Toplumun gücü

Cinsel istismarla ilgili düzenleme girişimi toplumun bütün kesimlerinde ciddi rahatsızlığa yol açtı. Başta kadın dernekleri, bütün siyasi partiler, kadın milletvekilleri, yazarlar, aydınlar, psikologlar, hukukçular tasarıya en sert şekilde tepki gösterdi. Önergenin yasalaşması durumunda çocuk yaştaki evlilikleri teşvik edeceğini, 12 yaş üstü kız çocuklarının üzerinde her türlü cinsel ilişki uygulanabilir ve evlendirilebilir hale gelmesine neden olacağını, mağdurla evlenme yoluna gidilerek serbest kalmasının önünün açılabileceğini, yeni mağdurlar doğurabileceğini dile getiren toplum kesimleri önergenin tamamen geri çekilmesi çağrısında bulundular.

Cinsel istismarla ilgili düzenleme girişimi  toplumun bütün kesimlerinde ciddi rahatsızlığa yol açtı. Başta kadın dernekleri, bütün siyasi partiler, kadın milletvekilleri, yazarlar, aydınlar, psikologlar, hukukçular tasarıya en sert şekilde tepki gösterdi. Önergenin yasalaşması durumunda çocuk yaştaki evlilikleri teşvik edeceğini,  12 yaş üstü kız çocuklarının üzerinde her türlü cinsel ilişki uygulanabilir ve evlendirilebilir hale gelmesine neden olacağını, mağdurla evlenme yoluna gidilerek serbest kalmasının önünün açılabileceğini, yeni mağdurlar doğurabileceğini dile getiren toplum kesimleri önergenin tamamen geri çekilmesi çağrısında bulundular.

Teklifin tecavüz, istismar suçlarında yeni mağdurlar doğurabileceği kaygısını paylaşan AK Parti’li kadın milletvekilleri, AK Parti’ye yakın kadın kuruluşları sert açıklamalarla düzenlemeyi eleştirerek tepki gösterdiler.

Önergenin derhal geri çekilmesi gerektiğini söyleyen Avukat Vildan Yirmibeşoğlu, “Önerge, hem kadın ve çocuk haklarına hem de Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine aykırı. Önergenin kabul edilmesi kadın hakları mücadelesinin sonucunda 2004’te değiştirilen TCK’nın ‘mağdurun tecavüzcü ile evlendirilmesi durumunda failin affedilmesi’ne ilişkin hükmünün açıkça geri getirilmesidir. Tartışılmamış, hukuki dayanaktan yoksun bir önergeyle adeta cinsel istismar faillerine af getirilmesi vahim bir durumdur. Yıllardır çocuk gelinler, töre ve namus cinayetleri, cinsel taciz ve istismarın yaygınlığı ve ‘cezasızlık’la mücadele ediyoruz. Bu tarz önergeler sunmak ve kabul etmek, kanayan yaraya tuz basmaktır. Asla kabulü mümkün değildir ve derhal geri çekilmesi gerekir. Önerge açıkça tecavüzü meşrulaştırıyor” uyarısında bulundu.

Hukukçular, bu dar kapsamlı yasal düzenleme formülünün kalıcı çözüm yaratmayacağı ve maddenin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınarak genişletileceği uyarısında bulundular. Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) mimarlarından olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer, “Bu şekilde düzenleme yapılırsa ancak 2-3 kişi yararlanır. İlk halinde, 3 bin aileyi kapsayacağı belirtilmişti. Başbakan’a önerilen düzenleme çıkarılırsa bu sınırlama (16 Kasım 2016’ya kadar resmi olarak evli olanlarda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek) Anayasa Mahkemesi’ne gidecektir. Bu sorun kalıcı şekilde çözülmek isteniyorsa; evlilik şartına bağlamamak gerekir. Böyle bir evlilik şartına bağlamak düzenlemenin her halde AYM’nin önüne gitmesi anlamına gelir. Bu yol açılmış olur. Evlenme şartı getirilmesin. Şu aşamada yapılacak en doğru şey geçici maddeyi çıkarmak ve konuyu tartışmaya açmaktır. Böyle bir konuda acele etmemek gerekir” dedi.    

Çığ gibi büyüyen tepkiler üzerine harekete geçen Başbakan Binali Yıldırım,“Üzerinde mutabık kaldığımız şekli böyle değildi” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan kamuoyunda tecavüz affı olarak bilinen önergeye son noktayı koyarak “Hükümetin, toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum” talimatı verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, açıklamasının ardından dün TBMM Genel Kurulu'na gelmesi planlanan cinsel istismar düzenlemesi, komisyona geri çekildi.

Toplum kazandı.

Toplumun sağduyusu, gücü ve ortak vicdanı yanlışa izin vermeyince sonunda yanlıştan geri dönüldü. Mağdurlar, çocuklar, hukuk, sağduyu, vicdan, aileler, kadınlar, anneler kazandı, tecavüzcüler, cinsel istismarcılar,  evlilikte yaşa takılanlar, tecavüz yoluyla evlenmeyi planlayanlar ve utanç önergesine imza atanlar kaybetti.

Geri çekilen yenden görüşülmesi kararlaştırılan tasarı televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada ve toplum kesimlerinde tartışılarak engellenme mücadelesi verilirken “Her şerde hayır var” atasözümüzde anlamını bulan iyi şeylere vesile oldu. Tartışıma sürecinde çocuk tacizleri, tecavüzler,  çocuk yaşta evlilikler, ensest (aile içi) ilişkiler bütün çıplaklığıyla çarşaf çarşaf toplumun önüne serildi.  Sosyal medyada utanç dolu insanın yüreğini sızlatan mağdur hikâyeleri paylaşıldı.  Rahatsız eden bu hikâyeleri şahsen vicdanım, insanlığım sonuna kadar okumama izin vermedi.

Yasa önerisine imza atan milletvekillerine teşekkür eden İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ,“ Cinsel istismara uğrayan çocukları 30 yıldır en çok muayene eden hekim olarak çok ciddi kaygılar taşıyorum. Verilen önerge, çocuklarımızla ilgili tehditlerin daha görünür hale gelmesini sağladı. Bu nedenle önergeyi verenlere teşekkür borçluyuz. Cinsel istismarlarda gebeliklerde, hem çocuğun gelişiminde durmaya varan süreçler işliyor hem de çocuğun anatomik yapısının gebeliğe uygun olmaması nedeniyle yaşam hakkının tehdidi söz konusu. Çocuklara eğitimle bir gelecek sunmak yerine ne yazık ki cinsel istismarcıları kurtarmaya yönelik düzenlemeler planlıyoruz” dedi

Üstü örtülmeye çalışılan, görmemezlikten gelinen, yok sayma uğraşı verilen çocuklarla ilgili sorunu bilmeyen, duymayan kalmadı artık. Günlerce süren tartışmalar sayesinde toplum acı gerçeklerle bir kez daha yüzleşti.

Şapka düştü kel göründü.

Bakmadan Geçme