Ümit Kayaçelebi

5 yıldır 2 Nisan kurtuluş gecesi yapılmadı bu yıl yapılmasını arzu ediyoruz

Ümit Kayaçelebi

Yine her yıl olduğu gibi bu ayın hitamında 2 Nisan 2024 te Vanın düşman işgalinden kurtuluşunun 106. yıldönümünü kutlayacağız. Biz o günleri görmedik ve yaşamadık o günleri bizlere dedelerimiz anlattılar hep. Babalarımız bile tevellütleri itibariyle 0 günleri görmedikleri için o acıları yaşamadılar.

Ancak o günleri yaşayan o zulümleri gören canlı şahit olan çok insanlar vardı bu şehirde. Hiç uzağa gitmeden canlı şahitlerden biri Büyük Babam Başmuallim Yusuf Ziya Kayaçelebi, Büyük annem Cemile Seslisu, Cemile Kayaçelebi büyük annemiz.

Ben bu saydığım kıymetli büyüklerimizin yaşadıklarını ayrı ayrı yazılarımda teferruatı ile kaleme almıştım. Onları burada tekrarlamak istemiyorum.

Acı gerçek şudur ki bu şehirde yaşayan tüm ailelerde o acı günleri gören o Ermeni Rus zulmüne bizatihi şahit olan çok tanıklar var. Farklı yazarların kitaplarında hatıratları var ve ben de bunları zaman zaman gazete ve dergilerde neşretmişim.

Kayaçelebi ailesi de bu zulümden ve mezalimden ne yazık ki nasibini almış bir ailedir.

İşte bu yüzdendir ki her bir 2 Nisan bayramı olduğunda büyüklerimiz daha sabahın ilk ışıklarıyla erken saatlerde bayramın idrak edileceği alana cümbür cemaat koşar giderlerdi.

Adeta bir farz gibi telakki ederlerdi bayrama katılırlardı. O Cumhuriyet Caddesinde temsili Rus ve Ermenilerle karşılıklı çatışmalar silah sesleri arasında duygular şaha kalkardı adeta. O eski günleri büyüklerimiz tekrar yaşarlardı. Mübalağa etmiyorum o temsili Vali olarak Van’a giren Vali Haydar beyi temsil eden kişi direkteki esir kızı kurtardığı zaman hüzünlenip nice o günleri görenler gözyaşlarına boğulurlardı.

Benim bu naklettiğim yıllar 50’li ve 60 yıllar. O zamanlar hala acılar tazeliğini koruyabildiği için bayramlar daha bir coşku ile kutlanıyordu.

Burada herkesin çok merak ettiği bir konu var onu da açıklamak istiyorum. Törenlerin yapıldığı protokolün bulunduğu Vali ve vilayet erkanın olduğu yerin hemen yanında ki bir direğe bir genç kızımız simsiyah elbiseleriyle iplerle sımsıkı bağlanırdı.

İşte o kız 1915 de Van’ı işgal eden Ruslarla Ermenilerin zulmüne uğrayan Van halkının esaretini temsil ediyordu. O üzerindeki simsiyah örtüler ezilen katliama uğrayan çeşitli işkencelerle katledilen Vanların esarete uğrayıp yaşadıkları kap kara günlerinin kapkara örtüsüydü. O örtü o kapkara zulüm ve eziyet günlerini sembolize ediyordu.

Orada direğe bağlanan kız her zaman Kız Sanat Enstitüsünden seçilirdi teamül öyleydi ve bu gelenek hiç senelerce bozulmadı. O da Kız Sanat Okulu mensupları için bir gurur ve iftihar vesilesiydi.

İşte Rus ve Ermenilerle temsili çatışmalar sonrasında Rus ve Ermenileri püskürtme sahnesinin sonunda finalde temsili Vali olan kişi elinde kılıcı ile meydanda attan iner doğruca direğe bağlanan esir kızın yanına gider bir hışımla esir kızın iplerini keser atardı.

İpler çözüldükten sonra temsili Vali kızın üzerindeki siyah örtüyü çıkarıp attığında altta genç kızın üzerindeki ay yıldızlı bayrak arzı endam ettiğinde meydan alkıştan inlerdi.

