Burası bir hastane odası
Tavana yakın küçük bir penceresi olan
Sessiz sakin Belki de aradığım yer
Içimde bir Mimar var
Kendini inşa edemeyen
Okumuşum ama bin parçaya bölünmüş gibiyim
Toplamak yerine bölüp parçalara çarpan
Içimde bir fırtına var
Coştukca çoşan bir türlü durulmayan.
Denizler kadar dalgalı,
Nehirler kadar durgun.
İçimde bir ateş var sönmek bilmeyen
Yandıkca yakan yaktıkca harlanan.
Bir çocuk var içimde küllerinden yeniden doğan.
Her düştüğünde kendi kalkan
Ama tutunacak bir dal bulamayan.
Şimdi heybemde biriktiriyorum umutlarımı
Cebimdeki şiir kırıntılarını serpiştiriyorum
Son kez etrafa benden geriye kalan ne varsa.
Şu yasaklı ömrümden kimler gelip geçti saymadım.
Kahkahalarıma gizledim hüzünlerimi.
Her gece yastığa damlayan göz yaşlarım gibi.
Kapatın ışıkları gün ışığı girmesin odama
Düşüncelerim beynimi zorluyor
Meğer ne çok ihtiyacım varmış bu sessizliğe
Her zaman olduğu gibi kalemim ve defterim yanımda
Aklıma geleni not alıyorum
Hikaye uzun, koridorlar uzun, yol uzun.
Burası bir hastahane odası
Tavana yakın küçük penceresi olan
Sessiz sakin belki de aradığım yer