
Vansesi 87. yılını idrak ediyor
Ümit Kayaçelebi
Şöyle bir geriye dönüp baktığımda çocukluk gençlik yıllarımda kitapçılar aklıma geliyor gazete bayileri aklıma geliyor ama her şeyin ötesinde ta ilkokul yıllarından bu güne kadar sürüp gelen bir gazete alma okuma alışkanlığım var.
Bu gün dahi kendime uygun bulduğum gazeteleri alır okurum. İşte o zamanlar ulusal basın yerel basın ne onu bilmiyordum. Ancak zaman ilerlediğinde yerel basının ne olduğunu anladım tabi.
Vansesi başta olmak üzere diğer Van gazeteleri ile de tanıştık ve bu tanışma 1970 li yıllarda okuyuculuktan yazarlığa geçmeme nasip oldu. Serhat Gazetesinde ilk yazı şiir ve hikâyelerim çıktı ondan sonra bir müddet ara verdim. Vansesi ile 1998 yılında rahmetli Remzi Perihan amcamızın sahiplendiği yıllarda bir müddet yazı ve şiirler ile gazete sayfalarını paylaştık. Ve yıl 2024 yine Vansesi Gazetesinde yazı ailesinden biri olarak günlük Dünya, Türkiye ve Van yazıları ile özellikle kültür sanat yazıları ile sıla özlemi yaparak düne dönük yazılarla okuyucularımla buluşuyorum.
Eski bir usta eski bir yazar olarak, yıl olarak yıllanmış eski ama, sürekli kendini günün şartlarına göre yenileyen eskimemiş bir gazetede yazmak benim için çok anlamlı ve çok da manidar.
Baba dostu sevgili kardeşim Erdal Perihan ile 1937’lerden bu günlere kadar gelip çıkan Vansesi’nde birlikte olmaktan da ziyadesi ile memnunum. Birlikte tarih yazıyor ve Vansesinde Van’ın sesini duyuruyoruz. Paylaşmak güzel ama Vansesi’nde geçmişi dünü bu günü paylaşmak her şeyden çok daha güzel.
Kadir kıymet bilen insanlarla yol almak çok anlamlı, çok güzel.
Aklımın erdiği günden beri Türkiye’de çıkan ulusal gazeteleri ve beri taraftan da Van’da çıkan mahalli gazeteleri bilen tanıyan ve takip eden biriyim. Gazetenin benim hayatımda çok ayrı bir yeri vardır. Oldum olası hep gazeteciliğe merak salan ve hayatımda apayrı bir değer veren bir kişi olarak gazetecilik mesleğine çok ilgi duydum ve bu işi yapanlara da çok saygı duyup imrendim.
Çocukluk yıllarımda Van’da gezerken gözüm hep gazete tabelalarına takılırdı “Van Postası”, “İki Nisan Gazetesi”, “Serhat Gazetesi” ve Van’ın en eski gazetesi olması sıfatını taşıyan “Vansesi Gazetesi”.
2000 binli yıllara kadar Serhat Gazetesi hariç olmak üzere Van Postası, İki Nisan Gazetesi ve Vansesi Gazetesi yayın hayatlarını şanla şerefle sürdürdüler. Yalnız Rahmetli Demiray Şaşıhüseyinoğlunun da ortağı olduğu Serhat Gazetesi yayın hayatını 1980 yılındaki darbeyle noktalamak zorunda kaldı ve yayın hayatı sona erdi.
Lakin daha sonraları Nail Başıbüyük’ün çıkardığı İki nisan Gazetesi ve Turan Şahin başın çıkardığı Van Postası da yayın hayatını devam ettiremeyince bu gün kala kala maziden bize seslenerek gelen bir Vansesi var bu gün yayın hayatımızda.
Dünden bu güne arada günlük, haftalık gazete olarak birçok gazete çıkmışsa da birçoğu maddi veya başka sebeplerden dolayı maalesef yayın hayatlarını sürdüremeden mazinin karanlıklarında kaybolup gitmişlerdir.
Dünden bu güne yayın hayatını en zor şartlarda bile hedeflerinden, amaçlarından sapmadan, omurgalı duruşundan taviz vermeyerek, dimdik yürüyerek gelen bir tek Vansesi Gazetemiz vardır. Biz de bu gün İlyas Kitapçı’yı, Remzi Perihan ağabeyimizi bu gazetede bu güne kadar yazan çizen taka tuka ile de olsa harf dizerek gazete dizen dağıtan hâsılı kelam emek veren herkesi rahmetle ve hürmetle yad ediyorum.
Bazı inkıtalar olsa dahi hayatımın bir bölümü Vansesi Gazetesinde geçmiş bir gazeteci olarak bu günde bir yazar olarak burada bulunmaktan bu gazetede Vana Türkiye’ye hitap etmekten bahtiyarlık duyuyorum.
Bahtiyarım çünkü Van’ın eski gazetesinde Türk medyasında ulusal gazeteler seviyesine ulaşan Vansesi’nde yer almak herkesi mutlu etmeli ve bunun hakkını vermek lazımdır diyorum.
Vansesi Van’ın sesi soluğu başı dik onurlu ve gururlu olarak halkın sesi olarak Türk kamuoyu tarafından yaptıkları kabul görüyor hizmet veriyorsa Vansesi ailesi olarak bu gurur bizim için kâfidir.
