
Nerde kaldı o eski öğretmenlerim ve Kerim Tuncer başöğretmenim
Ümit Kayaçelebi
Okul yılları geride kaldı Geriye kalan sadece hatıralar, ilkokul sıraları çok başkaydı okulun ne olduğunu bilmiyorduk. Birden kendimizi sıralarda bulduk. Tahta sıralar ikişer ikişer oturuyorduk. Ne doğru düzgün bir çantamız vardı nede beslenme diye bir şey. Evden okula gelirken annemiz ne yedirmişse hepsi o. Çünkü okul iki öğündü sabah giderdik öğlen dönerdik ve öğlen gider akşam dönerdik. Sabahçı ve öğlenci diye bir hikaye o günlerde yoktu.
Harçlık öyle ganimet değil. Daha 2,5 kuruşların 5 kuruşların 10 kuruşların 25 kuruşların ortada tur attığı bir lirayı elimizde bulduğumuzda bayram ettiğimiz günler. Okul dergilerinin 25 kuruş olduğu 50’li yıllardan bahsediyorum size. Bize verilen parayla karnımızı doyurmak için değil şimdiki tabiriyle abur cubur dediğimiz şeyleri almaya yetecek kadar bir para!
Atatürk ilkokulunun bir arka bahçesi vardı bir de Cumhuriyet Caddesine bakan bahçesi vardı. Oradan Cadde üzerinde bulunan Ömer ve Resul İl in leblebici dükkânları vardı. İki kardeş ne hikmetse yan yana dükkân açmışlar. Lakin öğrencilerin çoğu Ömer İl den alırdı. Resul İl biraz çatık kaşlı resmi bir zat oysa aksine Ömer abi de tam onun zıttına güler yüzlü tatlı dilli biri. Çocukla çocuk olan biri. Ben de en çok ondan alırdım ne yalan söyleyeyim. Aldığımız ne diye sorsanız ya tane işi lokum, akide şekeri, kırık leblebi, yani doyumluk değil tadımlık şeyler.
Öğretmen bir ailenin çocuğu olmama rağmen dergi parasını zar zor veriyorlardı. Bazı arkadaşlarımız o zaman Yapı Kredi Bankasının çıkardığı Doğan Kardeş Dergisini alıp okurlarken biz kenar kenar bakmaya çalışıyorduk. Kaç yıl okul da geçti elimde bayramlarda bir bayramı ifade eden pankart bile görmedim. Mandolin vardı o yıllarda bazı arkadaşlarımızın mandolinileri vardı onlar çalarken içim erirdi. Niye benim de mandolinim yok niye bende çalamıyorum diye hayıflanır dururdum
Okulun bando takımı olurdu yine içinde yokum. Yavrukurt dahi olmak nasip olmadı. Nedense okumuş bir ailemiz olmasına rağmen bu tür sosyal faaliyetlere pek sıcak bakmıyorlardı.
Öğretmenlerimize gelince onlar da bizim için anne ve baba gibiydiler Her şeye rağmen o anne ve baba bildiğimiz öğretmenlerimiz bizim için Elleri öpülesi öğretmenlerdi onlar. O iyi öğretmenler sevgiyle, bilgiyle öyle bir otorite kurmuşlardı ki, “otur” dediğinde oturur, ödev verildiğinde büyük bir sorumlulukla yapardı öğrencileri, çünkü o ele avuca sığmayan çocukları kalplerinden fethederek öğretirlerdi. Öğretmenin öğrencilerle olan ilişkisi öğrencilerin öğrenme merakını çok etkiler, olumlu düşünmeyi öğretir, yönlerini bulmaya, hayat becerilerini geliştirmesine yardımcı olurdu. Bilginin, kültürün, gelmiş geçmiş uygarlıkların derin gücünü hissettik o eski öğretmenlerle Özellikle ilkokul öğretmenleri bir başka olurdu eskiden.
Eskiyi özlerken o eski öğretmenlerimiz de çok özlüyoruz. Onların hayatımızdaki yeri dün de bir başkaydı bu günde berrak bakışlı öğretmenler geçip giden onca yıla rağmen pazarda, sokakta gördükleri zaman öğrencilerini hemen anımsarlar. Bilginin, kültürün, gelmiş geçmiş uygarlıkların derin gücünü hissettik o eski öğretmenlerle…
O eski öğretmenler eski günlerimizin bir simgesidir Öğretmenlik hangi zamanda yapılırsa yapılsın onurlu, zor bir vazifedir, ülkenin geleceği adına değer sunan bir meslektir. Yorucu, uğraştırıcıdır da aynı zamanda. Eve ödev götüren benzersiz meslektir belki de. Her bir öğrencisiyle, velisiyle ayrı ayrı ilgilenmesi gereken öğretmenin sınıf içerisinde birçok sorunla baş etmesi de bu ulvi mesleğin başka bir yönüdür.
