Şükran Akçap Yurtkuran

İki Nisan Van'ın 100. Kurtuluş Yıldönümü

Şükran Akçap Yurtkuran

Geçmişe bir yolculuk yapmadan Van'ın 100. yıl kurtuluş kutlamalarından söz etmek olmaz.

Doğu Anadolu'nun önemli vilâyetlerinden biri olan Van oldukça eski bir geçmişe sahiptir.

Urartu, Med, Pers, Sasani, Roma, Bizans, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu ve Akkoyunluların hâkimiyetinde kalmış, geçen zaman zarfında kültür ve medeniyet alanında tartışılmaz bir ün kazanmıştır.

Osmanlı Dönemi'nde Van, İran Körfezi ve İç Asya ticaret yollarına hükmeden askeri stratejik konumunun yanı sıra yerüstü ve yeraltı kaynaklarının zenginliği açısından da önemli bir bölgede yer almaktadır.

Bu özelliği ile Van tarih boyunca birçok devletin sahip olmak istediği bir vilâyet olmuştur.

Avrupa devletleri arasındaki siyasi, askeri ve iktisadi rekabet gibi başlıca sebeplerle çıkan I. Dünya Savaşına kısa bir süre sonra Osmanlı Devleti de katılmıştı. Hal böyleyken Van'da savaştan nasibini alan şehirlerden biriydi.

Dört yıl boyunca her türlü zulme direnen; yanan, yıkılan ve birçok şehit veren bu müstesna şehir düşman işgalinden "2 Nisan 1918" tarihinde kurtuldu.

Büyüklerimizin acılar ve kırgınlıklar içinde anlattıkları kurtuluş mücadelesi, bizim neslimizin zihninde apayrı bir yer edinmişti.

Henüz çocuk yaşlarımda, 2 Nisan günlerinde tören alanına rahmetli babamın refakatinde kardeşlerim ile birlikte bayramlık giysilerimizi giyer, Cumhuriyet Caddesinde Hükümet binasının önünde hazır bulunurduk. Merhum babam kâh beni, kâh kardeşlerimi yer yer omuzuna alıp töreni seyretmemizi sağlardı.

Hafızam o günleri gözlerimin önüne getirdiğinde hatırladım ki, tören alanında öncelikle kurtuluş günlerini hatırlatmak için küçük bir gösteri yapılırdı. Kapkara yüzlü adamların, savunmasız beyazlar giyinmiş bir kızı bağladıklarını ve kahraman atlı askerlerin "esir kızı" kurtarışlarını izlemek için nasılda heyecanlanırdık. Esir kızın esareti bitip özgürlüğüne kavuştuktan sonra tören alanı bayram yerine dönerdi. Şiirler okunur, okullar belli bir nizam içinde geçit alanında süzülür, gaziler o gün madalyalarını ceketlerinin sağ yakasına takar ve gururla yerlerini alırdı. Renk renk balonlar, rüzgârgülleri, horoz şekerleri, çocukların ellerinde olurdu. Çocukluğumun unutulmaz anılarından olan milli bayramlarımızı, acaba şimdiki çocuklarda bizim gibi coşku içinde kutluyorlar mı?

Van'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı münasebetiyle kutlamalar bu yıl daha coşkulu ve daha etkin yapılacak; dile kolay bir asır geride kalmış. Bu nedenle unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve göreneklerimiz hatırlatılacak, yemeklerimiz tanıtılıp, tattırılacak. Milli coşku içinde kardeşçe bir bütün olarak kutlanacak.

Yapılan duyurulara istinaden;

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde 100 etkinlik yapılacak.

Van Valiliği, Kaymakamlıklar, Belediyeler ve diğer illerde yaşayan Vanlılar ile Van sevdalıları bulundukları illerde yine birçok etkinlikte yer alacaklar.

Kutlamalarda yer almak isteyen katılımcılara buradan sesleniyorum: Lütfen çocuklarınızı da tören alanlarına götürün. Babalarımızın, annelerimizin ve öğretmenlerimizin bize yaşattıkları sevinçler nasıl zihnimizde yer etmişse, sizde çocuklarınızın coşkuyu ve heyecanı yaşamalarını sağlayın.

Van'ın kurtuluş günlerinde unutulmaması gereken unsurlardan biri de Zeve Şehitliğini ziyaret etmek olmalı. Nedense Zeve şehitliğini ziyaret ettiğimde, gözümün önüne Çanakkale şehitliği gelir. Anadolu'nun en batısı ile en doğusunda sadece vatan uğruna şehit olmuş binlerce kefensiz yatan şehitlerin ağıtlarını duyar gibi olurum.

2 Nisan tarihi bütünlüğümüze sahip çıkacak iradeyi gösterecek; umutlu bir yarını niyet ederek, menfaatleri ile haklarını karıştırmış güçlerin dize geldiği, düşmanların bozguna uğratıldığı ve takatsiz kalıp geri çekildiği, bağımsızlığın, özgürlüğün, saygınlığın, namusun, vatan sevgisinin dile geldiği, geçmişin hikâyeleştiği, geleceğin öngörüldüğü, şehitlerin yâd edildiği, tarihi gerçeklerin dünyaya haykırıldığı seçkin günlerden biridir. 

Büyük bir kahramanlığın sonucunda yüz yıl önce kurtulmuş, güneş şehrinin bir neferi olarak birlik ve beraberlik içinde gökyüzünün mavi, yeryüzünün ebemkuşağı renginde olduğu bu cennet kentimizde hür ve mutlu yaşamak, bizlere, çocuklarımıza ve torunlarımıza atalarımızın bir armağanıdır. Bu armağanı sunan atalarımıza minnet ve şükran duygularımla, bayramınız kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları