Yunus Türkoğlu

Yahudiler Avrupa'dan niçin kovuldular

Yunus Türkoğlu

Yahudilerin hangi Avrupa ülkelerinden kovulduklarına geçmeden önce sebepler üzerinde biraz durmak lazım. Konumuz çok uzun olduğundan dolayı özetlemek zorundayım.

Kendilerini herkesten üstün görmeleri:

Değiştirilmiş Tevrat’a göre dünyanın en üstün insanları Yahudilerdir. Diğer milletlerin hiçbir değeri yoktur. Onlar Yahudilerin köleleridir. Yahudiler kendilerini yeryüzünün en seçilmiş milleti, Allah’ın en sevgili kulu olarak görürler ve ahrette en güzel makamların kendilerinin olduğunu savunurlar.

Değiştirilmiş Tevrat’tan konumuzla ilgili bu hükümlere yer verilir;

”Saf altınla tartılan Sion’un değerli oğulları” “Hepiniz ilahlarsınız ve hepiniz Yüce Allah’ın oğullarısınız” “…zira milletlerin hepsine sen varis olacaksın.” (Mezmur. Bab, 82.6-8)

“Çünkü sen Allah’ın Rabbe mukaddes bir kavimsin… /…bütün milletlerden medihte ve şöhrette ve izzette seni üstün kılacaktır.” (Tesniye, Bab, 7:6.)

“Kızlarınızı onların oğullarına vermeyeceksiniz ve oğullarınıza ve kendinize onların kızlarından almayacaksınız.”  (Nehemya, Bab, 13:25)

 Çeşitli Avrupa ülkelerinde sürgün hayatı yaşayan Yahudiler, içinde yaşadıkları ülkelerde misafir ve yolcu durumunda olmalarına rağmen kendilerini ev sahibinden üstün olarak görmüşlerdir. Başka milletlere ve başka din mensuplarına devamlı düşman gözüyle bakmışlar ve onlara hücum etmek için zayıf anlarını beklemişlerdir. Sadece kendi milletlerini sevmişler, kendileri dışında kimseyi sevmemişlerdir ve başkaları hürmete, takdire layık değildir, görüşünü savunmuşlardır.

 Faiz belasıyla milleti soymaları:

Yahudiler dünyaya karşı duydukları şiddetli hırs yüzünden faiz gibi zengini fakire düşman eden bir yola girdiler. Aslında Cenab-ı Hak faizi Yahudilere haram kılmıştı. Hükmü bu şekilde değiştirdiler. “Yabancıya faizle para verebilirsin. Fakat kardeşine faizle verme.”

Böylece Yahudiler kendilerinden olmayanlara verdikleri faizli borçlarla pek çok servet yığdılar. Misafir olarak kaldıkları devletlerin halkını iyice soydular. Borcunu ödeyemeyenlerin mülküne el koydular. Bunun karşılığında da pek çok devletten zillet tokadı yediler. Bediuzzaman Hazretleri bu konuyu şöyle anlatıyor.

“Daireyi insaniye içinde her milletten ziyade hırsla dünyaya yapışan ve aşk ile hayat-ı dünyeviyeye bağlanan Yahudi milleti pek çok zahmet ile kazandığı, kendisine faidesi az, yalnız hazinedarlık ettiği gayr-i meşru bir servet-i riba ile bütün milletlerden yedikleri  sille-i zillet ve hasarettir…” (Mektubat, sayfa 250)

Hased etmeleri:

“Niçin diğer insanlar değil de biz vatanımızı kaybettik? Niçin diğer insanlar kendi vatanlarında yaşarken bizler sürgün hayatı yaşıyoruz?” düşüncesi Yahudileri içinde yaşadıkları vatana ve o millete düşman etti! Bu sebepledir ki Yahudiler hiçbir zaman içinde yaşadıkları insanların vatanına sevgi ile bağlanmadılar, kendileri vatanlarını kaybettiklerinden yurdu, vatanı olan herkese düşman oldular!...

Fesad çıkarmaları:

Araştırmacılar, Yahudilerin ihtilal ruhunu tahrik etmek, gizli cemiyetler kurmak, yıkıcı faaliyetleri teşvik etmek hususunda büyük rol oynadıklarında ittifak ediyorlar. Bernard Lazar “Yahudiler ihtilal ruhuyla yanıp tutuşur. Farkında olsa da olmasa da her Yahudi ihtilal için çalışır.

Fesatçılıkları sebebiyledir ki; Yahudiler, her zaman ve her yerde, İslam aleminde, Avrupa’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde fesat çıkarmaktan, milletleri karıştırmaktan geri durmamışlardır…

Savaş Kışkırtıcılığı Yapmaları:

Yahudilerin diğer bir taktiği de milletleri biri birine düşürmektir. Böylece sulhu bozarlar. İki veya daha çok devleti biri birleriyle savaştırarak kasalarını doldururlar. Çoğu zamanda iç savaşlar çıkarırlar. Tarafları destekleyerek savaşı devamlı canlı tutarlar. Hemen hemen bütün savaşlarda Yahudi parmağı vardır demek mübalağa olmaz…

Hıristiyanlara Düşmanlıkları:

Yahudiler, Hıristiyanlara aşırı bir düşmanlık besliyorlardı. Onların mallarına zarar vermekle kalmadılar sonrasında canlarına da zarar vermeye başladılar. Böylece Avrupa’yı tehdit eden bir tehlike halini aldılar...

Diğer İnsanlara Bakışları:

Yahudiler kendileri dışındaki insanları köle, kendilerini de onların efendisi olarak görüyorlardı. Yahudi yasası olan Talmud’dan bazı hükümler var sırada.

Talmud hahamların sözlerinden ibarettir. Fakat Talmud’a Tevrat kadar değer verirler. Öyle ki Hz. Musa’nın şeriatına muhalefet eden af edilebilir, fakat Talmud’a muhalefet edenin cezası ölümdür. (Mukayeseli Dinler Açısında Yahudilik, s.280)

“Yahudi olmayanın malı mülkü sahipsiz sayılır. Ona herkesten önce el koyan Yahudi sahibi olur.”

“Hiçbir Yahudi gümrük vazifelisini asla aldatmamalıdır. Ama Yahudi olmayan bir gümrük vazifelisini, hatta kralı dahi aldatabilir.”

“Yalnız Yahudi olanlara insan gözüyle bakılabilir, Yahudilerden başkası birer hayvandır!”

“Bir şey çalmayınız, hırsızlık etmeyiniz şeklindeki emir sadece Yahudilere karşıdır. Diğer milletlerin can ve malları helaldir.”

“Yahudi şeriatı zinayı haram kılmıştır. Fakat bu yalnız Yahudi kadınları içindir. Yahudi olmayanlarıN ırzı, namusu helaldir.”

“Yahudi kendinden olmayanın işini elinden almak, malını çalmakla iyi iş yapmış ayılır.”

“Yahudi olmayana hoş görünmek gerektiği zaman, Yahudi riyakâr olmalıdır ve ona “seni seviyorum” demesi ona ancak şeref verir.”

Bahsedilen yasalarda daha çok hükümler vardır. Yahudiler her halükarda tatbik etmekten geri durmazlar.

Haftaya nasip olursa, “Yahudilerin kovuldukları Avrupa ülkeleri ve Hitler” konusuna devam ederiz…

Sağlıcakla kalınız.

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları