
Hanifi Işık hocamız da hakka yürüdü (3)
Ümit Kayaçelebi
Bir gün göl kıyısında antrenmana giderken öğrencim olan Naifin babası Bruki aşiretinden olan Bedir Ağa’ya rastladığımda:’ Bedir Ağa gel beraber antrenman yapalım dediğimde:’Müdürüm ben sana gurban olum, men düz yol da yürüyemiyem galdı ki şoğumda şıllığ ataım!’ dedi gülüştük.
Van merkezden Şamran altına fazla otobüs seferi olmazdı. Ben de bunun üzerine kendime bir bisiklet aldım ve böyle gidip gelmeye başladım. Hüseyin Aksoy adlı arkadaşımda bisiklet aldı, daha sonra Mehmet Uygur ve Harun Tatar’da bize dahil oldu ve bazen de grup olarak gezmeye başladık.
Sosyal etkinliklere katılırdım Piyeslerde rol aldım münazaralara ve bayram konuşmalarına dâhil oldum.
27 Mayıs 196l tarihinde il bayram komitesi tarafından bayram konuşması yapmak üzere beni seçmişlerdi ve ben de o günkü milli eğitim müdürlüğü adına konuşmamı yaptım..
Benim sosyal aktivitemi ve sosyali temi duyan ve fark eden o zamanın valisi Namık Kemal Şentürk kendi oğlunun da orada okuduğu Hüsrev Paşa Okuluna aldırttı. Bu okul da bir müddet çalıştıktan sonra Suvaroğlu Mahallesinde yeni bir oklu açılınca adını da Van Kulu koydular.
Benimde tayinim buraya müdür olarak çıktı. Bu ara da bir müddet vazifede bulunduktan sonra Erciş Yatılı Bölge okuluna atandım ise de burada çok kalamadan tekrar Van’a döndüm.
Van’da bir Van Gençlik-Erek spor maçında topa bir kafa vurdum direkten döndü. Tekrar kafa vurdum bu sefer yine direkten döndü. Top direkten dönende Gençlik Spordan Turan ile çarpıştık dizim döndü ve 105 gün ben toptan uzak kaldım.
Dizim iyileşince tekrar sahalara döndüm. Bu kez 3.000 TL karşılığında İki Nisan spora transfer oldum. Van’dan ayrılıncaya kadar İki Nisan da takım kaptanı oldum.
Van’da iken tayin talebinde buldum ve tayinim Balıkesir Manyas’a çıktı. Ancak buradan sözlendiğim için tayinimi durdurdum va Van’da kaldım.
29 Mart 1963 te Kâtip Mehmet Emin Özgüner’in kızı ile sözlendik. 22 Mayıs 1963 te Belediye de nikâhımız kıyıldığında Nikahımızı rahmetli Selahattin Şanal kıyarken nikah şahitlerimiz Göl Spor Başkanı Mustafa Müftüoğlu ile Çatak PTT Merkez Müdürü Seyfettin Uğur Bey idiler.
Düğün hazırlığı içindeyken önce eşimin dedesi 24 Aralık 1963 te sonra da babsı Katip Mehmet Emin Efendi 8 Ocak 1964 kalp yetmezliğinden rahmetli oldular.
Van’da bir maç sonrası eve gelip banyo yaptıktan sonra soba da yanmadığından hastalandım. Doktor Esat Gülcügil muayene sonunda zatürre olduğumu söyledi. Devlet hastanesinde 59 gün yattım. Tedavi müspet netice vermedi beni İstanbul’a gönderdiler tedavi için orada da 62 gün kalıp şifa bularak tekrar Van’a avdet ettim. Van’da rahatsızlığım esnasında o zamanki İlk Öğretim Müdürü Kerim Tuncer bey bana çok çok yardımcı oldular.
11 Temmuz 1964 tarihinde düğün yaptıktan sonra bir müddet Binacı Mahmut Özgüner’in evinde kaldıktan sonra tayinim Manisa’ya çıktı Van’dan eşimle beraber ayrıldık. Uzun yıllar çeşitli yerlerde vazife yaptıktan sonra tekrar Van’a döndüm. Hayata bakış açım ve siyasi görüşümü bilen o zaman ki Vali İl Milli Eğitim Müdürü bana adeta öcü gözüyle bakıyorlardı.
Bana sadece yakın düşen ve ilgilenen o zaman ki Gürpınar İlçe Merkez müdürü olarak sayın Ayhan Önem ilgilendi.
