Ümit Kayaçelebi

Atatürk Lisesi'nden gelip geçenler (5)

Ümit Kayaçelebi

Sevgili dostlar yazı dizimize bu gün yine farklı kişileri bahse konu ederek yolumuza ve yazımıza devam edeceğiz. Koskoca 76 yıl geçmiş yıllar içinde gelip geçen on binlerce insan var.

Gördüklerimiz var görmediklerimiz var. Asla ayırım yapmadan mümkün mertebe herkesi hatırladıkça bir paragrafla dahi olsa tarihe kayıt düşürme adına burada anacağız inşallah.

Ancak burada bir istisna yapmak her halde hakkımdır diyorum, özellikle 1960-1970’li yıllar arasındaki öğretmen ve öğrenci arkadaşlarıma öncelik tanımak istiyorum.

TURAN ÖZPINAR

Çocukluk, gençlik ve okul olarak en eski arkadaşlarımdan ve en önde geleni hiç tartışmasız Turan Özpınardır. Gençlik arkadaşım derseniz 60 küsur yıllık arkadaşım sevgili Turan Özpınar.  Dünden bu güne kalan ve kadim dostun kimdir deseler hiç tereddütsüz Turan Özpınardır diyebilirim.

Onunla tanışmamız 60’lı yılların sonuna rastladı. Beş yol dediğimiz yerde nereden aklına geldi ve estiyse Turanın babası Aziz amca <Azmi sebat kitabevi> diye daracık bir yerde toprak bir dükkânda mini minnacık bir kitapçı dükkânı açtı. Sanırım onu da her halde kitapçılık yapması hususunda rahmetli babam etkiledi.

Neyse konuya dönersek Azmi Sebat Kitabevi de bizim Turan kardeşimize teslimdi. Çünkü Aziz amca  YSE de çalıştığı için sürekli dükkanda Turan bazense Doğan duruyordu.. Hal böyle olunca gerek Turanın gerekse Doğanın arkadaşları olan bizler de orayı kendimize bir toplanma yeri gibi kullanıyorduk. Ama aziz amcanın gözünden uzak onun geldiği haberi alınınca hemen tabana kuvvet kaçılırdı ama ben kaçmazdım bir tek bana hususi davranırdı babamdan ötürü.

Bunların ötesinde bizim dostluğumuz top sahalarında, sinemada, kahvede eğlencede yıllarca sürdü gitti.

Hayatımızda çok güzel anılarımız oldu ama Turan Özpınar denince aklıma en çok gelen şey top arkadaşlığımız.

Ben iyi topçuydum kendi mahallemizin dışında başka mahalle takımlarından da takviye güç olarak çağırırlardı. Bunlardan biri de Buzhane Mahallesi idi. Turan Özpınar baba evi oradaydı. Benim bisikletim yoktu Turan maç olduğu zaman beni alır bisikletin arkasına atar Buzhaneye giderdik maç oynardık tekrar bisikletle beni mahalleye getirirdi.

60 lı ve 70 li yıllarda Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde açılan halk müziği korolarında Eğitim Enstitüsünde ve Atatürk Lisesinde çok faaliyetlerin içerisinde olmuştur ve zamanın en usta sazlarından biri olarak da hep öne çıkmıştır.

Ayrıca çok iyi bir ressamdır zamanında çok sergiler açmıştır. Fakat kendini öne çıkarma adına hiçbir şey yapmamak mütevazılık isminin çok duyulmamasına sebep olmuştur.

İyi bir saz ustası iyi bir ressam olarak yinede Van tarihinde yerini almıştır Turan Özpınar.

FEVZİ LEVENDOĞLU

Kambersiz düğün olmazsa Fevzi Levendoğlunun olmadığı bir Atatürk Lisesinden gelip geçenler de elbetteki olmaz.

Hayatı boyunca Vanın her yerinde olan ve son ana kadar Vanın sosyal hayatında çok önemli bir şahsiyet olarak hayata veda eden Fevzi abimizi buradan yazmadan geçmek olmaz..

Benim okuduğum yıllarda kadrolu okul öğretmenleri dışında da dışarıdan derse gelen hocalar vardı. Onlardan biride Ortaokul sıralarında iken o zamanki var olan <Yurttaşlık Bilgisi> derslerine de dışarıdan Fevzi Hocamız gelirdi.

Van'ın 'kültür adamı' olarak bilinen eğitimci Fevzi Levendoğlu Yaşadığı zaman zarfında Öğretmen olarak, Halk Eğitim Araçlarında hizmet sunarak, Yardım sevenler Derneğinde senelerce katkıda bulunarak Vanın gülen yüzlerinden biri olarak hatırlanmaktadır.

