34. AHİLİK HAFTASINI KUTLUYORUZ

Van Emekli Müftüsü Nimetullah Arvas yazdı...

Cumhurbaşkanlığı tarafından 20 Şubat 2021 tarihli ve 31441 sayılı resmi gazetede yayımlanarak 2021 yılının Ahi Evran Yılı olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. Ahiliğin kurucusu Ahi Evran-ı Veli Hazretlerinin doğumunun 850. Yıldönümü münasebetiyle 2021 yılında, Ahi Evran-ı anmak ve ahilik müessesini dünya milletlerine en doğru şekilde anlatmak maksadıyla Ticaret Bakanlığınca yurt genelinde ve yurt dışında etkinlikler düzenlenmesine karar verilmiştir.

Ahilik Arapçada ''ahi'' kelimesinden alınmıştır. Ahi ''kardeşim'' anlamına gelmektedir. Kur'an'ı Kerim'de ahilikten bahseden ayeti kerimeler vardır. Hadis-i Şeriflerde kardeşlikten bahsedilmiş ve ilk uygulamasını bizatihi Peygamber asrında Efendimiz, ensar ve muhacirler arasında bire bir ''muahat'' yani kardeşlik ilan etmişti. Çünkü müminler kardeşti. Ve müminler bir bedenin ayrılmaz uzuvları gibi temsili bir örneklikle ifade edilmişti. Birinin derdi diğerinin derdi sayılırdı. Sevinçler paylaşılırdı. Bedenler ayrı olsa bile ruhları birdi. Bu birlik daha sonraki dönemlerde ticaret ahlakına da yansımıştı. Yiğitlik, mertlik, civanmertlik anlamına gelen fütüvvetin, tasavvufi ahlakı ahilik için birer ilke olarak nizamnamelerde yer almıştır.

Anadolu'nun Müslümanlaşmasında ve Türkleşmesinde ahiliğin çok etkisi olmuştur. Ahi Evran-ı Veli İran'ın Hoy kentinde dünyaya gelmiştir. Daha sonra Kırşehir'e gelerek orada Ahilik teşkilatını daha da kurumsallaştırmıştır. Tokat ve Sivas'ı ele geçiren Moğollara karşı Kayseri'yi başarıyla savunmuşlardır. Büyükşehirlerde çeşitli gruplar halinde teşkilatlanan ahilerin kendilerine has zaviyeleri vardı. Anadolu Selçukluları zamanında, mesleklere ait sıkıntı ve problemleri çözmek, kalite kontrolü ve fiyat tespiti ahilerin birinci göreviydi. Anadolu'da köylere kadar yayılan ahilik, askeri zümreleri, kadıları ve şeyhleri bünyelerinde toplamayı başarmıştır.

Ahilik teşkilatının Osmanlı cihan devletinin kuruluşunda büyük emekleri olmuştur. Devletin kurulmasında müessir olan dört sınıftan bir tanesi de ahilikti. I. Murad'ın ahiliğin usullerinden olan Şed kuşandığı kaynaklarda geçmektedir. Ahiler askeri bir güç olarak fetihlere katılmışlardır. Orhangazi döneminde, İbn Battuta gibi bazı seyyahların Anadolu köylerinde sanat ve ziraat ile uğraşan ahilere misafir olduklarından bahsetmektedir.

Ahiliğe giriş ahilik şerbetini içmek, peştamal kuşanmak, şalvar giymekle gerçekleşiyordu. Çıraklıktan itibaren belli eğitimden geçirilen çıraklar ahlaki yönden de eğitiliyorlardı. Dükkan açabilmeleri için ehliyet ve liyakat şartı aranıyordu. Zira çıraklar mesleği çok iyi öğrenmedikçe dükkan açamıyorlardı. Yaşça büyük olanlara abi deniliyordu. Esnaf arasında inzibati vazifeyi görenlere yiğitbaşı deniliyordu.

Tasavvufta önemli bir ekol olan ahilik, İslam'ın ilk asrından itibaren fütüvvet ana başlığı altında esnaf birlikleri de ortaya çıkmıştır. Kaynağı tamamen Kur'an'ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden ibarettir.

''İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline! Onlar, büyük bir gün; insanların, lemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?''(Mutaffifîn 1-2-3-4-5-6)

Efendimiz Medine çarşısında buğday satan bir esnafın yanından geçer. Elini buğdayın dibine doğru daldırır ve aldığı buğday ile üstteki buğdayın aynı olmadığını ve elindeki buğdayın yaş olduğunu görür. Esnafa yönelerek ''Bizi aldatan bizden değildir'' buyurur.

Ahilikte çırağın usta olması için, imal ettiği malın kontrolü bir komisyon tarafından iyice tetkik edildikten sonra o çırakla ilgili kanaatlerini belirtiyorlardı. Dericilik ve ayakkabıcılıkla uğraşan bir esnafın ürettiği bir ayakkabının kusurlu ve derisinin tam işletilmediğini gördüklerinde o ayakkabıyı orada hazır bulunan toplumun önünde çadırın üzerine atarlardı ve böylece ''Pabucun dama atıldı'' sözü günümüze kadar hile yapanlar için kullanılagelmiştir.

Kıssadan hisse olarak rivayet olunur ki iki kardeş vardı. Birisi ayakkabı tamircisi şehirde yaşıyor, diğeri yaylada hayvancılık yapıyor. İkisi de salih ve ehli hal kimselerdi. Yayladaki şehirde yaşayan ayakkabıcı kardeşine zaman zaman süzek içerisinde süt getiriyordu. Ve süzekte süt hiç damlamıyordu. Bir gün aynı minval üzere kardeşine yine süzekte süt getirdi. Süzeği duvara astı, oturdu. O esnada bir hanım ayakkabısını tamir etmesi için ustaya verdi. Sütçü kardeşinin gayri ihtiyari gözü o hanımın ayakkabısına takıldı, derken süzekteki süt damlamaya başladı. Usta olan kardeşi, biraderine ''Kardeş ! Kardeş ! Kalbini toparla! Dikkat et. Sütün damlamaya başladı'' dedi.

Ahilik haftası her yıl Kırşehir'de Ticaret Bakanlığı koordinesinde devlet protokolüyle kutlanmaktadır. Millet olarak, esnaf olarak, ticaret erbabı olarak ahilik kültürüne sahip çıkmamız lazım. Sütümüz damlamasın, pabucumuz dama atılmasın temennisiyle Ahilik Haftamız hayırlara vesile olsun. Hayırlı cumalar.

Bakmadan Geçme