Cumhuriyet… Tam 101 yıl önce Türkiye’yi “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” yapan, halkımıza söz hakkı veren, laikliğin ve çağdaşlığın önünü açan, en büyük zaferimiz olan bu yönetim biçiminin TBMM tarafından kabul edildiği gün:29 Ekim 1923
Peki Cumhuriyet nasıl kazanıldı? Kaç kişi bu kutlu vazife için can verdi? Kaç kişi eşini dul bıraktı vatan uğruna? Kaç öğretmen kalem tutmak yerine silah tuttu cephede? Kaç gencimiz geleceğinden vazgeçip gülerek gitti ölüme? Gaziantep’de Fransa’ya karşı savunmanın altın ismi Şahin Bey’le, Kahramanmaraş’da işgalcilere karşı direnişi başlatan Sütçü İmam ile Kara Fatma lakabıyla İstanbul’dan Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’nda vatan için çarpışan Fatma Seher Erden’le, binlerce şehit ile gazi ile ve zekasıyla, ileri görüşlülüğüyle, hiç yitirmediği inancıyla, ümidiyle halkın gözünü, ordunun önünü açan, diğer dünya liderlerini bile kendine hayran bırakan Mustafa Kemal’le kazanıldı Cumhuriyet. Sahip olduğumuz hak ve özgürlüklerimizin altında binlerce kan, binlerce can yatıyor…
Cumhuriyet’le birlikte hak ve özgürlüklerimiz anayasa ile güvence altına alınmış, ”Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” denmiş, kadınlarımız tıkıldığı evlerinden çıkmış, toplumda ve yönetimde söz hakkına sahip olmuşlardır. Bu millet kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, köylüsüyle, şehirlisiyle bizimdir.
Cumhuriyet istiklâlimizdir, istikbâlimizdir, itibarımızdır. Bizlere Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının emaneti olan Cumhuriyet’i muhafaza ve müdafaa etmek birinci vazifemizidir.
Milli bayramlarımız bize memleket sevdasını tekrar tekrar hatırlatır. Vatanımızı bölmek isteyenlerin, Cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi benimsemek istemeyenlerin ve Mustafa Kemal Atatürk’ten rahatsız olanların inadına daha sıkı bağlar bizi birbirimize. Vatan parçalanamaz bir bütündür. Cumhuriyet, laiklik, demokrasi ebedi esastır ve Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusudur.
Ülkemizde hâla vatansever, her şeyin farkında olan, okuyup araştıran insanların ve geçmişini iyi bilip tarihiyle gurur duyan, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına sahip çıkan, siyasal farkındalığı yüksek yetişen yeni nesilin varlığı bu ülkenin geleceğine bir ışık, bir inanç, bir umuttur.
Son yaşanan terör olaylarından sonra 29 ekimi en coşkulu şekilde kutlamak boynumuzun borcudur. Hürriyetimiz dokunulmazdır. Cumhuriyete sahip çıkmak bizlerin görevidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyet’i ilelebet payidar kalacaktır.”
