Faik Kumru

Yaratılış Hikmeti, Varlık Sebebi

Faik Kumru

İnanmak akıl işi değil, gönül işiymiş. Bir karar verirken, akıl öncelikli görünse de son karârı gönlümüz veriyor. Sâde akıl ile yürümek, bizi gerçeğe ve hakîkate götürmeyebilir. İç sesimizi dinlemeli, ona göre adım atmalıyız. Rotası sâde akıl olan, doğru limana varamayabilir.

Gönül güzergâhını hedefleyen, vicdan dümenine yönelen, yolunu şaşırmadan gerçek ve doğru adrese gidebilir. Akıl her şeyi çözmeye, her şeye bir îzah getirmeye uğraşa dursun, netîcede varacağı yer dipsiz bir karanlıktır. Gönül âlemine yelken açmayan, akıl dünyâsındaki mağarada mahkûm kalabilir.
Gönül penceresinden hâdiseleri yorumlayan insan, gerçek hakîkate ulaşabilir. Akıl ipine sarıl lâkin gönül halatını da sımsıkı tut. Yürüyeceğin yolda rehberin akıl ile berâber gönül olursa dört bir yandan gelecek tereddütler her zaman boşa düşmeye mahkûmdur.

Akıl feneri dipsiz kuyuları aydınlatmaya yetmeyebilir, gönül projektörünü kullan ki her şeyi ayan beyan görebilesin. Görmek ameliyesi sâdece göze verilmiş bir meleke değildir, gönül gözü de bir çok göremediğin şeyi görmene ve anlamana yetecek yegâne kaynaktır.

Her olayı açıklamak gücünden akıl bîçâre durumdadır. Kendine dönüp baksan, bunu bütün yönleriyle fark edebilirsin. Hücreni işgal edip, seni yatağa düşüren minnacık bir mikrobu dahi alt etmeye gücün yetmiyor. Asırlar boyu uğraşıp, ismine modern tıp dediğimiz sâha bile, bütün cepheleriyle bu işi çözebilmiş değil.
Anlamadığın her şeyi inkâr etmek ve ötelemek seni rahatlatsa da içinde, bir yerlerde bu durum seni meşgul etmeye, huzursuz bırakmaya devam ediyor. Yapabileceğin her şeyi yaptığın halde yine de meseleleri çözebilme gücüne sâhip değilsin.

Acziyetini söylememek ve kabul etmemek sana çok mu çok ağır geliyor. Yüreğin bu zor durumu kaldıramıyor ve kabul edemiyor. İki kanadın olduğu halde, tek bir kanatla uçmaya çalışıyorsun. Akıl kanadının yanına gönül kanadını takmazsan asla ve asla uçamazsın.

Ne yaparsan yap, yere çakılacağın gün gibi âşikâr. Bilerek inat ediyorsun. Bâzen de aklını bile inkâr ediyorsun. Rehber edindiğin akıl bile çoğu zaman sana gülüyor, seninle dalga geçiyor. Çık bu cendereden, bırak bu koyu inadı, bırak bu kibri ve burun büyüklüğünü. Aklını sevdiğin kadar, gönlüne de kulak ver.
Gördüğün manzaranın bütün rengi değişecek. Bütün renkler rengârenk, tabiî hâliyle gözünün önünde raks edecek. Bırak inadı, gönül memleketine kanat çırp. Bilim dediğin şeyin çeperleri çok geniş değil. İlmin ummânına da rotayı çevir.

Kendini inkâr etmeden hakîkate ulaş. Kendi gayretinle doğruya ulaşman yürüdüğün yola göre değişebilir. Dikensiz bir yolsa, gül bahçelerine seni ulaştırıyorsa, burnuna mis gibi amber kokuları geliyorsa yürümeye devam et.

Akıl gözlüğünü tak, vicdan rehberini dinle, gönül âleminin kapılarını çal. Sesine ses gelecektir, acele etmeden bekle. Gelen ses, seni yanıltmayacak, içine ferahlık verecek ve seni gideceğin menzile doğru bir şekilde yönlendirecektir. Yalan, cismi ile büyük gözükse de gölgesi zifîrî karanlıktır. Bu karanlığı akıl feneri aydınlatmaya yetmeyecektir.

Gönül projektörünü kullan ki en tenhâ yerler göz önüne serilsin. Bıkmadan, usanmadan yola revan olmak elzem bir hal. Kendini aldatmadan hedefe yürümek, arada bir dikenli yollara rast gelsen de sebat edip istikāmet değiştirmemek gerektir.

Kalp kafa birlikteliği ve akıl gönül berâberliği, insanı insan yapan en büyük kuvvettir. Kirli düşünceler aralıklarla gönül pınarını bulandırsa da tertemiz kaynağı akmaya devam edecektir.
 

Yazarın Diğer Yazıları