
İşte hayat Arzu Zorer Uzan ve bir Heybeler Öyküsü
Ümit Kayaçelebi
Hayat her zaman güzel tesadüfler ile doludur. Yıllar evvel yaşadığınız ve önemsiz bir olay gel gör bir zaman sonra birdenbire kıymete binebiliyor. Yıllar geçiyor zaman sizi biraz yaşlandırdığı zaman geçmişe dönüp baktığınızda siz bunun farkındalığını o zaman yaşıyorsunuz.
Bizim Arzu hanımın hikâyesi de aynen öyle olmuş. Yıllar evvel küçük bir okul öğrencisi her çocuk gibi onunda hayalleri var hülyaları var elbette. Ancak o minicik kız o gün ne müzisyen olacağına ne öğretmen olacağına birileri dese de belki inanmazdı.
O gün işte nerden nasıl oluyorsa bir gece düzenleniyor ve o müzik topluluğunun içinde bizim küçük Arzu da var. Koroda kaç türkü okunmuş neler var yok biz bilemiyoruz lakin okunacak türkülerin içerisinde bizim kadim dostlarımızdan Mehmet Kürşat’ında yazıp bestelediği <Heybeler> türküsü de var.
Mehmet Kürşat ta bu Van’ın değerlerinden biridir şu an da yine yaşadığı yerde müzik hayatını sürdürüyor. Böyle güzel bir eseri vücuda getirdiği için de ben de burada kendisini yürekten kutluyorum.
Program içerisinde türküler okunuyor halaylar çekiliyor her neyse bu heybeler türküsü de çekime giriyor ve bu günlere kadar kim veya kimler arşivinde saklamışsa bu günlere kadar çıkıp geliyor.
Tabi o zamanın küçükleri bunu unutuyorlar ama gel gör bir zaman bu kayıt ortaya çıktığı zaman hazine bulmuş gibi seviniyorlar. Haklı olarak kendilerine paye çıkararak seviniyor ve kendileriyle övünüyorlar.
Ben de çocukluğumda böyle bir şey yapmış olsa idim ve seneler sonra ortaya çıktığında en az Arzu kadar sevinirdim.
İşte bu güzel bir nostalji konusu olan heybeler birden bire Van da Vanlılar tarafından dillendirilmeye başlanıyor. Tabiî ki bundan olayın kahramanlarından biri olan Arzu Zorer de en çok sevinenlerden biri olmasında ne yapsın!
İşte sosyal medya da video yayınlanmaya başlayınca en başta kendisi olmak üzere herkes büyük bir mutluluk duyuyor. İş çığ gibi büyünce TRT 1 De Alişan’ın sabah programından da davet gelmesi üzerine Arzu Zorer de bu programın içinde olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyor.
Haklıdır elbette 41 sene sonra Heybelerin gündeme gelmesi dilden dile dolaşması şüphesiz en çok onu mutlu etmiştir.
Her Vanlı gibi ben de o gün TRT 1 de televizyon başındaydım. Ben böyle şeylerden kendi payıma çok büyük memnuniyet duyarım. Ortada güzel bir şey varsa bunu yapanı takdir ve tebrik etmek bizi mutlu eder.
Her kim ki Van adına bir güzellik ortaya koyuyorsa o yaşı başı ne olursa olsun şahsım itibariyle başımızın tacıdır. Her zaman denildiği gibi akıl yaşta değil baştadır.
Bu memleketin ben gibi herkeste güzel şeylerle anılmasını ister ve biz buna çok muhtacız. Zaman zaman Van adına gerek festival gerek şenlik gerek Televizyon programı olsun bu tür sosyal etkinliklerin olması Van adına sevindiricidir.
Bu memleket bizim biz bu toprakların insanlarıyız. Bu topraklardan Yaşar Kemal’ler, Ruhi Su’lar, Abdullah Yüceler, Âşık Emrahlar, Atakan Çelikler ve niceleri gelip geçmişlerdir. Daha çok nice güzel insanların ömür sürüp yaşadıkları ve tarihe geçtikleri kadim bir şehirdir Van. Bu şehrin kıymetini değerini ancak bilenler bilir.
Geride kalan bizlerde elbette yaşadığımız zamana damgamızı vurmak ve İmzamızı atmak zorundayız. Bu bizim yaşadığımız topraklara olan vefa borcumuzdur.
Neyse yıllar geçmiş dünkü küçük kızcağız zaman geçmiş okumuş öğretmen olmuş müzikle uğraşmış edebiyatla uğraşmış biri olarak bu gün aramızda.
TRT programında kendisini, seyrettiğim zaman onda bir Vanlılık asaletini gördüm hissettim hal ve hareketleriyle işte esas Vanlı budur.
Vanlı Hanım efendiler budur dercesine duruşuyla sahnede çok güzel bir resim çizdi.
Kırk bir kere maşallah diyeyim çok profesyonelce de türküleri seslendirdi. Tabi ki bunda müzik hocası olmaktan ziyade iyi de bir müzisyen olduğunu da orada tüm Türkiye ve Van da gördü.
Aşırı bir şova kaçmadı sakin sakin konuşarak kendisini çok güzel ifade etti türküleri de hiç heyecanlanmadan kaidesi ile okudu tebrik ediyorum.
Ben yazar olarak bu tür programları iyi analiz ederim iyi bakmak yerine iyi görerek değerlendiririm.
Arzu hanım bizi gururlandırmıştır yıllar sonra hem türkünün bestekarı Mehmet Kürşatı da gündeme getirmiş hem de kendisi bu eseri yıllar sonra okuyarak Türkiye’ye ve Van halkına güzel bir nostalji yaşatmıştır.
Bu arada nezaket göstererek benim de bi şiirimi orada seslendirmesi beni ziyadesiyle mutlu etmiştir. Sağ olsun var olsun.
Herkes her şiiri güzel okuyamaz türkü okuması gibi şiir okuması da muhteşemdi türkü gibi şiirinde hakkını veriyor Arzu hanım. Ona da ayrı bir teşekkür ediyorum.
Zorer ailesini gayet yakından tanıyan ve yıllardır onlarla birlikte nice oturma gecelerine nice meşkler ve programlara katılmış biriyim. Hikmet ve Rahmetli Fikret Hoca ile çok beraberliklerimiz olmuştur. Özellikle Fikret hoca ile hatıralarım çoktur geçmişte o kadar çok farklı farklı etkinliklerde bulunduk ki hangisini sayayım.
Fikret Hocayı da bu gün burada yeri gelmişken rahmetle anıyorum ruhu şad mekânı cennet olsun azıyla sözüyle türkü gecelerinin oturma gecelerinin vazgeçilmeziydi. İşte bu günde Arzu ile aynı yolda yürüyoruz hayat böyle bir şey.
Burada önemli bir hususa değinmek istiyorum sosyal medya Arzu Zorer Uzan’dan bahsederken hep fenomen diye bahsediyor ki bu doğru değil çünkü kendisi de bundan rahatsız kendisinden sanatçı müzisyen olarak bahsedilmesini ister.. Ben de şahsen bu fenomen tabirini doğru bulmuyorum ve kendisi çok ciddi bir edebiyatçı müzisyen ve eğitim ordusunun önemli bir şahsiyetidir. Fenomenlik hiç bir zaman sanatçı kimliğinin önüne geçemez ve sanatçılık kadar da kıymete haiz değildir.
Arzu Zorer Uzan kızımızın gelecek zaman içerisinde daha farkındalık yaratması adına farklı güzellikler yaratması ve imza atmasını gönlüm çok çok arzu eder.
Başarıları daim ve kaim olsun.
İyi ki varsın ve hep böyle gündemde olasın herkes senden yaptığın güzel işlerden bahsetsin ve takdir etsinler inşallah.
Selam ve dua ile.