İlla ki Unutulmuyor ilkokul yılları bunun üzerine kaç yazı yazsam da bu o eski ilkokul günlerinin özlemini anlatmak canlandırmak kabili mümkün değil. Aradan yıllar geçti ben hala Baş Öğretmenim Kerim Tunceri unutabilmiş değilim. Neden derseniz rahmetli Büyük Babam Ziya Kayaçelebinin arkadaşıydı çok samimi idiler ve bizim aileden biri gibiydi. O yüzden çok hatırlarım rahmetliyi. Vasfi Aydoğan biraz sinirli idi müsamahakar değildi ama onun o ciddi otoriter duruşu babayani hal ve hareketleri sanki dün gibi gözümün önünde.
Hele Mahmure Hoca hanımın benim körleşen kurşun kalemimi ha bire açması hiç aklımdan çıkmıyor. Kasım Tokerden yediğim tokatın hala sesi kulağımda. Mesut öğretmen, Durdu Hovca Ali Laleci, Tuncay öğretmen aklımda kalan isimler. Bu gün aramızda değiller ama hatıraları ebediyen yaşayacak.
Müstahdemimiz Eyüp dayı da bizim çok zahmetimizi çekmiştir onu da her zamanla hatırlar ve rahmetle anarım. O marşall yardımının dağıtıldığı yıllarda onun elinden çok süt tozu içtik bize bastık sucuk portakal dağıttığı anlar şimdiki gibi anılarımda tazeliğini korumakta.
Ne okul yıllarını ne de o sevgili öğretmenlerimi hiç mi hiç unutmadım. Başta Kerim Tuncer hocam olmak üzere ilkokul ve lise yıllarındaki tüm öğretmenlerimi rahmetle anıyorum ruhları şad mekânları cennet olsun inşallah.
KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ (38)
Başöğretmenim Kerim Tuncer’in aziz hatırasına ithaftır.
Nağırci Eloyu tüm Vanlılar severdi
Leşgo Salihe çok şergada derlerdi
Ali Rıza Atacan hep nargile içerdi
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Kristal Âliyi de gelin burada analım
Pala Ahmet efendiyi de hatırlayalım
Kahveci Hacı Babayı da unutmayalım,
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Celal, Avni ve Sabahattin Yüzbaşıoğlu
Remzi, Fevzi, Enver ve Haydar Perihanoğlu
Mustafa, Fatih ve Veysel Kantarcıoğlu
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
,Ferman ve Salman Çevik özü hep anarız
Vahdettin Dalgını da biz hiç unutmayız
Mehmet Demireli de hep hatırlarız
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Sıngerin başbayisiydi Üzeyir Davutoğlu
Selahattin ve Turan Haydaroğlu
Bilmem nerededir Macit Mumcuoğlu
Şunun şurasında biz kaç kişi kaldık
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Hüseyin Erdemire öküz Hüseyin derdik
Futbolcu Refike de biz ferik derdik
Abdurrahman Özvana da edo dayı derdik
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Ğoroz Heyder dersem acep kim hatırlar?
Dıngo Fayiğ dersem acep kim hatırlar?
Gurt avlayan dersem acep kim hatırlar?
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Ünlü bir avukattı Avukat Tevfik Doğuışıker
Avukat Burhan Koçak tan çoğu bahseder
Eski Bisikletçilerdendi Mehmet Eser
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Erzurum Fırını sahibiydi Şakir Öztürk
Gönlü Bol bir Vanlıdır Abdurrahman Yörük
Gururumuzdur aşık Celal Yenitürk
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Cem-Ka dedikleri Cemil ve Kadir Perihanoğlu
Sıdık, Bekir, Yaşar ve Faysal Polatoğlu
Belediye başkanlığı yaptı Salih Türkoğlu
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Beşinci Sınıf Öğretmenimizdi Kasım Toker
Muhterem bir zattı Behlül Toker
Judo, Karete ustası ve hocası Şemsettin Özdemir
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Anında resminizi çizer Faruk Taşdemir
Mehmet Feyyat ta çok kaliteli bir şair
Şair Abdullahta yazar hep aşka dair
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Eşşekçioğlu Bıdodan yoktur bir haber
Ahmet Özer hocamda hep siyasetten bahseder
Şoratan Salihi de cümle Vanlılar sever
Kimler geldi kimler geçti bak Hele
**
Cevdet Yörük çok hayırsever bir zattı
Cemil Yörük de saygıdeğer bir zevattı
Mithat Bekiroğlu da çamgaz bayiliği yaptı
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Şekerin en alası hep Şekerci Dayıda
Her türlü baharatta kirli Hemdo da
Radyo alayım dersen Bilal Türkmen de
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Goşto lakabını taktık Hüsamettin Adıgüzele
Sosyete traş olurdu berber Zeki Güzele
Halay çekmek yakışırdı Burhan Özele
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Halit Suvarı Mersin Uçağında yitirdik
Hikmet Bakanı da genç yaşta uğurladık
Mustafa Hammaloğlunu yıllar evvel kaybettik
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Sabahattin Güleşere de bir selam salalım
Fatih Kantarcoğlu nu da nerde bulalım
Çakır Memet te gelsin bir meşk yapalım
Kimler geldi kimler geçti bak hele
**
Cümle âlem bilin ki hayrandır Vana
Otlu peynirde can katar cana
Bu şiirde Kerim Tuncer Hocama
Kimler geldi kimler geçti bak hele