Portekiz'in Geleceği
Yusuf Kazak
Uzunca bir sömürgecilik geçmişine sahip olan ve eski dünyanın efendilerinden biri olarak addedilen Portekiz, Avrupa’da durgun görünen fakat bünyesinde yüksek potansiyeller barındıran bir ülkedir. İngiltere ile tarihin en uzun ittifaklarından birini sürdürmekte olan Portekiz’in, denizcilik alanındaki yeteneklerini bu ülke ile birleştirmenin uluslararası kazanımlarını tarih boyunca elde ettiği savunulabilir. Bu yönüyle, Portekiz’in geleceğin dünyasında yeni ve etkin bir donanma gücü ile ortaya çıkması kuvvetle muhtemel görünmektedir. Öte yandan, tek komşusu İspanya olan ve Atlantik ile çevrelenen Portekiz’in, coğrafyasının ona dayattığı maceracı iklime tarihsel döngüler bakımından sürekli itildiği görülebilir.
Bir diğer taraftan, tarihi ve kültürel bakımdan Brezilya ile üst düzey ilişkilere sahip olan Portekiz’in; bu kritik network ve manivela ile geleceğin dünyasında Latin Amerika bölgesinde daha da etkin olacağı değerlendirilebilir. Halihazırda, Brezilya’dan birçok insanın uğrak yeri olan Portekiz, postkolonyal dönem sonrası çeperden merkeze doğru gelişen insan hareketliliğinin önemli örneklerinden ve merkezlerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Bu yönüyle Portekiz’in, Brezilya vasıtasıyla önemli bir yetenek havuzu oluşturması ve Latin Amerika bölgesindeki fırsatları kullanarak ekonomik, askeri ve politik kapasitesini arttırma veya iyileştirme yoluna gitmesi beklenebilir.
Köklü bir denizcilik geçmişine sahip olan Portekiz’in, gelecek projeksiyonları bakımından önemi her geçen gün daha da anlaşılan donanma gücü, deniz ticaret yollarının kontrolü ve deniz-hava unsurlarının caydırıcı koordinasyonu gibi hususlar ekseninde daha da ön plana çıkacağı öne sürülebilir. Bu çerçevede Portekiz, Brexit süreciyle Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılan İngiltere ile donanma ve deniz ticaret yollarının kontrolü bakımından yeni bir ittifak şemsiyesi oluşturabilir.
Bir diğer taraftan tek komşusu İspanya olan Portekiz, gelecek bakımından İspanya’nın bölgedeki askeri ve politik etkinliğine bağlı olarak yeni pozisyonlar geliştirebilir. 1494 yılındaki Tordesillas Antlaşması sonrası dünyayı iki ayrı kolonyal bölgeye ayıran İspanyol ve Portekiz İmparatorlukları, sonraki süreçte birçok kez savaşmıştır. İlerleyen dönemlerde birkaç kez İspanyol işgaline uğrayan ve İspanyol Hanedanlığı’nın tahtlarında hak iddia etmesine tanıklık eden Portekiz, halihazırda İspanya ile iyi ilişkilere sahip olmasına rağmen zikrettiğimiz tarihsel hadiseleri de belleğinde korumaktadır. Bu doğrultuda, İspanya’nın gelecekte sahip olacağı politik, askeri ve ekonomik güç unsurlarının ve gireceği ittifakların Portekiz’in de konumunu ve yaklaşımını belirleyeceği düşünülebilir.