İkram Kali

Van'ın ortak yaşam kültüründe Yahudi Moşe örneği

İkram Kali

Ortak yaşam kültürü bizi biz yapan,  bu topraklarının harcında, insanlarının özünde her zaman var olmuş, ancak son yıllarda ortadan kaldırılmaya çalışılan olgudur.  Ortak yaşam kültürünün yani birlikte yaşamanın temelini hoşgörü, empati ve hukuka saygı oluşturur. Farklı etnik yapılara, dillere,  inanışlara, sosyal yapılara, kültüre, siyasi görüşlere sahip insanların aynı coğrafyada barış,  güven ve huzur içinde yaşama şansını ortak yaşam kültürü sağlar.

 Bugün dünyanın birçok ülkesinde yaşanan katliamların, ihlallerin, hukuksuzluğun, zulümlerin, dayatmaların, ırkçılığın, baskıların,  saygısızlığın, hoşgörüsüzlüğün, kuralsızlığın gerçek nedenini birlikte yaşam kültürünün terk edilmesidir. Birlikte yaşam kültürünün olmadığı yerlerde emperyalizm, kin, nefret, şiddet,  kan,  gözyaşı, zülüm vardır. Bu nedenle herkes birbirini hiçbir sınır koymaksızın karşılıklı kabul edip tanımalıdır. Lakin her kültür, kendi içinde diğerleriyle eşit ölçüde değerlidir.

 Farklı medeniyetlere beşiklik yapan, her adımı tarih ve kültür kokan,  asude Van ilimizin suyunda toprağında ortak yaşam kültürü hep var olmuştur. Van bu anlamda Kudüs, Kerkük gibi bir kenttir. Van’da Türk, Kürt, Arap, Çerkes, Azeri, Laz ayrımı yapılmadan ortak yaşam kültürü çerçevesinde komşu kadınlar aynı bahçede semaver kurup çay içmiş,  çocuklar aynı sokakta top koşturmuş,  erkekler aynı düğünde halay tutmuş.

Van böyle bir yaşam kültürden geliyor.

Yakın zamana kadar bu güzel kentin mahallesinde,  sokağında, çarşısında kimse kimsenin dili, dini,  siyasi görüşü, işi, zenginliği fakirliği ile ilgilenmezdi. Dükkân, ev komşuluğu ve kişisel ilişkilerde değerlendirme yapılırken yalnızca insani ve ahlaki değerler esas alınırdı. Kimse kimseyi ötekileştirmez, kimse kimsenin zaaflarını kendisi için fırsat olarak değerlendirmezdi. Kimse kimseye dayatma yapmaz, komşusunun varlığı ile mutluluk duyardı. Onlarca yıl bir arda yaşayan, aynı ekmeği bölüşen komşular arasında şu bu diye ayrım yapılmaz mutlu ve acı ve zor günlerde herkes birbirine omuz verir, farklılıklar zenginlik olarak değerlendirilirdi. Dükkan ve ev komşularından birinin kendi rızasıyla başka bir kente, farklı bir mahalleye taşınması dahi komşular arasında üzüntüye yol açardı.   

Birlikte yaşan kültürü böyleydi.

Anlayacağınız Vanlıların ortak yaşam kültürü ve anlayışı çeşitli renklerle bezeli, farklı kelebeklerin özgürce uçuştuğu, insana yaşam sevinci veren,  benzersiz kokular saçan çiçek bahçesi gibi (y) di.   

Yahudi Moşe

Vanlıların geçmişteki huzur dolu ortak yaşam kültüründen bugüne örnek olarak aktarılacak binlerce yaşamışlık var. Van’da ticaretle uğraşan Yahudi Moşe, Davut, Yayıl, Yakup ve Rahmi’nin ticaret yaşamları bunlardan sadece biridir. Vanlıların onlarla paylaştıkları  ortak yaşam anlayışı bugünde anlatılır.

Türk, Kürt, Arap, Çerkes,  Azeri Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Van’da 4-5 aile olarak yaşayan Yahudilerden; Yayıl, Yakup, Şamil, Rahmi, Davut ve Moşe’nin Vanlılar ile dükkân ve ev komşulukları vardı.

Yahudi Moşe’nin iş yeri bugünkü Cumhuriyet Caddesi üzerinde Kahvaltıcılar Sokağı girişinde bulunan Türkiye Finans Katılım Bankası yerindeydi. Kerpiç ve toprak damı olan dükkanda yok yoktu. Günümüzün süpermarketi gibiydi. Van deyimiyle “ Kuş sütü can dermanı” her şey bulunurdu. Loş ışık, baharat, boya, kumaş, demir kokularının iç içe gerek kendine özgü kokusu oluşturduğu dükkanın yola ve sokağa açılan çift kanatlı ahşap kapıların yanlarına asılı olan zincirler, ipler müşterileri karşılardı.  1970 yıllara kadar Van'ın ticaret ve yaşamında yer alan, o yıllarda “ Binbirçeşit”   ismiyle bilenen dükkânda leçek, bardak, balta,  zincir, şene, defter, gömlek, iç çamaşır, Aspirin, Dermojen yara merhemi, orak, çivi, hayvan ilacı, maya bulundurdu.  Anlayacağınız insanlara gerekli olan ve satılan her şey vardı.  Moşe'nin (Vanlılar ona Yahudi Mişo derdi) sattığı malların fiyatı standarttı. Pazarlık yapma şansınız yoktu. Tipik Yahudi tüccarının özelliklerini taşırdı.

Ama Moşe ve ailesi içimizden biriydi.

Moşe’den kimse haraç istemedi,  kimse ona ve diğerlerine sözlü ve fili baskı yapmadı  ve hiç  kimse ötekileştirmedi.  Moşe ve diğerlerine ırkınız, inancınız, diliniz şudur budur diyerek Van'ı terk edin imasında dahi bulunulmadı. Van’da hiçbir kimse Yahudi komşularına karşı kin, nefret, düşmanlık beslemedi. Hiç kimse Yahudi oldukları için onlardan alışverişi kesmedi. Tüccar ahlakı ve iyi komşuluk ilişkileriyle bugünde anılan Yahudi Moşe kendi isteği ile İstanbul'a gidinceye kadar ailesiyle birlikte Van'ın ortak yaşam kültürü içinde huzur dolu bir ömür geçirdi.

Vanlı dün Yahudi komşusuna gösterdiği hoşgörüyü, empatiyi maalesef özler hale geldi/getirildi. Van bugün o güzellikleri bekliyor. Van birlikte, kardeşçe, huzur içinde, her alanda ayrımcılığa tabi tutulmadan ortak yaşam kültürünün kalıcı ve sürekli hale getirilmesini arzuluyor. Çünkü Vanlılar doğaları gereği ortak yaşamı seviyor.

Yazarın Diğer Yazıları