Ümit Kayaçelebi

Selahattin Koşar hocamız da hakka yürüdü

Ümit Kayaçelebi

Gidenlerin çetelesi tutulmak istenseydi.

Ne katip, ne kalem ne de defter yeterdi.

Hem gidenler gelenlerden daha çoktur.

Hem gidenlerden geri gelen hiç yoktur 

Ercişli şair ve araştırmacı yazar Selahattin Koşar hocamızın vefatını derin bir teessürle öğrendim. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve Erciş halkına başsağlığı diliyorum." 

 Yerel şair yazar ve gazetecilerin nedense ölümü sessiz olur. Gerçek sanatçı ise hayatında şovmenliğe itibar etmemişse ne yazık ki yaşadığı zaman kıymetini bilen olmadığı zaman da vefatında da usuldendir biraz hüzün kaplar ortalığı fakat yaz yağmuru gibi dinmesi de bir olur. 

Baki değilsin ki, ilelebet yaşayacaksın.

Ne kadar kaçsan da Azrail’den kaçamazsın.

Hem hiç kurtulan olmuş ki sen kurtulasın.

Hiç istisna edilmiş ki sen istisna olacaksın.

Ölüm, hiç beklenmeyen bir anda gelen kaçınılmaz bir sondur. Aslında, yaşa bakmaksızın her ölüm erkendir. Ölüm, çoğu zaman unutulan hayatın en gerçek yanı, aynı zamanda da en acıtan tarafıdır. İnsanlar en yakınlarından birini kaybettiği zaman ancak ölümün gerçekliğini idrak ediyor. 

Gelenler konuyor, konanlar da göçüyor.

Ömrün azı da çoğu da bir yel gibi geçiyor.

Yaptıkların gizli kamera ile kayda geçiyor.

Kara kutusu açılan gerçeği görüp şaşıyor.

Selahattin Koşar’ın vefatını duyduğumda çok üzüldüm çeyrek asırlık bir dostluğumuz vardı. Benden yaşça çok farkımız olmasa da bana her zaman saygı ile Ümit abi ağabey diyen beyefendi ve candan bir dosttu. Kitabını çıkardığı gün Van’a geldiğinde beni arayarak kitabını takdim etmek istediğini söylediğinde imzalayarak verdiği anı hiç unutmam.

Van’a ne zaman gelse beni arar sorardı. Ben de ne zaman Ercişe’ yolum düşse ilk arayıp sorduğum insanlardan biri olurdu Selahattin Hoca.

Takip ettiğim zevkle yazılarını okuduğum değerli bir araştırmacı yazardı. Bu gün ne yazık ki Erciş’te onun tarzında bir yazar olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yeri dolmayacak insanlar olur ya işte Selahattin Hoca’da öyle bir insan olarak bu fani dünyadan çekip gitti. Erciş onu çok arayacak ve özleyecek inanın. Böyle insanlar çok zor geliyor.

Doğum ve yaşam kadar ölüm de hayatımızın bir parçası olsa da ölümü anmak kimse istemiyor. Ölüm, hayatta yaşanabilecek en ağır acı gibi görünse de “Her nefis ölümü tadacaktır.” sözü, bu gerçekliğini bir defa daha hissettiriyor. 

Yalnız geride eser bırakıp gelip geçenler ölümsüzdürler ve ardları sıra bıraktıkları eserlerle ilanihaye sonsuza kadar yaşayacaklardır Selahattin Hocamız da Erciş’e kültürel anlamda çok şeyler vermiş ve dolu dolu bir sanat hayatı sürdükten sonra ebedi aleme göçmüştür.

Her yerde olmamışsa ve olması gereken değil de olmaması gereken yerlerde hiç olmamışsa işte yoklar için göçüp giden bir kayıp değildir. Kimi zaman kimseler duymaz… Birkaç dosttan birkaç satır yazı, birkaç anı, sosyal medya birkaç fotoğraf paylaşılır yalnızca. Sonrası unutulup giderler… 

Son yıllarda arka arkaya yaşamını yitiren sanatçılar hakkında “Sonbaharda düşen yapraklar misali tanıdıklarımız, sevdiklerimiz birer birer düşüyor hayat ağacından fakat onlar hayata bıraktıkları silinmez izler, bize bıraktıkları güzellikler nedeniyle solan yapraklar gibi yere düşmüyor, yıldızlara karışıyor unutulmazlar katında” diyerek anmıştı onları. Kendisi de bizde bıraktığı güzellikler ile unutulmaz yazarlarımızdan oldu kadim dost Selahattin koşar.

 Oysaki hiçbiri hak etmez bunu. Onlar sanat ve edebiyat dünyamıza ilişkin her bir şeyi yazarlar da bir kendilerini yazamazlar. Unutulmaları da bu yüzdendir.

Güzel bir söz vardır;

‘Kim ki ardı sıra bırakmazsa bir eser 

Onun ardı sıra da yeller eser’

Selahattin hocamızda Erciş ve Van üzerine yaptığı çok güzel çalışmalarıyla, şiirleriyle, yazıları ile bıraktığı kitapları ile Van ve Erciş Tarihinde her zaman rahmetle anılacaktır.

Ne mutlu sana dolu dolu yaşadın, hayatını Ercişe’ vakfettin, geride güzel bir seda bırakarak ebedi âleme göçüp gittin.

Ruhun şad mekânın cennet olsun Selahattin Hocam..

. N'eylesin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak.

Taht misali o musalla taşında.

ERCİŞ’E MERHABA

Selahattin Koşar’a ithaf olunur

Kazalar içinde başkadır yeri,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Gönlümüzde onun başkadır yeri,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Sağını solunu cevirmiş dağlar,

Meyveyle sebzeyle doludur bağlar,

Yörük yaylasından gelmekte yağlar,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Irmaklar gürül gürül akıyor,

Bahçelerde bülbüllerin şakıyor,

Selvihanlar yürekleri yakıyor,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Çelebibağı güzelleri hoş olur,

Görür görmez deli gönül tuş olur,

Selvi Hansız geçen hayat boş olur,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Her bir taşında var tarihten izler,

Sanki kırk yıllık aşina yüzler,

Ayağına giderken gönlüm yol çeker,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Her zaman şifadır soğanı, kartolu,

Dile destan Haydarbey’le Zortulu,

Dört bir etrafı da bahçeyle dolu,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Yiğitler hep harman olur burada,

Bir eşini bulamazsın karada,

En güzel taylar yetişir harada

Emrah diyarına bizden merhaba.

Beyler toplandı ve kuruldu divan,

Çaldı, söylendi Emrah denen civan,

Buraya kondu ve göçtü Selvihan,

Emrah diyarına bizden merhaba.

Yazarın Diğer Yazıları