
Sevgi Öğrenilen Bir Dildir
Ümran Öztürk
Sevginin öğretilmediği bir toplum, sonunda şiddeti meşrulaştıran bir sessizliğe teslim olur.
Sevgi, bir duygudan çok bir öğretidir; saygı da onun kardeşi...
Bir kültürde sevgi öğretil(e)miyorsa, orada sessizlik büyür.
O sessizlik zamanla öyle derinleşir ki, sonunda şiddetin sesi olur.
Zira sevgi, öğrenilen bir dildir; saygı da öyle.
Bir çocuğa sevgi gösterebildiğimiz kadar, ona sevmenin gücünü de öğretiriz.
Bazen bir haber gelir önümüze…
Bir genç kız, yaşamının baharında sessizce toprağa verilir.
Kimi zaman “kaza” denir, kimi zaman “talihsizlik", kimi zaman "kader”…
Ama sonrasında anlarız ki, mesele bir olaydan çok daha derindir:
Bu, bir toplumun vicdan ve sevgi sınavıdır.
Bir toplumun vicdanı, kadına, çocuğa savunmasız hayvana uzanan ellerde belli olur.
Ve biz o ellerde çoğu zaman sevgisizliğin izini görürüz.
Sevgi, yalnızca sözcüklerde değil, davranışlarda; yalnızca özel günlerde değil, yaşamın her alanında var olmalıdır.
Çünkü sevgi öğretilmediğinde, sessizlik şiddete dönüşür.
Sevgi ve saygıyı öğretmek, bu sessizliği kırmanın, insanı yeniden insana yaklaştırmanın;
ve daha adil, daha vicdanlı bir toplum inşa etmenin ilk adımıdır.
Her şiddet haberi, sevgisizliğin kulakları sağır eden yankısıdır...