Bir Dem Van
Ümran Öztürk
Van’da çay, söze başlamanın, hatır sormanın en samimi şekli, Vanlı’nın yaşam biçimidir.
Bir kültürün, bir samimiyetin, bir paylaşımın adıdır çay…
Bu şehirde çay, soğuk günlerin ısısı, yorgun gönüllerin yoldaşı, dost sohbetlerinin bahanesidir.
Van’ın sokaklarında yükselen o görkemli Semaver Heykeli, aslında tam da bunu anlatır. Altın rengiyle parlayan bu anıt, Van halkının çaya olan sevgisini değil, çayla harmanlanmış yaşam biçimini simgeler.
Van’da çay içmek, bir davetle başlamaz.
“Çay içer misin?” denmez mesela.
“Oğlum bize çay getir.”
Çünkü çay, burada sormadan paylaşılan bir sıcaklıktır.
Vanlılar için çay, sohbetin bahanesidir.
Birlikte oturmanın, dertleşmenin, susup sadece yan yana olmanın bahanesi…
Sabahın serinliğinde leziz otlu peynirin, tandır ekmeğinin yanında demlenir;
akşamın yorgunluğunda yürekleri ısıtır.
Her evin bir semaveri, her yüreğin bir çay hatırası vardır.
Bir bardak çayda sabır vardır, emek vardır, muhabbet vardır.
Bir yudumunda dağların serinliği, insanların içtenliği saklıdır.
Van’ın rüzgârı serttir belki ama insanı sıcaktır;
işte o sıcaklık, her demde hissedilir.
Van Semaver Heykeli bu yüzden anlamlıdır.
Çünkü o heykel bir kültürün kalbidir.
Van’ın çayla yoğrulmuş misafirperverliğini, samimiyetini ve paylaşımını temsil eder.
Bir bardak çay kadar sade,
Bir dem kadar derin,
Bir sohbet kadar gerçek bir yaşamın simgesidir.
Van’da çay, güneşin doğuşundan batışına kadar süren bir ritüeldir; içen demlenir, dinleyen ısınır...