Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

Lütfen!.. Okuyup, paylaşır mısınız?

Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş

Çok kıymetli dostlarım, canım öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım, yeğenlerim, velilerim, sosyal medya arkadaşlarım, siyasetçi ve basın mensubu tanıdıklarımla, dostlarım.

— Emekli bir öğretmen, eğitimci, eğitim yöneticisi, edebiyatçı, yazar, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, çocuk, genç ve doğa dostu, çevre ve hayvan sever 44 yıllık eğitimci kişiliğimle birlikte, 1964 yılından bu yana çok az insana nasip olan 59 yıllık okullu ve heyecanı hala ilk günkü gibi devam eden, en az üç kuşak entelektüel bir birey olarak, minik bir açıklama yapmak istiyorum.

Her insan gibi, bende okuma yazma bilmek ve öğretmek, okur yazar olmakla birlikte, öncelikle doğduğum, toprağının ve gölünün kokusuyla büyüdüğüm Van olmak üzere, bölgemin ve ülkemin topraklarında gezip görmediğim, uygarlıklarını, medeniyetlerini, inançlarını, kültürlerini, geleneklerini ve şivelerini “yorum Behri ağa, heç uğramıyın, bi acı gehvemızı içmiyin” diyen Abtepli Ali amcayı, “Len Mıstefa, bu mudur tavık kesmen bilmi len” diyen Muğlalı Ayşe Teyzeyi, “Niye ele gari gibi yalvarisan, paran verisen” diyen Diyarbekirli büfeci genci unutmak mümkün mü Kİ, öğrenmediğim ilçe kalsın. Öğretmenlik ve okul müdürlüğü yaptığım dönemlerdeki projeler ile katıldığım yerel, ulusal ve uluslararası eğitimlerle birlikte, UNİCEF Danışmanlığı yaptığım süreçlerde; Türkiye, Avrupa, Balkan Ülkeleri, KKTC, Batum, İran ve Irak dahil, bir çok ülkede sadece turist olarak değil, projeler ve eğitimlerle ilgili ziyaretlerde bulunma şansım olduğundan, duyarlılığım, kreatif, aktif ve kınestetik gibi çoklu zekalarına sahip olduğumdan, öğrenme gücümün gerçekleriyle yüzleşerek, bilgiyi, sevgiyi ve soframı, paylaşmayı önemseyen bir bireyim.

Öğrenciliğimde yazdığım bir kompozisyondan dolayı, edebiyat öğretmenim Ahmet Voyvoda’ın teşviki ile kompozisyon, münazara, panel, kütüphane ve bilgi derleme çalışmalarıyla, araştırmaya, yazmaya ve tiyatroya 50 yıl önce başladım. Tutkuya dönüşen duygularımla, liseden itibaren okul dergileri ve il yıllıkları çıkararak makaleler yazdım. Yirmi beş yıl önce “Şehri Van Gazatesinde” başladığım, şimdilerde Türkiyenin tarafsız haber portalı olan “Ortaksescom” ile 1937 yılından bu yana Van ve Türkiye’nin tarafsız “Vansesi Gazetesinde” ve 2009’dan bu yana ise sosyal medya İLE Whattsap üzerinden; özellikle eğitim, kültür, sosyoloji, uzmanı olduğum alanlar, birikimlerim ve ülke meselelerini konu alan makalelerimle, kimseye ders veya ayar verme haddini aşmadan, doğrularla DEĞİL, gerçeklerle insanlığı buluşturmaya çalışıyorum.

Her birimizin ve paydaşlarımızın farklı siyasi düşünceleri, üyesi veya sempatizanı olduğumuz siyasi partileri, taraftarı olduğumuz futbol takımları ve inandığımız gerçeklerimiz olduğunu biliyorum. Özellikle başta öğrencilerim olmak üzere, dostlarımın, arkadaşlarımın, tanıdıklarımın. insanların düşüncelerine ve özel tercihlerine çok saygı duyuyorum.

Nerede, hangi şehirde, hangi bölgede, hangi kurumda, hangi belediyede, hangi siyasi partide, hangi STK’da, hangi vakıfta, hangi tarikat ve cemaatte, hangi dernekte, hangi siyasi partide, hangi bürokratta, hangi sendikada, hangi okulda, nerede ve nasıl olursa olsun; somut, objektif, araştırma ve belgeleriyle ispatı yapılmış bir haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, kayırma, talan, yalan, hile, istismar, Ahlaksızlık, saygısızlık, tehdit, hainlik ve yüz kızartıcı suçlar varsa, yazarım, paylaşırım ve eleştiririm. İktidarların veya muhalefetlerin başarılı ve olumlu çalışmaları İLE başarısızlıkları ve olumsuzlukları da, elbette eleştirilip yazılmalıdır.

As ve has olan, dil uzatılmayacak, ilelebet payidar ve tertemiz kalması gereken, devlettir. O’da, hepimizin ortak varlığı, toprağı, uygarlığı, dili, dini, kültürü ile namusunun temsilcisi vatanımız: Türkiye Cumhuriyetidir.

Onların haricinde, herhangi bir siyasi partinin veya düşüncenin taraftarı olmadığım gibi, evrensel bakış açımla iktidar veya muhalefet dahil, kimsenin düşüncesinin karşısında da değilim. Gerçek olmayan hiç bir paylaşımı yapmam ve makalesini de yazmam.

Çankaya’da yaşadığım İçin, sürekli gördüğüm olumsuzluklardan dolayı, son iki yıldır Çankaya belediyesini yazıyor ve fotoğraflarını paylaşıyorum. Hangi siyasi partiye bağlı olduğundan, bana ne? Güzel işler yapsın, onları da yazayım ve paylaşayım. Seçimlerden bu yana, ‘altılı ganyan’ diye eleştirilerimi, aylardır ana muhalefet partisinin saçma sapan kavgalarını yazıyorum. İktidarın yanlışlarını ve doğrularını da yazıyorum. İşin İlginç yönü, siyasi parti, belediye, kamu kurumu ve STK’ları, övgüler için teşekkür etmezken, gerçekleri yazınca feryat figan edip, hemen bir kulp takıyorlar.

Basın kartlı, ahlaklı, tarafsız ve vicdan pusulasının yerini bilen, kimsenin ayarına DEĞİL, herkesin eleştirisine saygılı, sınıf öğretmenliği, beden eğitimi, Türkçe, sosyoloji ve İslam eğitimi almış, inançlı ve saygılı bir bireyim. En kısa zamanda, sevgili Baki Karaca’nın YYÜ yazısındaki gerçeklerin, 22 yıl önceki perde arkasını ve o kişilerin şimdi bile sinsice neler yaptıklarını ve Türkiye’nin, hangi şehirlerinde ve nasıl kolejler açtıklarını yazacağım. 2003 yılında, bir gecede YYÜ vakfı kanalıyla hastanenin 20 milyon dolarını (540 milyon) çalanları, TED Kolejinin hesabındaki öğrenci ücretlerini vakıf kanalıyla manipüle edenleri, benim ve bana güvenerek milli eğitimden istifa edip gelen gencecik öğretmen kızlarımın hayalleriyle haklarını gasp edenleri şikayet ettiğimiz halde, takipsizlikle Van’ın itibarlı Profesörleri olarak kalmalarını sağlayan ve suçsuzları içeri alan, hani o meşhur malum savcıyı ve ortak hileleri yazmayayım mı? Ümidim, yazdıktan sonra temiz bir savcının çıkmasıdır.

Atatürkçü ve Atatürk’ten geçinen hokkabazlar İLE sahtekar sosyal demokratları, masum insanların inançlarını ve dinlerini pazarlayan cahil yobazları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, ihaleye fesat karıştıranları, rüşvet alanları ve verenleri, hırsızlıkları, çocuklarımızı ve kadınlarımızı istismar edenleri, vicdansız kurum yöneticilerini, öğrencilerini etüt, kurs ve özel derslere pazarlayan öğretmenlerle okul müdürlerini, aile birliklerini eline geçirip, ailesinin çiftliğine dönüştürenleri elbette yazacağım. Şeytanın ortağı olup, iblisle gezerek deccal olacağıma, vicdanımın dostu ve gerçeklerin taraftarı olurum.

Hepinize sevgiyle ve saygıyla selamlar. Lütfen, birilerinin işine gelmeyenleri yazdığım zaman, hemen bir gömlek giydirilmesin.

Öğrencilerinin Gönüllerindeki Mevkilerde Taht Kurmuş, Makamsız, Direk Yaradana Bağlı,  “Müdür Amcaları” ve “Müdür Babaları”.

Yorumlar 1
GÖKAY 29 Eylül 2023 12:38

Böyle değerli eğitimciyi okumak dinlemek insanın ufkunu açıyor.yüreğinize sağlık.selam ve saygılar.

Yazarın Diğer Yazıları