldim Yücel’de benim ardım sıra Van’a geldi bu kez Van SSK Müdürlüğünde işe başlarken o SSK hastanesinde  işe başladı. İşyerlerimiz ayrı olsa da değişen bir şey yoktu biz yine her zaman her fırsatta beraberdik.Yine muhabbete kaldığımız yerden devam ederken bu kez Yücel dedi ben Denizliye tekrar tayin isteyeceğim. Yahu dedim niye geldin niye gidiyorsun desem de tayin istedi yine Denizliye gitti.

 Aradan bir müddet geçti bu kez yine Van’a tayinen geldi. Niye böyle ha  bire gidip geldiğini ben bile anlamadım. Çok zaman geçmedi yine Denizliye gitti ve tekrar geldi.

Üç defa denizliye gitti geldi ve en sonunda Van’a yerleşti artık gitmedi.

Ancak 2011 deki depremde bu kez Gaziantep’e gitti orada bir müddet kaldıktan sonra tekrar Van’a geldi bu kez Edremit Yeni TOKİ de yine buluşmuştuk. Hani bir şarkı var ya bizde şarkı da olduğu gibi “Biz ayrılamayız” deyip bir türlü ayrılamıyorduk ve yine yıllar sonra bir başka yerde buluşmuştuk.

Bu arada eşi vefat etmişti ikinci bir evlilik yapmıştı. Her şey iyi derken Koah hastalığına tutuldu. Çok rahatsızlıklar geçirdi çok hastanede kaldı gitti geldi derken benim can arkadaşım 6 Mayıs günü hayata veda etti.

Üzüldüm tabi koca bir hayat beraber olduğunuz bir arkadaşınızı kaybetmek öyle kolay değildi.

Bu gün aramızda değil Edremit’te yine dede baba otağında Edremit Mezarlığında yatıyor ben de vasıta ile her gelip geçerken ona selamımı ve dualarımı iletiyorum.

Ruhun şad mekanın cennet olsun aziz dostum. Seni hiçbir zaman unutmadım ve seni yaşadıkça hep rahmetle anacağım.

 

Bakmadan Geçme