O Kurtuluş bayramının en nadide bir anıydı. O anı  ancak yaşayanlar görenler bilir ve hisseder.

İşte o 2 Nisan bayramları öyle canlı capcanlı kutlanırdı. Askeri bando geçtiğinde halkın heyecanı ve alkışları anlatılamaz. Bir kamyon üzerindeki veya zamana göre jipin üzerinde 1915 işgalini yaşayanlar, gaziler ne kadar saygı ve itibar görürlerdi ki o da onlar için ayrı bir gururdu.

İşte o bayramlarda temsili Vali olarak bayrama katılanlarda çok saygın ve muteber insanlardı.

İşte o temsili vali Haydar Beyleri de şöyle bir sıralayayım, Hakkı Yakupoğlu, Kemal Hadanoğlu, Tahir Gündüz, Mustafa Solmaz, Sinan Solmaz, Köroğlu Güçlüer,

Senelerce 2 nisan bayramları cumhuriyet Caddesinde kutlanması bize kafi gelmedi haydi bir de geceleri bir araya gelip kutlamalara da kapalı alanlar da devam edelim denildi,.

Kapalı spor salonu başta olmak üzere daha sonraları Devlet Tiyatro salonu ve başka mekânlarda geceleri de Vanlı sanatçıların misafir sanatçıların katılımları ile çok güzel geceler ailelerin katıldığı balolar yaşadık. Bazen de M.Murat Otonunda şahsi gayretleriyle yaptığı gibi arada bir 2 Nisan Baloları da yapıldı az dahi olsa.

İşte bu 1990’lı yıllardan beri süre gelen bir gelenek olarak halkın katılımıyla çok anlamlı geceler oldu.  Ben hemen hemen hepsini de gördüm ama 2003 te ki kutlama en muhteşemi oldu.

O yıllarda işgal günlerini görüp yaşayanlar da vardı onların olması geceye daha bir anlam katıyordu. İşte o günleri yaşayan Mehmet Şahar, o geceye ayrı bir hava katmıştı varlığı ile. Ayrıca çok değerli insanlarda vardı geceye katılanlar arasında sahneye baktığınızda adeta bir değerler manzumesi vardı. Kömürcü İsmail, Timurlenk Bozkurt, aşık Celali, Ayhan Önem, Davulcu Tosun, Fevzi Levendoğlu, gibi. Ve de gecenin en renkli siması rahmetli Atakan Çelik de geceyi türküleriyle renklendirmişti. İşte şimdi o insanların bir çoğu yok ve rahmeti rahmana göçüp gittiler.

O geceler de en çok ilgi çeken husus şuydu; Van’ın eskileri yani yaşlıları sahnede çepeçevre oturdukları zaman onlar halkın ilgi odağıydı. Onları görmek insanlara ayrı bir keyif veriyordu.

Heyhat şimdi sahneye çıkıp oturacak ne kadar insan kaldı derseniz hemen hemen yok gibi.

İşte o ve onun gibi nice geceler hep folklorcular ile ses ve saz sanatçıları ile şiirlerle sohbetlerle senelerce sürüp gitti.

Ancak bu kutlamalar 2018 yılından sonra bir türlü devam etmedi. Neden yapılmadığının sebebini bilemiyorum ve o muhteşem geceler hep mazide kaldı.

Neden yapılmadı niye yapılmadı ve bu yıl da yapılacak mı yapılmayacak mı onu da bilemiyorum.

Bu geceler Van’da bir gelenek olarak 2018 yılına kadar sürüp geldi. Fakta 5 yıldır yapılmıyor. Sorumlu olan Kültür Müdürlüğüdür şimdiden hatırlatayım dedim. Şehrimizde salon sıkıntısı yok o zaman yapılmaması için ne gibi bir sebep var.

İnşallah bu yıl kutlama gecesi kapalı bir mekânda yapılır diyor ve bunu yeni Kültür ve Turizm Müdürümüze kendim ve Vanlılar adına iletiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları