Yunus Türkoğlu

Kudüs Fatihi Salahattin-i Eyyubi (1)

Yunus Türkoğlu

Geçtiğimiz Ekim ayı İslam tarihinin önemli olaylarından birinin yıl dönünüydü. 1167 yılının ekim ayında Salahattin Eyyubi’nin Kudüs’ü 88 yıllık haçlı işgalinden kurtarması unutulmaması gereken hadiselerden biridir. Özellikle Mescid-i Aksa’nın düşman çizmeleri altında ezildiği bu günlerde İslam dünyasının bu konuya gerektiği hassasiyeti göstermemesi üzücü ve elem vericidir! 

Peygamberler şehri olan Kudüs’ün Müslümanlar için ehemmiyeti pek büyüktür. İsra ve Miraç mucizelerinin gerçekleştiği Kudüs şehri ilk defa Hz. Ömer (ra) döneminde fethedilmiş ve o günden 1099 yılına kadar Müslümanların elinde kalmıştı. Bu tarihte bölgeyi istila eden haçlı orduları hem Müslümanlara hem Yahudilere yönelik günlerce süren katliamlar gerçekleştirmişler ve bölgede irili ufaklı devletçikler kurmuşlardı. Bunlardan biri de Kudüs’te kurulmuş olan Kudüs Haçlı Kontluğu’ydu… 

İslam dünyasını yasa boğan bu hadise bütün şuurlu Müslümanlar gibi Büyük Selçukluların Halep Atabeyi Nureddin Zengi için de büyük bir üzüntü kaynağıydı. Kudüs’ün yeniden fethedilmesi hayatının gayesi olmuştu. Ve fethedildikten sonra Mescid-i Aksa’ya konulmak üzere sanat değeri yüksek bir ahşap minber yaptırmıştı, bunu Halep’te yanında bulunduruyordu…

Salahattin-i Eyyubi’de onun kumandanı ve valilerinden biri olarak aynı idealleri taşıyan bir mücahiddi.
“Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim?” diyen Salahaddin-i Eyyubi’nin haçlı işgaline son verip yeniden Kudüs semalarında ezan-ı Muhammedi okununcaya kadar güldüğü görülmemiştir. 

Salahattin Eyyubi; İslam tarihinin yetiştirdiği, insanlığın semasını süsleyen üstün şahsiyetlerden biridir. Müslümanların gönüllerinde taht kurup, silinmez izler bırakmıştır. Önde gelen bir ailenin çocuğu olarak 1138 yılında Tikrit’te doğdu. Ailesinin kökeni Yemen Araplarına dayandığı, Basra’dan Azerbaycan’a göç eden ailenin Kürt aşiretler ve Türkmenlerle kaynaşıp sonra evlilikler yaptıkları bilinmektedir.
Ailesinin Suriye’ye göçmesinden sonra, Salahaddin buranın manevi atmosferinde yetişti. Babasının vali olarak atandığı Ba’lebek ve Şam’da büyüdü, iyi bir tahsil gördü. Askeri eğitiminin yanında dini derslerde aldı. Şam’daki Daru’l Hadis (Hadis Üniversitesi)’den mezun oldu. Arapça, Farça, Kürtçe ve Türkçe dillerini biliyordu.

Salahaddin-i Eyyubi, iyi bir komutan olan amcasının yanında haçlılara karşı yapılan savaşlara katıldı. Mısır seferlerinde başarı göstererek iyi bir kumandan ve devlet adamı olarak ön plana çıktı.  

O dönemde Mısır’da Şii Fatımi idaresi hüküm sürmekteydi. Büyük Selçuklu Devleti’nin hedefi İslam birliğini sağlamaktı. Birlik için bu devletin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Mısır’daki idare Sünnilere göz açtırmıyor, dış siyasetini ehlisünnet mensubu devlet ve beyliklere zarar vermek üzere kurmuştu. Hatta Haçlılarla bile işbirliği yapabilirdi.

Bu sıralarda 1. Haçlı seferi sonucunda kurulan Kudüs Krallığı gözünü Mısır’a dikmişti. Şartlar gereği Mısır’ın Haçlılar tarafından ele geçirilmesi çok tehlikeliydi. Ve Mısır’daki Fatımiler Devleti karışıklıklar içindeydi.

Salahaddin Eyyubi bu sırada idarecilikten ziyade, dini ilimler ve tasavvufla uğraşmak istiyordu. Lakin kader onu vazife başına çağırıyordu.

Mısır veziri amca Şirkuh vefat edince yerine yeğen Salahaddin tayin edildi. Bu dönemde naib sıfatıyla, Mısır’ı müstakil bir hükümdar gibi yönetmeye başladı.

Haçlılar Mısır’ı ele geçirmek için Avrupa ve Bizans’tan takviye kuvvetler istediler. Salahaddi Eyyubi ise Haçlılara karşı Selçuklulardan yardım istedi ve Mısır’a saldıran Haçlıları geri çekilmeye mecbur bıraktı.
Fatımi halifesi ölünce idareyi tamamen eline alan Salahaddin Eyyubi, tekrar harekete geçip İskenderiye’ye çıkarma yapan Haçlılara karşı büyük zafer kazandı. Mısır’daki hâkimiyetini güçlendiren Salahaddin, orduyu yeniden teşkilatlandırdı, Sünni medreseler ve müesseseler kurdu. 

Tarih 1171 yılını gösterdiğinde ise Nüreddin Zeng’nin emriyle Fatımi hilafetine son vererek İslam birliğini sağladı. Salahaddi’in haçlılara karşı başlattığı cihad harekâtı, bölgedeki bütün Müslüman halkalarını onun etrafında birleşmesine yardımcı oluyordu.

Bağdat’taki Abbasi Halifeliğine bağlılığını ilan eden Salahaddin Eyyubi, Mısır’ın tek yöneticisi durumuna geldi. Böylece İslam dünyasındaki iki başlılık son bulduğu gibi, Haçlılara karşı Müslümanlar birliğe kavuşmuş oldu… Darısı günümüz Müslümanlarına. Nasipse devam edeceğiz…

Yazarın Diğer Yazıları