Yunus Türkoğlu

Namazını kıldın mı? – İnfak Ehli – Batının çirkin yüzü

Yunus Türkoğlu

Beyazıt-ı Bistam-i hazretlerine biri gelip diyor ki;

”-Namaz biraz zor, bu işin kolay yolu yok mu?” 

“-Var ya ne demek!” 

“-Nasıl yani?”

“-Allah’ın yarattığını yeme!”

“-Olmaz ki o zaman, nasıl yaşayacağım? Daha kolay bir yolu yok mu?”

“-Var, o zaman yarattığı suyu içme!”

“-Ya oda olmaz ki, başka çare yok mu?”

“-Var, Allah’ın yarattığı havayı teneffüs etme!”

“-Oda olmaz ki, yok mu başka bir çare?”

“-Var, Allah’ın yarattığı mülkten çık!” 

“-Oda olmaz ki!”

“- Bey hey kardeşim, yarattığını yiyorsun, yarattığını içiyorsun, havayı teneffüs ediyorsun, O’nun mülkündesin, bir de teşekkürde nazlanıyorsun.”

Resulullah -sallallahü aleyhi ve sellem- buyurdu ki: 

“Ey ümmet ve Ashabım! 

Edasına tamamen riayet edilen namaz, Allah-ü Teâlâ’nın beğendiği bütün amellerin en üstünüdür. Peygamberlerin sünnetidir. Meleklerin sevdiğidir. Marifetin, yerin ve göklerin nurudur. Bedenin kuvvetidir. Rızıkların bereketidir. Duanın kabulüne vesiledir. Melek-ül mevte şefaatçidir. Kabirde nur, Münker ve Nekir’e cevaptır. Kıyamet günü üzerine gölgedir. Cehennem ateşiyle kendi arasında siperdir. Sırat köprüsünü yıldırım gibi geçiricidir. Cennetin anahtarıdır. Cennette başına taçtır. Allah-ü Teâlâ, müminlere namazdan daha önemli bir şey vermemiştir. Eğer namazdan daha üstün ibadet olsaydı en önce müminlere onu verirdi. Zira meleklerin kimi devamlı kıyamda, kimi rükûda, kimi secdede, kimi de teşehhüddedir. Bunların hepsini bir rekât namazda toplayıp, müminlere hediye verdi. Zira namaz, imanın başı, dinin direği, İslam’ın kavli ve müminlerin miracıdır. Göğün nuru ve cehennemden kurtarıcıdır.” 

“Bir ara cennettekiler soracaklar:

“-Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?”

Onlar şöyle cevap verecekler:

“-Biz; namaz kılanlardan değildik!” (Müderris Süresi,42-43) 

İNFAK EHLİ

Mal mülk sahibi olmak iyi mi, kötü mü? Zengin olmak, mal sahibi olmak iyidir, iyi olmayan dünya malına tamah etmektir. Malını ahiret sermayesi yapabiliyorsan ne mutlu sana! Lakin dünya malının cazibesi sebebiyle bunu başarabilenler pek azdır…

Hazret-i Süleyman muhteşem mülk ve saltanatına rağmen kalbini dünyaya bağlamadı. İnfak ehli olduğu ve tevazuuyla yaşadığı için, Allah-ü Teâlâ Sad Süresi 30. Ayette “Ne güzel kul!” diye buyurmuştur. 

Salebe, Karun gibi misallerde göstermiştir ki, başlangıçta: “Zengin olayım da daha fazla ibadet edeyim ve daha fazla hayır hasenatta bulunayım…” düşüncesinde olanlar mal hırsına kapılıp gitmişlerdir. Bin bir zorlukla hesabını verecekleri mallarının keyfini varisler sürmektedir. Çok dikkatli olmak lazım zira öte taraf günlük güneşlik olmayacaktır. Senin olmayanı biriktirme, sana verilen her imkânın ve malın mutlaka bir hesabı olacağını da unutma…

BATININ ÇİRKİN YÜZÜ

Batı dünyası, Irak’tan Yemen’e, Filistin’den Libya’ya, Arakan’dan Suriye’ye Müslüman beldelerini matem ülkeleri haline getirdi. Yüz binler katledildi, insan hakları gasp edildi. Hürriyet ve demokrasi diyerek fitneler çıkarıldı, bütün imkânları sömürüldü. İki tarafa silahlar satıp savaşlar çıkarıldı. Müslümanları felakete sürükleyip, kan ağlattılar.

Tarih sayfalarına baktığımızda batının yaptığı vahşilikler! 

Elmas ve altın zengini Afrika, batı ülkeleri tarafından acımasızca sömürüldü. Halk hala açlık ve fakirliğin pençesinde. Ve yüz binlercesi köle olarak gemilere doldurulup Amerika’ya götürüldü. Yolda hastalanan Afrikalılar okyanusa atıldı…

Birinci Dünya Savaşında yaklaşık 9 milyon insan öldü. 21 milyon kişi yara aldı, sakat kaldı perişan oldu. 2. Dünya Savaşında 60 milyon insan öldü. 1944’de Japonya’da iki şehir kömür haline getirildi. Kadınlar, çocuklar, ağaçlar, karıncalar ve canlı namına her şey yok edildi…

Şimdi batıyı şirin göstermeye çalışıyorlar! İnsanlık, medeniyet, şirinlik bunun neresinde?.. Merhamet ve demokrasi bunun neresinde?.. Yine aynı senaryo, Siyonist İsrail zalim batıyı almış yanına Filistin’de soykırım yapıyor. Tarih şahittir, batı dünyasında hiçbir zaman medeniyet olmamıştır.

Namazını kıl, infaktan geri kalma ve batının çirkin yüzünü gör…

 

Yazarın Diğer Yazıları