PANDORA'NIN KUTUSU -2-

Aslında inanmak istemiyoruz.

Nasıl olur böyle bir şey

Sevdiklerimize yakıştıramıyoruz

Malum, kameralar önünde o kadar güzel oynuyorlar ki devlet kutsallığına inanan saf halkımız onu yönetenleri de aynı kutsallıkta görmeye başlayınca yanlış yaptıklarına inanmıyor.

Oysa kutsal olan değerlerdir. Doğru gibi, hak gibi adalet gibi.

1.Bölümde mafya siyaset ilişkilerine kısmen değinmiştim ve Pandora'nın kutusunun açıldığını, içinden birbirine geçmiş girift çıkar ilişkilerinin oluşturduğu kötülüklerin ilkönce kokusunun, sonra da kendisinin saçıldığını yazmıştım.

Eğer bir sonuca ulaşacaksa iyi oldu da denilebilir. Yok eğer bir sonuç çıkmayacaksa bu kirliliklerle yaşamaya devam edip daha fazla kokunun ortalığı sardığı bir ortamda çok fazla gelişimin olmayacağına hatta bünyeyi sarıp hasta ederek güçsüz düşüreceğini düşünüyorum.

YouTube videolarıyla gerek ülkemizde gerek dünyada milyonlarca izleyici toplayan bu izleyici kitlesini de anlattıklarıyla ve anlatacaklarına dair verdiği ipuçlarıyla raiting olarak beklentiye sokup, kitleleri belirli istikamete kanalize eden Peker'in anlattıklarının bir sonuca ulaşmaması halinde, mafya dizilerinin sonu gibi olabilir.

Ancak, özellikle 8.Videosunda anlattığı Suriye'ye gönderildiğini iddia ettiği silahlar işin boyutunu uluslararası platformlara taşımaya başladığını gösterir.

Bu saatten sonra anlatılanlar uluslararası bir suç teşkil edeceği için gerçekliğinin ispatına göre ülkemizin başını ağrıtacağa benziyor.

Bu durumlara gelinmemeliydi.

Maalesef ki geçmişten günümüze gücü eline geçiren her kim varsa illegal örgütlenmelerle ilişki içine geçip legal yolla halledemedikleri kirli işlerini illegal örgütlere yaptırma girişimleri hep olmuştur.

Burada bir parantez açarsak şuna değinmek isterim.

Organize suç örgütü lideri denilen Sedat Peker'in, videolarında özellikle entellektüel bir kişinin ortaya koyabileceği bilgi birikimi, örnek verdiği kişiler, yazarlar ve alıntı yaptığı kitaplarla çok okuyan biri olduğunu gösteriyor.

Erasmus'tan girip Freud'un psikoanalizinden bahsedip, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramını bilebilmek ancak iyi okumakla ve belli bir birikimle mümkün olabilir.

Bu bilgi birikimiyle izleyenleri şaşırtmaya devam ederken, buna karşın İçişleri bakanının bir güvenlik makalesi bile okumadığını itiraf etmesi ilginç hem de çok ilginç bir durum olarak karşımızda duruyor maalesef...

Önümüzdeki günler, mafya-siyaset ilişkilerinin nerelere kadar uzanacağını, işin içerisine hangi ülkelerin dahil olacağını, uyuşturucu ve silah ticaretinin kimler tarafından yapıldığının ortaya çıkabilecek ihtimalinin olması bile çok enteresan günlerin bizleri beklediğini gösteriyor...

Bakmadan Geçme