Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

YILIMIZI HAYIRLI KIL

MEVLÜT EŞGÜNOĞLU

Yâr Rabbi, yalvarırız kabul et duamızı

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

Güzellikler getirsin mutlu et yuvamızı

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

Hicri Rumi Miladi farkı yok hepsi yıldır

Yılları ayıranlar yarattığın bir kuldur

Ders alan kullarına dünya âlem okuldur

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

Yılları bitiririz ayları saya saya

Yaşayalım rızanla hayatı doya doya

Allah'ım huzur getir şu karmaşık dünyaya

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

Yıl dediğimiz ne ki üç yüz altmış beş gündür

Kalbimizi küfürden hidayetine döndür

İnsanoğlu yangında rahmetin ile söndür

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

Bizler gafil kullarız akıl ver de uyandır

Kalbimize ilham ver âşık eyle de yandır

Biliriz makbul kulun seni bilip duyandır

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

Bütün kudret sendedir her güç senin elinde

İnsanoğlu sürgünde dünya gurbet elinde

Sen gerçek sevgilisin Eşgünoğlu dilinde

Ne olur hayırlı kıl gelen her yılımızı

HAYAL KIRIKLIĞI

GÜLİSTAN AY

İnsanı en çok yaralayan duygu nedir? Çoğu insan bu sorunun cevabının kişiden kişiye veya insanların yaşadığı tecrübelere göre değiştiğini düşünür. Kimine göre karamsarlık, kimine göre özlem, kimine göre ise pişmanlık… Aslında insanı en çok yaralayan duygu hayal kırıklığıdır. Gerçekleşmesi mümkünken gerçekleşmeyen beklentiler insanı sırtından hançerlenmiş gibi hissettirir.

Ölüm duygusunun altında yatan duygu hayal kırıklığıdır. Sevilen ve kaybedilen bir insanın kaybı elbette canımızı çok acıtır ama bu duygunun temel nedeni o kişiyle yaşanması hayal edilen, sahip olunması umulan zaman diliminin yarattığı hayal kırıklığı duygusudur. Bir daha yaşanması mümkün olmayan anılardır.

Sevdiği insana güvenen ve bir gelecek hayal eden sonuç olarak ise ihanete uğrayan bir âşığı ele alalım. Ayrılık vakti geldiğinde onu karamsarlığa iten beklentilerinin gerçekleşmemiş olmasıdır. Paraya ihtiyacı olan birine borç vermeye söz veren birinin sözünü tutmadığı durumu düşünelim. İhtiyaç içinde umut dolu beklerken alacağı hayır cevabının onda yaratacağı duygu durumunu hayal edelim... Bir daha aynı durumla karşılaşırsa karşısındaki insana güvenmesi elbette mümkün değildir. Daha güçlü bir insana dönüştüğünde ise acı deneyimi sayesinde intikam duygusuna kapılabilir çünkü herkes doğru seçimi yapamaz.

Duygularına yenilir bazı insanlar. Toplum olarak hayal kırıklığı duygusunu yaşamak istemesek de maalesef insanlara yaşatmaktan geri kalmıyoruz. Bunun karşımızdaki insanı ne kadar çok üzebileceğini, karamsarlığa itebileceğini ve hayal kırıklığının onda yaratabileceği o ağır yükü fark etmiyoruz. Arkamızda ise mutsuz ve hayattan zevk almayan bir insan yığını bırakıyoruz. Bu durumun en korkunç yanı ise herkesin bu durumdan şikâyetçi olması fakat kimsenin bir şey yapmamasıdır.

Bu nedenle insanlara söz verirken, umut aşılarken çok dikkatli olunmalıdır. Yapılacak en ufak yanlış hareketin bir insanda yaratabileceği tahribatı tahmin etmek mümkün değildir. Bunun hem bireysel anlamda hem de toplumsal anlamda elbette sonuçları olacaktır ve o sonuçlar bir yerde hepimizi etkileyecektir.

ŞAİR OLMA ARKADAŞ

HATİCE TÜRKMEN YURTSEVEN

Okuyan anlamazsa

Başına düşer o taş

Yazdığın dokunmazsa

Şair olma arkadaş

Yazmıyorsa kalemin

Zorlama hoyrat dilin

Acınacak vah halin

Şair olma arkadaş.

El alemi yazarak

Fit'le ara bozarak

Mazlumu da ezerek

Şair olma arkadaş

Gündemi yazmıyorsan

Yalanı çizmiyorsan

Kötüyü bozmuyorsan

Şair olma arkadaş

Halkın sesi olmazsan

Sahalara dolmazsan

Hüzne maya olmazsan

Şair olma arkadaş

Türkmenkızı çal sazı

Doğruluk onun baz'ı

Yazarsan nahoş yazı

Şair olma arkadaş

İKİ MİLYAR MÜSLÜMAN

NAZMİ SARAÇOĞLU

Gazze aç, Gazze susuz, hep huzursuz uykusuz

Gazzede katliam var ama biz orda yokuz

Dönüp baksan umrede hacda ne kadar çokuz

Meğer kefen giyinmiş ruhsuz kalmış Müslüman

Derin uykuya dalmış iki milyar Müslüman

Üşümekte çocuklar kar yağmurun altında

Sanma sorulmaz bizden vebali Hak katında

Sıkışmış kalmış ümmet ölüm Gazze hattında

Bir el uzatamamış kilitlenmiş Müslüman

Bir kapı açamamış iki milyar Müslüman

Cihattan vazgeçtim ben un dahi veremeyiz

Siyonistten petrolü gazını kesemeyiz

Onlar bizi beklerken oraya giremeyiz

Dış kapının mandalı olmuşuz biz Müslüman

Sinmiş suspus oturmuş iki milyar Müslüman

Şimdi Refah kapısı hedefinde onların

Ora son çaresiydi mazlum Müslümanların

Ne zaman sorulacak hesabı bu kanların

Refaha çok alışmış dışarıda her Müslüman

Sade rakamda kalmış iki milyar Müslüman

FİLİSTİN AĞLIYORDU

FAHRİ HARİS DOĞAN

Kan ağlıyordu kutsal topraklar

annelerin kollarında doğuyordu ölü bebekler

beşikler yerine mezarlıklar yatak olmuştu bedenlere

kaç çocuğun kokusunu çiçekler taşıyordu

kim bilirdi ki

Göz yaşı döken ihtiyarların ağzında bir cümle

Allah bize yeter diye ağlıyordu hepsi

Allahtan başka minnet eylemeyen boynu dik insanların

din kardeşleri feryatlarını duyar mı ki

Ölüme koşarak giden gençler

şehitlik makamı için birbirleriyle yarışırken

bir can yaşatmak için canından vaz geçerken

kulaklarını tıkayanlar hak eder miydi cenneti.

ŞEHİR

MUHAMMED FURKAN DEMİRADAM

En kuytu semtinde

çocukların artık uğramadığı

bir parkta

soğuk bir banka oturur

bu şehir

görmezsiniz

Yalnızlığımdır

Metro istasyonu girişlerinde

Sigara dumanlarında sisli çocukluklarını

görürüm kadınların

yelken açar içime bu yaban dünya

yalnızlıktır,

yalnızdır,

bilemezsin ki yalnızlığımdır..

dudaklarında yarım kalmış

bir şiirle

bu adam

şehrin kalbinde

sokağında

kaldırımlarında yürür

..

Yalnızlığımdır.

ÇOCUK

ZEYNEP SÜMER

Bilmem niye geldin sen bu dünyaya

Hangi kara günde doğdun be çocuk

Düştün arz denilen çirkef rüyaya

Bizleri mateme boğdun be çocuk

Bağrıma sığmayan dağdın be çocuk

Vicdanı kurumuş sırtlan ricalin

Kiniyle boyandı pembe hayalin

Gazzeli mi olmaktı ki emelin?

Kimin ayağına bağdın be çocuk

Düştükçe büyüyen çığdın be çocuk

Çelikten yapılmış zırhtı imanın

Terazisi şaşmaz yüce divanın

Kan revan içinde kalmış her yanın

Kara bulutları sağdın be çocuk

Issız duldalara sığdın be çocuk.

İntizar doladım artık dilime

Ver pamuk elini yavrum elime

Ne ettin de maruz kaldın ölüme

Yas oldun gönlüme yağdın be çocuk

İçime kederi yığdın be çocuk.

Ne işin var senin şu iblis çarkta

Aksaydı pislikler derede, arkta

Gülüp oynasaydın bahçede, parkta

Göklere ne çabuk ağdın be çocuk

Sen benim boynumu eğdin be çocuk.

YÂRENİM

GAMZE NUR ÜNAL

İşbu kâinatta sana benzer

bir tek yıldız bile yok,

gündüzler hep sana kul

senin gibi akşamım yok

her saniyem senliydi diye suçsa

gönlümü benden sen aldın

zerre kadar günahım yok

Ey sevgili,

gözyaşım mahallenin etrafını

denize döndürdü sayende

yolum geçilmez olmuştur,

oraya varmaya yolum yok

gözyaşım baştan bana cübbe giydirdi

tepemde aşkımın alevi var

sanmayın kafamda külahım yok

Ey insanlar,

suçum çoksa da kesmem ümidi

kul isem O sultanımdır

benim başka ilahım yok.

KADER

MEHMET ÇİFTLİKLİ

İnan bende senin elinden şaştım,

Derin sulara da daldıran kader,

Halden bilmezin ocağına düştüm,

Saçımı başımı yolduran kader,

Yolumu sarp eyledin vurdun taşa

Anladım seninle çıkılmaz başa,

Lalezar bahçe yetiştirdim boşa,

Açma da gülümü solduran kader,

Alnıma silinmez kalemle yazdın,

Yollarıma da hep çukurlar kazdın,

İltifatlar etsem ona da kızdın,

Dört kolda üstüme saldıran kader,

Yakamda düşmedin beni bezdirdin

Karasevda verdin çölde gezdirdin

Ona da hasret bıraktın beni ezdirdin,

Şu yalan Dünyada yıldıran kader

Yalan Dünya'nın içinde barındım,

Kırk kanat geçindim bazen erindim,

Yürümeyi çok gördün hep süründüm,

Yaşarken beni de öldüren kader,

İsyanda etmiyorum sümme hâşâ

Şükür ediyorum geldi mi başa

Kimini bey ettin kimini paşa,

Şansızlığı ömre çaldıran kader,

Neler çektim olmadı mı haberin

İçim kor sanma ki bu yürek serin

Beyazlayan saçım senin eserin,

Başıma karları yağdıran kader

Tuttun yakamı ömrümü bitirdin

Sevdiklerimi de aldın götürdün

Ölmeden önce kabire yatırdın

Yaşarken canımı aldıran kader

Hayatımı da ilmek ilmek ördüm

Bazen sağır oldum bazense kördüm

Mehmet im bu yaşta çok şeyler gördüm

Bana sur düdüğü çaldıran kader.

Bakmadan Geçme