İnciniyorum…
Eğitimci Yazar Bahri Yıldızbaş
MÜSEBBİB ile hani, nerede o MANİ:
Yaşamımızda mutlu veya mutsuz, başarılı veya başarısız olduğumuz bir çok konuda, öz eleştiri yapıp, kendimizi sorgulamak, mücadele verip mantıklı düşünmek ve yararımıza olanı seçmek yerine: MÜSEBBİB (işin olmasına yol açan) ve MANİ (işin olmasına engel olan) olanları, kader gibi gösterip başarılı olduğumuzda ya ömür boyu minnettar oluruz, ya da engelleyenlere isyan ederiz.
65 Van 65 yaşında anladım ve öğrendim, ki, MANİ olanlara köprüden geçinceye kadar “hani hani” diyeceksiniz.
Çünkü kapitalist ve güç düzeninde:
“Dik durdum, eyvallah etmedim, haktan ayrılmadım.” dediğiniz zaman; maddi ve manevi kaybedersiniz.
Özellikle maddi ve makam kaybettiğiniz zaman, en yakınınızdakilerin çoğu da, sizi kaybetmek için bir sürü zaman kaybederler.
Hani kişilikli olanlara “kişiliğinizden vaz geçin” demiyorum, “hani hani” yapın demek istiyorum. Şu anda yüz binlerce sağcı, solcu, şarkıcı, futbolcu, sözde solcu, Atatürk’ten geçinen solcu, soldan demokrat, düzene uyan ülküdaş, çarkın içine dalan dindar, önceleri küfür eden binlerce kindar ve “bu işler böyle işte” diyenlerin hepsi şimdi çok manidar bir şekilde “hani hani” diyerek, fındıkkıran bağlarında kavun topluyorlar.
65 Van 65 günü, bu akşam biraz önce kendimle yüzleştim ve “bitti cılbır yemeği, geç mutfağa tencerede keledoş kalmışsa” diyerek, kendimden özür diliyorum. Ah hani hani, nerede gündüz benim yanımda olan, gece kümesin etrafında dolanan, “canım, kardeşim, abim, babam, müdürüm” diyen, tilki sosyal demokrat ve vatan milliyetçiler, “kimdi o MANİ, oldu bitti ve hasen oldun yani.”
Sağlıklı günler dilerim.
