Hikmet Aksoy

Bu siyaset anlayışıyla mı demokrasi?

Hikmet Aksoy

Kişisel sorunlardan çok siyasal sorunlardan yoruldum. Gün günden ayarsız geliyor üst üste... Her gün bir gündem... Üstelik ulusal sorunlar da yanında... İçeride birbirinin boğazını sıkan siyaset dünyası... Bir kavga bir boğuşma ki,  sonunun nereye varacağını ancak Allah bilir.

Geçmişte de böylesi siyasi gerginlikler yaşanmıştı ama bunların hiç biri bugünkü gibi anlamsız bir durum kazanmamış, bu denli derin bir vadiye çekilmemişti.

Siyasetin sadece ağız kavgası, hizipleşme olan dönemini yaşıyoruz.

Hani, gelecekte oluşacak yumuşak hava için "Başka bir bahara..." diye bir bir sözümüz  ver ya; tıpkı onun gibi... Bu anlamsız ve birbirini düşman görüp birbirini dikkate almama  ortamından bırakınız bahara  çıkmayı, zemheri/karakışa doğru bir gidiş var görünen...

Böyle bir manzarayı yaşamak bir yana,  görmek bile çile oldu artık.

Oysa geçmişte  ne güzel "siyasal baharlar" yaşanmıştı bu ülkede...

Başbakan Rahmetli Menderes,  Kıbrıs görüşmeleri için gittiği Londra'da uçağı düşmüş, ölenler olmuş, kendileri hafif sıyrıklarla atlatmıştı bu büyük kazayı...

Tabii ki ülkede büyük bir birliktelik... Büyük bir üzüntü. Esenlik/sağlık dilemeler...

Menderes yurda dönüşünde CHP Lideri Rahmetli İnönü  onu havaalanında karşılamış, gazeteler bu durum için "siyasi bahar" yazmışlardı manşetlerinde...

Büyük bir birliktelik, büyük bir moral getirmişti ülkeye...

 Siyasal yumuşama ülkenin her köşesinde ılık bir rüzgar gibi esmiş, yurttaşlar  üzerinde  görünür bir moral oluşmuştu.

Siyasal anlamdaki ayrılıklar son bulmuştu.

Aklı selim"/ sağduyu sahibi kişiler bu gelişme için dua ediyor,  bu durum sürsün istiyordu.

XXX

Siyaset dünyamızda son zamanlarda oluşun "sen zot, ben zot anlayışı" ülkeyi nereye götüreceği  artık az-çok tahmin edilebiliyor.

Girilen bu "çıkmaz sokak"tan  ne kadar erken dönülürse o denli kar edileceği inkar edilemez bir gerçek... Bu durum görülürken; karşılıklı atışmaların siyaset dünyamızda ayrışmalara neden olduğunu inkar edecek kişi de yok sanırım aramızda...

O zaman, bu kırıcı, ayrıştırıcı siyasetin sonlandırılması için,  hangi "sağduyu sahibi"  siyasetçi  "zararın neresinden dönersen kardır"  diyecek acaba?

Yoksa, böylesi demokrat siyasetçilerin nesli mi tükendi?

XXX

Siyasetin kendi iç dünyasındaki tutarsızlıklarının yarattığı ve sonuçta "koltuk kapma hastalığı" olarak  yaşanan son gelişmelerin devamının artık çekilir yanı-yönü kalmadı.

Yurttaşın belli bir amaç uğrunda yaptığı tercihi daha sonra farklı yorumlarla başka-başka vadilere çekip yorumlamak, şekillendirmek onun demokrasiye olan inancını sabote etmek değil de, nedir?

"Fiili durum" ne demek?

 "Fiili durum" seçimle mi yapılır, yoksa eylemsel anlamda, ortada bir rıza yokken  "ele geçirmek"le mi olur?

Sağduyu sahibi herkesi bu soruya yanıt vermeye çağırıyorum.

XXX

Ülke siyasetindeki kavram anlaşmazlığı kavgaları, koltuk kapma hastalığı, köşe kapma sevdalanmaları, "senin adamın, benim adamım"  ayırımcılığı bitsin artık istiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları