Nuran Demirhan

Gelincikler

Nuran Demirhan

GELİNCİK: Papaveraceae familyasından dünyada çok geniş bir yayılma alanına sahip bir yıllık yaşama ömrüne sahiptir. Çiçeklerin genel rengi koyu kırmızıdır. Ancak beyaza kadar giden sarı, turuncu gibi değişik renkleri vardır.

Gelincik hemen her coğrafyada kendiliğinden yetişen otuz kadar türü bulunmakla birlikte kırmızı renkli yaprak, yaprak yetişen bir bitkidir.

Mevsimin en güzelidir gelincikler, narin ve hassas. Can alıcı kırmızı renkleriyle gözleri kamaştırıp yeşil vadileri bir gelin gibi taçlandırırlar.

Gelincik çiçeğinin yeşil aksamından, tohumlarından ve kırmızı taç yapraklarından, petallerinden yararlanılır. Taç yapraklarından geleneksel olarak gelincik şerbeti yapılır.

Yuva kurmak gelincik çiçeği sevmek gibidir. Gelinlerin gelincik çiçeği kadar narin olduklarının ifadesidir.

Eskilerin şiirlerine yansırken, kadının baş tacı edildiği, kadim zarafet ve fikri nezaketi görülür.

Gelincik çiçeğini dalından kopardığınız anda elinizde solar parlaklılığını yitirir.

Düşünün doğada yetişen bu narin bitkinin adı neden gelincik diye.

Gelinciği elinize aldığınızda dört yapraklı olduğunu görürsünüz kopan ilk yaprağının ardından hepsi uçup gider.

Bu narin kırmızı renkli çiçeğin doğada kadına benzetilmesi ve özellikle erkeği tamamlayan eş olarak nitelendirilmesi ne kadar manidardır.

Allah'ın huzurunda kadının narin yaratılması, erkeğin ona sahip çıkması kadar kutsal olan evliliğin içindeki görevi kadını şiddete haksızlığa maruz bırakmamak kadar öneminin gerçek örneğini gelincik çiçeğinin narin yaradılışında  fark edebiliriz.

Kırmızı renginin asaletliğini vermiş olduğu huzuru doğada görmek anlayabilmek değil mi?

Yuva kurmak ta tıpkı gelincik çiçeği gibi narindir, elini ters atmaya kalkarsan çiçek gibi dağılmaya yok olmaya maruz kalır.

Doğanın uyanışı ile başlayan gelincikler tıpkı yaşanılan hayatların gerçeğini anlatır.

Gelinin narin duygularını doğaya kucak açışını simgeler gelincik çiçeği.

Hani dağlarda umut, kır çiçekleri, gelincikler gibi neşeli, huzurla gelen mutluluklar gibi.

Yazarın dediği gibi mi hayat...

Gerçekte bir umut, bir sevgi, bir sevinç, bir mutluluk yok değil midir yaşanılmışlıklarda.

Öyleyse neden kırılır umutlar, neden dağılıp gider gelincik yaprakları gibi yaşamlar.

Öfkenin hırsın, kızgınlığın nedenini dağılan yaprakları yerine getirebilir mi insan.

Baktıkça gelincik tarlalarına çıkan poyrazın uçurduğu gibi değil mi hayatlar.

Savrulan hayallerin yok olup giden duyguların sonumu olur çiçekler.

Bakın gelincik tarlaları neyin ifadesi olur her mevsimde ki yeşeren umutlar gibi..

Dağıtın hüzünleri poyrazın yeline sürüklenip gitsin güzel günleri getirsin tıpkı gelinciklerin kırmızı renkleri gibi...

Yazarın Diğer Yazıları