Barış boş bir umut mu?

Kan revan içinde bir dünyada yaşıyoruz.
Barış sanki cafcaflı bir isim, bir sözcük… İçi boşaltılıp, anlamı kaybedilmiş!
Sadece savaş sözcüğünün karşıtı mı barış?
Evet!
Peki, şiddeti yenebiliyor mu?
Şimdilik hayır!
Nedense insanoğlu doğduğundan beri kavgayı kavgasızlığın üzerinde tutmuş. Daha Abil ile Kabil'de başlamış birbirinin gözünü oymayı. Geliştikçe; taş devrinden, tunç ve maden devrine ve daha ötelere geçtikçe bile sahip olma, egemen olma hırsından arındıramamış kendisini. Taht, taç kavgaları kardeşi kardeşe kıydırmış. Yaratılan iktidarlar gülümseme yerine öfke çizgilerinin hkim olduğu yüzleri takmış kullarının suratına. Çizilen sınırlarla yeryüzü parsellenmiş. Sınırsız, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya utkusu için direnenler kahpe tuzaklara kurban verilmiş.
İnsanlık onuru kaybederken, savaşın çağrıcısı silah tüccarları kazananmış.
Arap Baharı safsataları… Büyük Ortadoğu Projeleri aldatmacılığıyla kardeş kavgaları yaratılmış. Gencecik insanlar hayatlarını kaybederken, silahın yapımcıları, kurşunların dökücüleri kazanmış.
Irak, Mısır, Tunus, Libya ve derken Suriye ve etrafını çepeçevre kuşatmış komşu ülkeleri.
Yani barış; gez, göz arpacığın odak noktasında.
İktidarlarını kaybetmekten korkan liderler de silah tekellerinin emrindeki süper güçlerin güdümünde.
Kirlenmiş, plansız nüfuslarla tükenmiş kaynakların gezegeni dünyamızda yaşanan Ortadoğu gerginliği ile barış dediğimiz var olma olgusu pamuk ipliğine bağlı.
Suriye, İran, Irak ve Türkiye coğrafyasında savaş rüzgrları daha bir sert esiyor.
Böyle bir iklimin yaşandığı bir sırada 1 Eylül Dünya Barış Gününü kutladık…
Dilerim meydanlardan yükselen barış türkülerini dünyayı yönetenler duyar! Kaygıları dikkate alır! Savaşın yok edici yüzünü, tarihin sayfalarını aralayarak bir kez daha görüp hatırlar! Barışın boş bir umut olup olmadığı sorusuna yanıt bulunur! vanhaber, van haber, van, haber şahin akçap, umut, barış, iran, ırak, suriye

Bakmadan Geçme