Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

DÖNMEZEM BEN

ÜMİT KAYAÇELEBİ

ÇOK DERTLER VERSEN DE BANA

Yüzüm senden döndürmem ben

Ne mutlu kul oldum sana

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Ağrısa da her bir yanım

Damarda çekilse kanım

Bir gün çürüse de canım

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Yaradan bilmişim seni

Ta kalu beladan beri

Yoklukla sınarsın beni

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Dertler çilelerle dolsam

Bu yüzden sararıp solsam

Tok da olsam aç da olsam

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Kuluna vermişsen sağlık

Bazen versen de hastalık

Hepsi senden yüce Halik

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Şerlerini hayra yorup

Huzurunda hep diz çöküp

Beş vakit kıbleye dönüp

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Senden geldik dönüş sana

Kim itiraz eder buna

Senden ne gelse de bana

Yüzüm senden döndürmem ben.

**

Kalü beladan ahtım var

Senden gayrı bilmezem yar

Dünya bana olsa da dar

Yüzüm senden döndürmem ben

**

Sana muhtaçtır bu beden

Şükretmem çoktur neden

Ey beni yoktan var eden

Yüzüm senden döndürmem ben.

KİM BİLİR...

YÜKSEL GAZİOĞLU

Elimi hiç bırakmadığın için ,

Korkmadım karanlıktan.

 Hissetmedim zemheri'yi,

Kayıp giderken ellerinden.

...

 Bilirim gözünden gözüne ırmazdın beni,

 Ben öyle düşkün sana,

 Malum olmuş gibi.

 Gözümüzde kaldı ,

Allı pullu hayaller .

...

Hadi baba

Üç elma masalını anlat,

Kim çıktı kerevete .

Ağzım yüzüm kum içinde,

Ben daha deniz'i görmedim bile...

...

Hadi baba,

Gözlerim kapanıyor

Bana Maviyi anlat...

ÇAĞIRSAM

YAŞAR ADIYAMAN

Bir dal uzatsam

Gönlümün en ücra köşesinden

Bir çölü yaklaşık kaç günde geçsem

Kaç serap, kaç gece, kaç güneş görsem

Dudaklarımdan öpmeye gelsen

Suya kavuşmadan sana kavuşsam

 

Alın yazım bir çile hesabı

Felaketin ortasında kalmışım 

Ayıplanmış bir ayin gibi kalbim

Gelgitler zindanına taş atan kuyu

Kanımda nice deliler dolaşıyor

Kalbimden anlıyorum

Tez canlıyım

Az önce anladım, nasıl kırıldığımı

Az sonra anlamayacak kadar saf

Bir kanun çıksa af dilesem

Babamdan kalan asil bir af

Delilerim var benim

Olay yerine gelen memurun sadakati gibi

Puştlar putları ararken

Bizlere bir dua gerek

Zamanın meçhul yolculuğunda.

 

Kirli bir metafor, alın yazgısı

Unutmak insafsız yürek sızısı

Olacak hükmü kalmış veli zaafım

Habire dolaşıyor kanımda deli tarafım

Yok yok yola revan olmuşum

Aşkın gözyaşları kalbimde

Ruhumda derin bir yara

Felek ay sunmuş soframa

Bir aralık kapısı bu ara

Kime dokunsam gece uzun

Gün ise hep kara...

 

Derya dolu bir dolunay

Hükmüne vurulmuş gözlerim

Yemyeşil bir deniz yosunu eftelya

Nimet olsa gerek, hakikat bu ya

Safa dan çıksam merve'ye sa'y

Kaç basamak daha

Figanıma arz olunur ay...

 

Cennetin hangi kapısında girsem

Tuba ağacına çarpılır

Adem gibi kovulacağım biliyorum

Adem işte insan

Adam işte hakikat, biraz da sen yan...

 

Yine serap, yine çöl, yine çile

Yeniden çağırsam bir dal uzatır mıydın?

SEN BU ŞİİRİ OKURKEN

SEMA ERGÜL

Uzak şehrin soğuk taş sokaklarında

Ucu yanık mektuplar olup savrulacağım

Kendimi kötü hissetmişliğim

vuracak ruhuna

Sen bu şiiri okurken

 

Toplayıp kalbimin tuzla buz parçalarını

Pazarlar da satacağım bir pula.

Kahrolmuşluğum yansıyacak baktığın aynaya

Sevgiye dair söylediğin her cümleyi

Azıtıp kaçacağım viran çocukluğuma

Ahraz bir dilin kölesi olacağım

Kaybolmuşluğum vuracak gölgene

Sen bu şiiri okurken

 

Demir alacak gemiler limandan

Tüm kentin kimliği ben olacağım

Beni göreceksin baktığın her yerde

Gözünden akan yaş ben olacağım

Sen bu şiiri okurken...

ELLİYİ DEVİRDİ YAŞIM

MERYEM IRKILATA

Elliyi devirdi yaşım

Otuz iki değil dişim

Trompet çalmakta döşüm

Elliyi devirdi yaşım

 

Malda mülkte yoktur gözüm

Çizgilendi, sarktı yüzüm

Etkisini yitirdi gözüm

Elliyi devirdi yaşım

 

Yavaştan başlar kayıplar

Yanlışı, dostlar ayıplar

Hazırdır, tahta kayıklar

Elliyi devirdi yaşım

 

Boyunu aşar çocuklar

Çok tatlıdır toruncuklar

Dil, ana baba sayıklar

Elliyi devirdi yaşım

 

Dizi yorar kaldırımlar

Rafa kalkar yatırımlar

Gönül sevdiğini arar

Elliyi devirdi yaşım

 

Doğmaz olur çoluk çocuk

Saygı duymaz büyük küçük

Olursun dertlerden kaçık

Elliyi devirdi yaşım

 

Ağarmıştır saçım başım

Biter hayatla yarışım

Siyah beyaz olur kaşım

Elliyi devirdi yaşım

 

Firenlersin artık hızın

Yanımda yok oğlum kızım

Buğuludur, iki gözüm

Elliyi devirdi yaşım

 

Kısa oluyor gülüşüm

Kabus olur pembe düşüm

Akıyor gözümden yaşım

Elliyi devirdi yaşım

 

Artık bitmez oldu kışım

Bahara ermedi düşüm

Dişler kesmez oldu aşım

Elliyi devirdi yaşım

 

Bırakmayasın kendini

Yıkarsın yasak bendini

Bilirsin biraz haddini

Elliyi devirdi yaşım

 

Meryem sende bu yandasın

Uyku tutmaz göz, gamdasın

Gidişinin farkındasın

Elliyi devirdi yaşım.

SERÇE VE UMUT

BAHAR BÜKE

Güneş en ihtişamıyla parlıyor yine tepe de

Ve bir serçe penceremde

Ne güzel şakıyor

Ne güzel,ne güzel

Yoğurt kaplarına ektiğim çiçeklerime.

Şaştım durdum hayretlerime

Bu nasıl bir yaşam sevinci

Ağladığın da ölse de

 

Umut dolu verdi

Umut,umut

Feri kaçmış gözlerime

Belki de umut

Mahkum yenilgilere inat

Bir serçenin ötüşünde

Ve belki de umut

Sessizliğin değil haykırmaların nezdinde

Susmak stoklamak

Susmak yok olmak

Ağlayınca ölse de bir serçe

Ne sarsıcı bir gerçek

Serçe de umudu bulmak!

Bakmadan Geçme