Van da Halk Eğitim merkezi Müdürü iken Rahmetli Ecevit köy-Kent projesini anlatmak için Van’a gelmişti. Halk eğitim merkezindeki toplantıda oğlum barışla resim çekilince o zamanki Günaydın gazetesinde yayınlanmıştı. Kendisi ile birlikte Özalp Döner dereye gittik ve oranın açılışını yaptı.
Bundan sonra da kısa bir süre sonra beni Niğde’ye atadılar ve ondan sonra da tekrar benim Van’a Eğitim Enstitüsüne müdür olarak tayinim çıktı.1980 yılında babamı kaybedince hevesim söndü ve 41 yaşımda çok erken yaşta emekliye ayrıldım.
Bu arada Ercişte geçen bir anımda var ki onu da burada yeri gelmişken arz edeyim;
Bir sabah Erciş Kaymakamı H.Bey Van Vâlisi B.Ö. beyefendiyi aramış ve demiş ki; Alparslan İlk öğretmen Okulu Müdürü kurşunlandı.
Vali bey de sabaha doğru beni aradı. Ben de şoförü arayarak arabayla gelmesini söyledim. Saat 06.30 sıralarında şoför C.A geldi Ernis’e gittik. Olayları soruşturduk. İlk Öğretmen Okulu Müdürü A.A’ya kurşun atan kişiyi belirledik.
Kurşun atan kişi aslen Kayserili olup uzun yıllar okulda çalışan döner sermaye memuru idi. İdari yönden işten el çektirdik. Olay kanıtlanmayınca tekrar göreve iade edildi. Ancak görev yerini değiştirdik.
İl içinde en mahrumiyet bölgede görevlendirilmesi düşünülürken ben Vali beye şu öneri de bulundum:’ Sayın Valim zat-ı âlinizce uygun görülürse bu memuru Van merkezdeki bir okulda görevlendirelim. Vali bey önce güldü sonra sordu ‘Niçin?!
Dedim ki sayın valim bu kişinin 4-5 çocuğu var. Önceden ev kirası vermiyordu. Şu an Van da ev kiraları hemen hemen bir maaş kadar. Birkaç ay şehir merkezinde oturunca ekonomik yönden çok büyük sıkıntıya düşecek. Şu anda her ne kadar kahırdan lütufa düşer gibi görünse de birkaç ay sonra gelip yalvaracak ki ne olur beni en ücra bir yere alın diye.
Vali bey bu sözlerimi dinledi ama pek de hoşuna gitmedi. ‘Peki, bir müddet öyle olsun dede.’
Vilayette görev almasını böbürlenerek anlatan memur Ekim ayında yakınmaya başladı. Şehirde geçinemiyordu daha küçük yerlerde kendisine görev verilemesini talep ediyordu.
Önce bana ulaştı el öpmelerden sonra’ Ne olursunuz müdürüm beni geçinebileceğim yerlerden birisine veriniz’ deyip yalvar yakar olmuştu. Bende ona ‘Sayın valimize git derdini ona anlat’ dedim.
Bir vesile o günkü Van Valimize ulaşıyor, yalvar yakar derken Valimiz bir gün beni telefonla arayarak’ Bu yer değiştirme işine önceleri hiç de iyi bakmamıştım. Ama gördüm ki bu işlem daha olumlu olmuş’ dedi.
O kişi ben oradan ayrılıncaya kadar her gün hem eşi aracılığı ile ve hem de kendisi ve aracılar vasıtası ile Milli eğitim müdürünün kapısını aşındırıyordu.
Sonuç yine merkeze tayini çıktı.
Alparslan (Ernis) İlk Öğretmen okulundan söz ederken 1957 mezunlarından çok değerli dost, okumayı seven, ilkeli, ahlaklı, demokrat kendisini Van’da tanıdığım Mehdi Yıldız öğretmeni sağlık ve huzur içinde görmek istiyorum.
Değerli dostlar değerli büyüğümüz Muhterem ağabeyimiz Hanifi Işık amcamızın Van’daki hayatını yaşanmışlıklarını özetle yazmaya ve onu sizlere tanıtmaya çalıştım.
Çünkü kendisi ülkemizde ve yurt dışında da sevilen sayılan bir insandır.
Eniştemizdir hemşehrimizdir en az bir Vanlı kadar Van’a hizmet etmiş biri olduğu için onu yazmadan edemezdim. Kalemimin döndüğü kadar yazmaya çalıştım.
Muhterem ağabeyimizi bu gün burada rahmetle ve minnetle anıyorum ruhu şad mekanı cennet olsun inşallah nurlar içinde uyusun.
‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan, hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol, sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne de bir kol..’.
Işık ve Özgüner aileleri ile sevenlerine de baş sağlığı diliyorum.
Son.