Zeydan: Van'ı ortak akılla yöneteceğiz

Vansesi Gazetesi'nden Burhan Ergin'in haberine göre 31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyesi ve 13 ilçe belediyesinin tamamını kazanan DEM Parti, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan ve yardımcısı Neslihan Şedal basın mensuplarıyla bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.

“VAN’DA ÖRNEĞİNE RASTLANMAMIŞ BİR SEÇİM SONUCU ELDE ETTİK”

Toplantıda ilk söz alan Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Neslihan Şedal, ”3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle tüm basın emekçilerinin gününü kutluyorum. Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen bu günü çok önemsiyoruz. Çünkü hakikati halkımıza ulaştıran, ilkeli, tarafsız, doğru bir şekilde gazetecilik yapan herkese şükranlarımı sunuyorum. 31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerde Van Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere 13 ilçenin tamamını kazanarak seçimden başarıyla çıktık. Tarihte örneğine rastlanmamış bir sonuç elde ettik. Seçim sonuçları bizler açısından büyük bir başarıdır. Bunu Van halkının, gençlerinin, kadınlarının başarısı olarak görüyoruz. 2 Nisan tarihinde Van İl Seçim Kurulu’nun Abdullah Zeydan hakkında verdiği karara tepki gösteren halkımız iradesine sahip çıkmıştır.  Bunu kamuoyuna, topluma gerçekliğiyle yansıtan tüm basın emekçilerine teşekkür ederim” diye konuştu. 

“BASINI ÇOK ÖNEMSİYORUZ”

Daha sonra konuşan Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, “Tüm basın emekçilerinin Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutluyorum. Basın toplumun gözü kulağıdır. Dolayısıyla bir ülkenin demokratik özgürlük düzeyi basının özgürlük düzeyiyle ilgilidir. Türkiye’de maalesef basına yönelik baskılar, gazetecilerin görevlerini yaparken suç sayıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Geçtiğimiz gün 3 gazeteci haksız, hukuksuz şekilde tutuklandı. Biz bu tutuklamaların doğru olmadığını, basının görevinin hakikati, gerçeği olduğu gibi topluma, halka, kamuoyuna aktarma sorumluluğu olduğunu ve bu yönüyle basına yönelik özellikle bu baskıların son bulmasını diliyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak basına çok büyük önem veriyoruz. Basının kentin gözü, kulağı olduğunu ve yönetim kademesinde bulunan arkadaşlarımızın aslında görevlerini daha iyi yapma, daha büyütme, topluma, halka, kente daha iyi hizmetler üretme konusunda basının bizi yakından takip etmesi, bizi denetlemesi, şeffaflık ilkemiz doğrultusunda çok önemli ve değerli buluyoruz. Dolayısıyla attığımız her adımdan, yaptığımız her icraatta basının bizi yakından takip etmesini, varsa bu yönüyle toplumun, kentin aleyhine bir eksiklik bunu açıklıkla yazmalarını, dile getirmelerini ve bu eksikliklerin giderilmesi konusunda bizlere güç katacağını belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.  

“13 İLÇENİN TAMAMINI KAZANDIK”

Zeydan açıklamasının devamında, “31 Mart yerel seçimleri demokrasi şölenine dönüştü. Halkın iradesi tekrar tecelli etti. Çokta eşit olmayan, antidemokratik koşullarda girdiğimiz bir seçimde halkımız bütün baskılara rağmen, iktidarın tüm olanaklarına rağmen yeniden kayyum gaspına büyük bir itirazla DEM Parti’yi sahiplenmiştir. Özellikle Van’ımızda Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere 13 ilçenin tamamını kazandık. Elbette bu başarı öncelikle gece gündüz çalışan, ev, ev, sokak, sokak gezen partililerimizin ve her türlü baskıya rağmen büyük bir gururla ve onurla iradesini sahiplenen halkımızındır. Bütün bu süreçleri kısıtlı imkanlarla da olsa, halkımıza, kamuoyuna ulaştıran basın emekçilerinindir. Dolayısıyla biz halkımızı, basın emekçilerini ve partililerimizi kutluyoruz” dedi. 

“VAN’I HEP BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ”

Van’ın sorunlarını çözmek için şehirde yaşayanlarla birlikte çalışacaklarını kaydeden Zeydan, “31 Mart seçimlerinden sonra ortaya çıkan irade gaspına karşı halkımız hiçbir şekilde iradesini ve onurunu ezdirmeyeceğini, bununla birlikte demokratik hakkını kullanarak itirazını irade gaspına karşı ortaya koymuştur. Bu onurlu ve görkemli duruşun sayesinde hem Van’da hem de Türkiye genelinde büyük bir dayanışma ortaya çıkmıştır. Van’da farklı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, aynı düşüncede olmayan basın emekçileri herkes bu adaletsizliğin ve hukuksuzluğun karşısında durdu. Bu dayanışma Türkiye kamuoyunun da gündemine oturdu ve adaletten, hukuktan, demokrasiden yana vicdanlı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve neredeyse 85 milyon insanımız tek yürek olarak bu adaletsizliğe karşı durdu. Nihayetinde bu dayanışma Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla adalet yerini buldu. Bu da Türkiye’nin bundan sonraki geleceği açısından yeniden hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi adına, yeniden adaletin tesis edilmesi adına, yeniden birlikte onurlu, özgür yaşam iradesinin büyümesi adına ve demokrasinin gerçek anlamda kurumsallaşması adına bir umut oldu. Dileriz ve temenni ederiz ki bu umuda Türkiye’yi yönetenlerde ortak olur. Herkes aklıselim bir şekilde Türkiye’nin ihtiyacı olan toplumsal barışa yönelik adımlar atar. Türkiye’nin ihtiyacı budur. Bu gerçekleşirse diğer münferit, lokal bütün sıkıntılar da giderilir. Biz kentimizi her zaman kentin dinamikleriyle yöneteceğimizi söyledik. Kentte yaşayan herkesle, STK’larla, demokratik kitle örgütleriyle, kadın gençlik meclisimizle, kentin bütün dinamikleri ve basın emekçileriyle birlikte kentin tüm sorunlarını el ele vererek çözme noktasında ortak bir irade, toplumsal ve ortak bir akılla kentimizi yönetip halkımızın hak ettiği hizmetleri gece gündüz demeden çalışarak halkımıza sunacağız. Burada basının emeği ve katkısı çok büyük olacak. Bunu birlikte başaracağımıza inanıyorum” diye konuştu.