1950 ve 1960 yıllar da toprak binalarda yaz kış demeden taka tuka hurufatla tek tek harfleri dizerek gazete çıkarmak gazete hazırlamak öyle sanıldığı kadar kolay değildi. Vansesi o yıllarda adeta bir dergâh hüviyetinde idi. Gazetede Türkiye’nin meseleleri konuşulur, aynı zamanda tüm edebi şahsiyetler, edebi türler üzerinde gerekli tartışmalar yapılırdı. Vanlı olsun olmasın tüm edebiyatseverler, yazarlar, şairler, düşünce adamları ve hatta siyasiler matbaaya uğrarlar ve yapılan sohbetlerden, değerlendirmelerden nasiplerini alırlardı. Siyasiler, dönemin başbakanları, bakanları, milletvekilleri aynı zamanda Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurucu başkanı Remzi Perihan’ı arayarak Van’ın sorunları, Van’a yapılacaklar ve yapılması gerekenler hakkında Remzi Perihan’ın önerileri, görüşleri alınır Van ziyaretlerinde Remzi beyle istişarelerde bulunurlardı. Siyasilerin dışında sanayiciler, iş insanları Remzi beyle diyalog halindeydiler. Gazetenin misafirleri, gelen, gidenleri eksik olmazdı.
Gazete mürettipleri kurşun harfleri kumpasa sıraya diziyor, sonra düzgün bir şekilde kalıba yerleştirip baskıya veriyorlardı. Önce tek bir nüsha baskıdan çıkıyor, orada hazır bulunan arkadaşlardan biri baskıdan çıkan o tek nüsha gazeteyi Remzi Perihan veya Ahmet Kuralkan’ın masasına getirerek baştan sona noktasından virgülüne kadar dikkatlice tahsisini yapıp, gazete üzerinde gerekli düzeltmeyi yapıp son halini aldıktan sonra esas baskıya veriliyordu.
Bu işin emekçileri emek sarf edenleri bu işi gönüllü olarak canı gönülden yapan işin erbaplarıydı. Gazete çıkarmak gazetecilik bir gönül işiydi. Onlarda bu işi çok severek ve özveri ile yapıyorlarken bir yandan da yeni yeni genç gazetecilerin yetişmelerine ön ayak oluyorlardı.
Her zaman gücünü Van halkından alan ve bu gün 87.şeref yılını idrak eden şehrimizin bu en eski ve en köklü Gazetesi Vansesi’yle haklı olarak bu onuru ve gururu yaşıyoruz.
Ben de bu gün bu Gazetenin bir yazarı olarak eski bir yazar olarak bu gemide hizmet eden biri olarak mutluluk duyduğumu göğsüm kabararak ifade etmek isterim.
Düşünün ki 21 Temmuz 1937 tarihinde başlayan bu kutlu yolculuk şartlar ne kadar zor da olsa aşa aşa gelmek koskoca yılları geride bırakırken kimler gelmiş kimler geçmiş.
Nice insanlar emek sarf etmişler öyle kolaya olmamış ama her şeye rağmen bu gün bakıyoruz o tarihte rahmetli İlyas Kitapçı ile Remzi Perihan el ele kol kola bu gazetenin temelini attıkları Vansesi nice şereflerle 87. kuruluş yılını idrak etmekte.
İlk kuruluş yılında “Yeni yurt” ismiyle neşir hayatına başlayan gazete daha sonra 1948 de “Vansesi Gazetesi” olarak yayın hayatını sürdürerek bu günlere gelmiştir.
Belki bu gün o eski yazarlar o eski ustalar, üstatlar duayenler olmasa bile en azından onların izinden giden ben ve benim gibi onlar, onların yerlerini dolduramasak bile bir şeyler yapmak isteyen güzel yazarlarımız var.
Her konuda yazan, köşelerimizi paylaşan renk katan arkadaşlarımız var ki bunların içinde istikbal vaat eden genç yazarlarımız var. Bizler elbette ki dünyada hep kalacak değiliz. Ama geriden gelen ayak seslerini duymakta biz eski ve usta yazarları da rahatsız etmek yerine bizlere mutluluk veriyor. Gün gelecek onlarda bizlerin yerlerini en iyi ve en güzel şekilde dolduracaklardır. Vansesi bunu yıllarca yapmış ve bu günde yapacaktır.
Vansesi bir mektep olarak mütalaa edilirse buradan biz ve bizim gibi zamanla daha nice ustalar üstatlar duayenler çıkacaktır elbette. Hayat böyledir insanlar yıldızlar gibi bir gün parıl, parıl ışıklar saçarken daha sonra giderken de ardları sıra hoş bir seda ile gidiyorlar.
Netice olarak bu gün bakıyorum artık aramızda ne İlyas Kitapçı ne de Remzi Perihan var. Onlar bu gün başımızda olmasalar bile onların emanetlerine sıkı, sıkı sarılan sahip olan Erdal Perihan var. Bayrak yarışı bu, gün gelecek bu şanlı şerefli Vansesi bayrağını yine biri ve birileri alıp gönderde dalgalandıracaklardır elbette.
Ben de bu gün İlyas Kitapçı’yı, Remzi Perihan ağabeyimizi bu gazetede bu güne kadar yazan çizen taka tuka ile de olsa harf dizerek gazete çıkaran dağıtan hâsılı kelam emek veren herkesi rahmetle ve hürmetle yâd ediyorum.