Bize ne oldu?
Yunus Türkoğlu
İçtimai değişim ve dönüşümler süratli olmuyor. İster müsbet manada, ister menfi manada olsun. Değişimler tedricen ve sinsice hayata geçiriliyor. Cemiyet üzerinde vuku bulması istenen değişimin birden yani hızlı olması halinde istenen sonuca varılmıyor ve tepkiye sebep olabiliyor. Buna bağlı olarak bu değişimlerden evvel; gerek medya yoluyla, gerek reklamlar gerekse farklı organlar ile insanların zihinleri değişime müsait hale getiriliyor. Sonrasında yavaş yavaş adımlar atılıyor. Neticede inancı, kültürü ve dünya görüşü zıt olan kişiler bile aynı yerde buluşup aynı dili kullanabiliyor…
Her yıl olduğu gibi şimdilerde bir içtimai operasyonu canlı olarak yaşamaktayız. Yılbaşının gelmesiyle yoğun bir bombardıman altındayız. Kiralık vicdanlar, saf ve tertemiz olan bu milletin vicdanını kirletmeye başladı. Yılbaşı çılgınlığı durmak nedir bilmiyor. Bu renksizlik cemiyetin tüm kesimlerine sirayet ediyor. Mağaza vitrinleri, reklamlar, çam süsleme, hindi satışları, uydurma Noel baba safsataları vs…
“Sen Hak ile meşgul olmazsan, batıl seni işgal eder!”
Değişimler uzun vadeli hesaplandığı için yıllar öncesinde yadırgadığımız yılbaşı kutlamaları bugün için sıradan bir olaymış gibi geliyor. İnsanlar ait olmadıkları bir dünyanın için girmeye gayret ediyor ve bağlı oldukları değerlerden bir bir kopuyorlar. Yeni bir yıl geldi diye sevinip kutlama yapacağına işlediğin günahları, eksikleri düşün tövbe et…
Geçmişimizle ne kadar sağlam bağ kurabilirsek, geleceğe bir o kadar sağlam ve emin adımlarla yol alabiliriz. Bu tür haram işlerle uğraşırsak gelecek nesillerde güzel miraslardan mahrum kalır…
“Dünya yılbaşı için israf seferberliği yaparken, Gazzeli çocuklar yiyecek bir parça ekmek bulamıyor… “
“Çan sesiyle uyanan ülkelerde “kurban” telaşı olmazken, ezan sesiyle uyanan ülkelerde “yılbaşı” telaşı nedendir?”
İnsan, ömrünü nerde ve nasıl harcadığından hesaba çekilecektir. Dolayısıyla her anımızı makul ölçülerde değerlendirmemiz gerekiyor. Aksi halde bu dünyada hesap etmeden, düşünmeden harcadığımız zamanın ve birkaç günlük eğlence için girdiğimiz günah ve vebalin hesabını veremeyiz…
Allah’a emanet olunuz…