Van’ın eğitimine, kültür hayatına ve halk Oyunlarına emek veren, türkü ve derleme yapan, çalışmalara kaynak kişi olarak katkı sundu . Vanspor’un kurucuları arasında bulunan ve Van'ın amatör takımlarından Şengençler Kulübü'nde top koşturan emekli öğretmen Levendoğlu, 30 yıl süreyle kurucusu olduğu Türkiye Yardım Sevenler Derneği'nin başkanlığını yapmıştı.

Bunların yanı sıra yine Van’daki tüm milli bayramlarda kürsüden halka hitap eden, şiir okuyan ve konuşma yapan halkın içinde olan biri oldu har zaman.

Yine ne zaman Van’da gerek TRT olsun gerekse diğer özel TV kanalları ve radyocular geldiğinde de her zaman aranılan ve istenilen biri olarak Van’ı elinden geldiğince ifade etmeye çalıştı.

Bir kenti var eden şiiri, manisi, türküsü, giysisidir. Yani halk kültürüdür. Van'ın kültürel kimliğinin korunmasında, yaşatılmasında önemli emeği vardır. Fevzi Levendoğlu 1970'li yıllarda Van gölü Folklor Araştırmalar Derneği'ni kurmuş, başkanlığını yapmış. Vanlı olma duygusunu, bilincini yaşatmış ve yansıtmıştır"

Van’da her kesim tarafından saygı ve sevgi gören, Van’ın son nesil beyefendilerinden, Van türkülerine, halk oyunlarına ve kültürüne çok büyük emekler veren, Van Kedisi adına “Pişik”  türküsü derleyen, birçok halk kültürü araştırmacısına danışmanlık yapan,  2010 yılında Valilik tarafından  “Fevzi Levendoğlu Ahde Vefa Van Türküleri” CD’si çıkan, çok sayıda ödül alan eğitimci Türkiye Yardım sevenler Derneği Başkanı, gönül insanıydı merhum Fevzi Levendoğlu.

Yine Halk Oyunları ekiplerinin, oturma gecelerinin meşk mekanlarının her zaman aranılan birisiydi.Kültür Müdürlüğü tarafından yakın zamanlarda tertip edilen yemek yarışmalarında da benimle birlikte jüri olarak yarışmalara katkı sunardı. Ve o güzel anları yaşamak bana da nasip oldu.

Hoş bir insandı çok birlikteliğimiz oldu. Genelde nerede ne olsa beni hatırlar ve çağırırdı. Paylaşmasını seven bir insandı.

Fevzi Levendoğlu 2011 Van depreminde evinin ağır hasar görmesi üzerine kendisini davet eden Aydın’da ki yakınlarının yanına geçici olarak gitmişti.  Yakınlarının tüm ısrarına rağmen bir süre  sonra memleketinin hasretine fazla dayanamayarak Van’a dönmüştü.

Kalp hastası olan Fevzi Levendoğlu Van’da gördüğü tablo karşısında üzülerek hastaneye kaldırılmış, bir süre tedavi gördükten sonra 14 Şubat 2012 Sevgililer Günü’nde çok sevdiği ata baba yurdu, toprağı Van’da hayata veda etti.

AHMET ERİŞ

Ortaokul sıralarında iken haliyle daha toy ve başında kavak yelleri esen gençlerdik. Bazen aşırılıklarımızda oluyordu. Mesela okul sıralarında konuşup gülüşmeler ders arasında olduğunda haliyle çok yaptığınızda adınız çıkabiliyordu.

Gizli gizli sigara içmeler ona buna sataşmalara da üzerine eklenince bir anda mimli olabiliyordunuz.

Bizim sınıfta da adı üç silahşörlere çıkan üç kişi vardı Yılmaz Efe, Mehmet Cengiz ve rahmetli Ahmet Eriş.

Üçüde sınıfın en arka sıralarında oturuyorlardı. Zaman geldi geçti sular duruldu ve artık herkes hayatın içinde birer insan olarak yoluna devam etti.

Ahmet Eriş te Emek sinemasında çoğu zamanlar bilet kesmek başta olmak üzere çalıştı. Daha sonra spora yöneldi iyi bir sporcu oldu hakemlik yaptı ve derken hayata veda etti.

Çatık kaşlı adam dediğimiz okul arkadaşımız bu gün aramızda olmasa bile hala hatırlarımızda yaşıyor. Ruhu şad mekânı cennet olsun.

Yazımız  devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları