Ümran Öztürk

Az Ama Gerçek

Ümran Öztürk

Kalabalıklar bazen en büyük yalnızlıkları anımsatır insana.

Etrafında insanlar vardır, eğlenceli gülüşler, sesler vardır. 

Ama yüreğine değen kimse yoktur.

Yan yanasındır ama iç içe değilsindir.

En kalabalık anlarda bile içini saran o yalnızlığı, kim bilir kaç kez yaşadın. 

Çünkü yalnızlık, etrafında kimse olmadığında değil, anlaşılmadığında başlar.

Oysa insanın ruhu, sessizlikte filiz verir.

Bir çiçeğin sabırla açması gibi,

bir dostun kalbinde yer bulması da zamana,

emeğe, içtenliğe bağlıdır.

Çünkü insan, suya hasret bir toprak gibi

ancak anlayışla, hoşgörüyle, güvenle yeşerir.

Mesele çok kişiyle yan yana durmak değil,

az kişiyle yan yana hissetmektir.

Bir bakışıyla içini gören,

bir susuşunda ne demek istediğini anlayan,

bir kelimenle çoğalan, 

suskunluğunda bile seninle kalan insanlar…

Önemli olan, bir sofrada yediklerinin çokluğu değil,

o sofraya oturduğunda hissettiğin huzurdur.

Güvende olmak… Yargılanmadan, eksilmeden,

olduğun gibi kabul edildiğin o nadir yerler…

İşte orası gönül sofrasıdır. 

Ve o insan o sofranın gönüllü katılımcısıdır. 

Sana bir şey katmayan, seni duymayan,

kalbini görmeden yanında yürüyen kalabalıklar bir gün gelir, sadece gölgeden ibaret olur.

Ama sana bir kelimeyle umut olan,

Varlığıyla ruhuna dokunan, yanında duran biri,

ömre bedel bir yoldaş olur.

Sizi yalnız hissettiren ve birlikte tamamlanamadığınız birinin yanında durmayın. 

Çünkü yaşam, birlikte konuşabildiğin ve birlikte susabildiğin kişiyle tamamlanır.

Yazarın Diğer Yazıları