Ölüme dair

Şehriban Berk yazdı...

Ölüm; Yerine getirilmemiş sözlerin, telafisi yapılmamış anların, affedilmemiş hataların, söylenmemiş cümlelerin olduğu gibi bırakılmasıdır… Aslında ölüm en umulmadık yerde filizlenen sessizliktir. En çok kıyameti bilinmeyenin, ardından edilmiş en güzel sözlerdir. Kayıpların kelimelerde kendini gösterdiği kutsallıktır.

Üç günlük kelebek ömrünün seksen yıllık bir insan ömrüne tekabülünün sona erişidir. Geriye kalanların üç günlük yasından sonra unutuluşunun, düşen ateşin tek bir yeri yakarken geri kalanlarda baharların hiç bitmediğinin yanılsamasıdır. Kiminin yarınlardan alacaklı olduğu, kiminin dünden borçlu olduğu, kiminin bir türlü bugünde eşitleyemediği bütün defterlerin tozlu bir rafa kaldırıldığıdır.

Bir damla su ile bir avuç toprak arasında olan varlığa yüklediğimiz sonsuz anlamın aslında anlamsızlığıdır ölüm. Kimin gözünün perdesinin çekilmesi, kiminin en yapay aydınlıkların gerçek karanlığıdır.

Karmaşaların berrak netliğe kavuşması, vuslatın tek gerçek halidir ölüm. Giden tek biletle giderken kalanların bütün limanlarda eksik kalmasıdır. Ağıtlarda bulmaya çalışırken gideni, aslında kalanın en bilinmedik çığlığının feryadıdır. En çok da kalan için en gerekli yaşanmamışlıklardır. Bütün özlemlerin arşa değdiği, bir türlü kapatılamayan boşlukların büyüklüğüdür ölüm. En çok istenmeyen kaçınılmaz sonun korkusudur. Bütün susuşların yarattığı muazzam pişmanlığının doğuşudur. Kör, sağır, dilsizliktendir bütün bu bilememezlik, oysaki ölüm yaşayan tek ölümsüz şeydir.

Bakmadan Geçme