İlk karne aldığım gün

İlk karne aldığım günü hiç unutmam. O gün okul erken paydos edilmiş karneler elimizde deli danalar gibi dışarı atmıştık kendimizi.

İlk karne aldığım günü hiç unutmam.  O gün okul erken paydos edilmiş karneler elimizde deli danalar gibi dışarı atmıştık kendimizi. Eve doğru koşarken dizlerime kadar kara gömüldüğümü hatırlıyorum. Büyük bir sevinçle eve girdim. Kalabalık bir aileydik. Ablalarım, abilerim karnemi görmek için heyecan içindeydi. Ablam elimdeki karneyi kaptı. Haldır haldır yanan kuzine sobanın sıcaklığına rağmen birden ortam buz kesti. Karneme bakan ablamın suratı aniden değişti. Enseme indirdiği bir şamarla neye uğradığımı şaşırdım. Ne oluyor dememe kalmadan üstüne bir de fırça bastı.

 

 "Sanki güzel bir karne getirmiş gibi ne seviniyorsun öyle? - Niye noldu ki abla? Zayıfım yok işte. - Görmüyor musun Türkçe Geçer. - Ee Geçer işte. - Oğlum Geçer demek zayıf gibi bir şey." İnanır mısınız bir dönem boyunca öğretmenimin bazı çocukların siyah önlüklerine neden kırmızı kurdele taktığını daha o an anlamıştım. Bana bir türlü takmıyordu. Çünkü ben okumaya geçememiştim. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü adeta. Mahcubiyetimden odadakilerin yüzlerine bakamadım. Kendimi lavaboya attım. Birinci sınıfın ilk sömestr tatili ablalarımın yardımıyla okumayı söktüm. İkinci dönem başladığında öğretmenim beni yanına alıp koca koca yazılı bir şeyler okuttu. Okuyor olmama çok şaşırmıştı. Siyah önlüğüme altın rengi bir çengelli iğne ile kırmızı bir kurdele taktı. Çok sevinmiştim ama başımı kaldırıp baktığımda tüm arkadaşlarımın hali hazırda kırmızı kurdeleleriyle oturduğunu fark ettim. Okumaya en son geçen bir öğrencinin mutluluğu işte. Sene 1980.

 

Neyse ki okul hayatımın tamamı ilk yılki kadar komik geçmedi. Sonraki seneler okul birinciliğini kimseye kaptırmayan bir öğrenci olarak sınıf öğretmenimin gözdesi olmuştum. Sınıf öğretmenimi asla unutamam. Bizi daima gözleriyle eğitirdi. "Güzel bir davranış yaptığınızda gözlerim güler, yanlış bir davranış yaptığınızda gözlerim kısılır kaşlarım çatılır demişti." Beş yıllık ilkokul süresince onun gözlerine bakarak eğitim aldık. Ne sesini yükselttiğini, ne şiddet uyguladığını gören olmuştur. Onun verdiği mükemmel eğitim sayesinde Anadolu lisesini sınavını özel bir hazırlık yapmadan kazanmış, üniversite sınavını yine herhangi bir dershane veya kursa katılmadan kazanmıştım. Öğretmenlik hayatımda daima onu örnek aldım.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme