Yün çorapları
Nuran Demirhan
Kış mevsimi çetin geçerdi, dam boyu kar yağardı eskiden memleketimize.
Neredeyse unutulmaya yüz tutmuş yün çoraplarımız. İlmek, ilmek, desen, desen örülürdü çoraplar. Yün çorapları ören kınalı eller yünü hazırlarken ne zahmetlerle hazırladıklarını anlatan Zeliha teyzemi dinlemeye koyuldum.
Davarlarımız, koyunlarımız vardı diye başladı konuşmasına, zamanı geldiğinde koyunun yününü kırpıp yıkarız. Yıkanan yünü taraktan geçirir eğirdikden sonra ip haline getiririz. Küçüklüğünden beri bu işe heves ettiğini o kadar güzel anlatıyordu ki annem yünü eğirmek için hazırladığında ona yardım ederdim. Birlikte yünleri yıkardık. Çok hevesliydim onu izlerdim. Yün eğirirken alırdım eğirmeye çalışırken iple eğirdeği dolaştırır çözülmez hale getirince de azar işitir tekrar tekrar yapmaya çalışırdım. Yün çorabı örmek öyle kolay değildi,beş şişte örmek gerekirdi.Beş şişi elde tutmak basit değildi.
Çorabın önce burun kısmı arttırılarak örülür. Desenleri verilir, gerekirse farklı renkler kullanılırdı.
Daban kısmına gelince kesilir, bileğe kadar düz örülürdü.
Elektrik yoktu, gaz lambası ışığında oturur, bir gecede birini örer diğerini ertesi gece örerdik.
Kışın çocuklarımızın ayakları üşümesin diye her birine ayrı, ayrı örer değişik modeller verirdik.
Kız çocuklarının renkli, desenli, nakışlı olurdu.
Erkek çocuklarının ve eşlerimizin sade beyaz olmasına dikkat ederdik.
Askere gidecek gençlerimize örer hediye ederdik.
Vatanı görevini beklerken ayakları üşümesin.
Eskiden emek vardı, üretim vardı. Sağlıklı yaşamak için her imkanımızı zorlardık.
Zeliha teyzecim yünün sağlık açısından önemi nedir diye sordum.
Bak kızım emek verilerek yapılan her işin başında sağlık gelir. Yün çorap ayağı ısıtır, terletmez, sıcak tutar. Ayağı her türlü cilt hastalıklarından korur. Koku ve terlemelere karşı sağlıklıdır.
Bizler bu günlere yün yastık, yün yorgan, yün döşekler ile geldik. Ayrıca yün yelek, ceket atkı, bere örerdik. Sağlıklı yaşamak için bunlara çok önem verirdik.
Nasıl fabrika üretimi tekstil ürünler çıkınca el dokumaları gittikçe unutulmaya yüz tuttu.
Oysaki hiç bir emek el emeği kadar değerli olmaz.
Büyüklerimizden kalan bir söz vardır. Ayağını sıcak tut, başını serin.
Hoş sohbetine devam ederken ağzından dökülen dizeleri yazmamak ne mümkün olurdu.
ÇORABI ÇEKTİM DİZİME
Çorabı çektim dizime
İndim Ereğin düzüne
Dizbediz otururken
Hasret kaldım yar yüzüne
Belemidir kafirin kızı
Sen beni derde salıpsan
Gel otur gel yanıma
Belki de halımdan bilirsen
Kızım sen Türkmen kızısan
Sen beni derde salmışsan
Gel otur gel yanıma
Belki de halımdan bilesen
Belemidir zalimin kızı
Sen beni derde salıpsan
Gel otur gel yanıma
Belki de halımdan bilesen