Ümran Öztürk

Dağların Sessiz Güzelliği Ağlayan Gelinler

Ümran Öztürk

Hollanda’da her yıl milyonları büyüleyen Lale Festivali tüm görkemiyle sürerken, aynı günlerde Türkiye’nin doğusunda başka bir çiçek sessizce gözyaşı döküyor.

Ters laleler Anadolu’da “ağlayan gelin” olarak bilinen bu narin çiçek, renginden çok duruşuyla hüzün taşır; başını eğmiş, boynu büküktür. Belki de bu yüzden onun varlığı bir görsel güzellikten fazlasını anlatır terk edilişi, özlemi, sabrı, hatta yasın doğadaki hâlini...

Ters laleler, dünyayı gezip şöhret kazanan akrabalarının aksine, hep olduğu yerde kalmayı seçmiş gibidir.

Van’ın Gevaş, Başkale ilçelerinden Hakkâri’nin Cilo ve Sat Dağları’na, Siirt’in Pervari yaylalarından Bitlis’in Nemrut eteklerine kadar yalnızca yüksek rakımlı, ulaşılması zor alanlarda yetişir.

Bu zorluk, onları hem nadir hem de kıymetli kılar. Her yıl Nisan ve Mayıs aylarında, doğanın uyanışıyla birlikte utangaçça açarlar. Ama ne açış! Sessiz, vakur, dokunaklı...

Yerel halk ona neden “ağlayan gelin” demiştir, bilirsiniz. Rivayete göre bir hükümdarın kızı, sevdiğinden koparılır. Genç kız, zorla verildiği yere giderken gözyaşlarıyla dualar eder. Tam o anda Tanrı onun gözyaşlarını toprağa düşürür ve oradan ters lale doğar.

O günden sonra bu çiçek, başı eğik, yaprakları hüzünlü, rengi ise aşkı ve acıyı simgeler hâlde yaşar.

Ama mitlerin ötesinde ters lale, Anadolu’daki direnişin de simgesidir. Zor coğrafyaların, zor yaşamların çiçeğidir. Kolay ulaşılmaz; ne her mevsimde açar ne de her toprakta yetişir. Tıpkı değerli insanlar gibi, zamansız ve yersiz müdahalelere kapalıdır.

Bu yüzden doğadan koparılması değil, yerinde korunması gerekir. Nitekim ülkemizde ters laleler koruma altındadır; koparanlara ciddi cezalar verilmektedir.

Çünkü Ters laleler; unutulmuş aşkların dağlara sinmiş hikayeleri, suskun gelinlerin derin sessizliğinde döktükleri gözyaşı, kültürel bir hafızadır. Onlara zarar vermek, sadece doğayı değil belleğimizi de incitmek olur.

Bugünlerde dünyanın başka bir köşesinde laleler renk renk sokakları süslerken, Anadolu’nun yüksek dağlarında ters laleler sessizce açıyor. Onların çığlığı yoktur, ama derin bir sessizliği vardır. Ve bazen sessizlik, en yüksek sesle anlatır duyguları...

Bir gün yolunuz Gevaş'a, Cilo’ya, Nemrut’a, ya da Pervari’nin dağlarına düşerse, bir ters lalenin karşısına geçip durun. Onun boynu bükük hâlinde saklı olan zarafeti görmeye çalışın. Ve unutmayın: Her çiçek gülmez; bazıları sadece susar ve bekler. Ağlayan gelinler gibi...

Yazarın Diğer Yazıları