Yunus Türkoğlu

Cihad etme arzusu…

Yunus Türkoğlu

Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Kim cihad etmeden ve gönlünde cihad etme arzusu taşımadan ölürse nifak üzere ölür.”

Yeryüzünde cihad olup ta cihada katılma imkânı olmayanlar kalplerinde bu niyeti taşımalıdır. İmkân olup cihada katılmamak münafıklık alametidir. Cihadı terk etmek münafıkların işidir. Allah yolunda cihada katılma imkânı bulamayan bir Müslüman cihad niyeti üzere olmalıdır. Yani kalben, samimiyetle “Keşke Allah yolunda bu cihada katılabilseydim…” temennisinde bulunmalıdır…

“Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine, insanlar sizlere karşı ordular toplamışlar, onlardan korkun dediklerinde, bu söz onların imanlarını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.” dediler.” (Al-i İmran 173)

Şu an için Filistin’deki kardeşlerimizi Hıristiyan Amerikan destekli Yahudi siyonist İsrail orduları dört bir taraftan sarmış ve onları korkutmaya çalışıyorlar, çocukları, kadınları, yaşlıları şehit ediyorlar. Onların teslim olmaları, pes etmeleri, mücadele etmemeleri için velhasıl tüm hayatlarını kaybetmeleri için bu yola başvuruyorlar. Bu vahşet karşısında Filistinli mücahitlerin imanı artıyor ve buna mukabil “Allah bize yeter O ne güzel vekildir.” diyorlar. Biz Müslümanlar olarak Siyonistler bizimle ne kadar uğraşsalar da etrafımızı sarıp, her türlü kötülükte bulunsalar da bu bizim imanımızın ve gayretimizin daha çok artmasına sebep olmalıdır… 

Bir Yahudi siyonistin eline güç geçtiği zaman azdıkça azıyor ve zalimleşiyor, tarih buna şahittir. Onlar için bütün çocuklar, kadınlar, yaşlılar, erkeği kadını hepsi değersiz birer köleden ibarettir. Onlarda merhamet, acıma diye bir şey yoktur. Fakat bu böyle gitmeyecek eninde sonunda hüsrana uğrayacaklar. Zannediyor ki eline birkaç tank ve uçak geçmesiyle bütün dünya onundur, her şeyin sahibidir. Masum insanları öldürmekten hiç çekinmiyor. Bunlar önce kalplerindeki merhameti öldürdüler, önce kendilerine zulüm ettiler. Ve böylece kendi sonlarını hazırladılar. Sonra da acımadan Müslüman kanı akıtıyorlar.

“Hem size ne oluyor da Allah yolunda ve; “Ey bizim Rabbimiz, bizleri bu ahalisi zalim memleketten çıkar, , tarafından bize bir sahip gönder, tarafından bize yardımcı gönder” diye yalvarıp duran, zayıf erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz?” (Nisa 75)

Ayet-i kerime zamanımızı anlatıyor. Şu anda Filistin’de mazlum olan insanlara zulmediliyor. Oradaki mücahidlere, halka ve mazlumlara bizlerin yardımcı olmamız gerekiyor. Tüm İslam âlemi vebal altındadır. Müslüman ülke liderleri oraya nasıl yardım ulaştırabileceğimizin çarelerini aramaları gerekmektedir. Filistin’de zulüm gören kardeşlerimizin acılarını hissetmemiz lazımdır. Şayet kim bu acıyı duymuyorsa felç olmuş demektir. Unutmayalım ki bu gün mücadele etmeyen yarında edemez. Filistin’den sonra sıra bizde olabilir. Bir yerde ateş yanıyorsa bana dokunmaz diyemezsin. Bu ateşi söndürmeye çalışmalı, kendisine ulaşmasını beklememelidir…

Cihad, sadece kılıçla değil, kalple, sözle ve dua ile yapılabilecek bir ibadettir. Müslümanların her alanda zulme karşı duruşunu ifade etmektedir. Kalbinde cihad arzusu taşımayan mümin kendini sorgulasın. Bu dava yalnızca belirli bir topluluğun ya da bölgenin değil İslam âleminin ortak derdi ve sorumluluğudur. Bu mukaddes beldeye sahip çıkmak her bir Müslümanın vicdanına çağrıdır.  Bu ağır emaneti çözüme kavuşturma işi Müslüman ülke liderlerinin ellerindedir. Zaman, müminlerin kalbinde her daim diri olan Kudüs için birlik olma zamanıdır…

“Nemrut ne kadar büyük ateş yakarsa yaksın, karıncanın su taşıdığı taraf galip gelecektir.” 

La Galibe İllallah!..

Yazarın Diğer Yazıları