Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü (1896-1915) (5)
Ümit Kayaçelebi
Ali Paşa’nın Öldürülmesi
Ali Paşa, İstanbul'a dönerken Van’da devlet ve milletin çıkarları için gözünü bile kırpmadan çalıştığı için Ermeni komitacıları tarafından mutlaka öldürüleceğini biliyordu. Onun için İstanbul’a gideceği güzergahını gizli tuttu. Yaklaşık bir buçuk yıl canla başla çalışarak hizmet verdiği Van halkıyla vedalaştı. Bu manzarayı hatırlayan yaşlılar bütün Van halkının gözyaşlarını tutamadığını söylerler. Ali Paşa gözü dönmüş Ermeni çetecilerinden kurtulmak için hedef saptırarak önce Erzurum'a oradan bin bir güçlükle Revan'a gider. Her gittiği yerde bölgede organize olmuş Ermeni komitacılarının nümayişleri ile karşılanan Ali Paşa hemen Tiflis'e geçer ve Tiflis üzerinden de Batum'a geçip oradan da vapurla İstanbul'a gitmek ister.Fakat Ermeni komitacılarından Alev Başyan tarafından 1908 yılının son günlerinde Ali Paşa, Batum iskelesinde vapura binerken öldürülür.Harekete hazır olan gemi Ali Paşa’nın cenazesini İstanbul'a götürmek için demir alır. Fakat aksilikler birbirini kovalar ve gemi ancak on beş günde Sinop açıklarına gelebilir. Ali Paşanın cesedinde çürüme emareleri baş gösterince kaptan Sinop limanına yaklaşır. Cenaze Seyid Bilal cami bahçesine dış kapıdan girip camiye doğru ilerlerken sol tarafta caminin giriş kapısının karşısında defnedildi. Camiye girip çıkanların ilk gözüne çarpan bu mezardır. Mezarın başucundaki taşta şu ibare vardır. (Van İlbayı (Valisi) Ali Batum’da Ermeni komitaları öldürdü.)
Vaspurakan/ Van Ermeni İhtilal Komitesi ve Meclis-i Meşveretinin Müzakerat Fezlekesi
Ali Paşa olayı ve ilan edilen II. Meşrutiyet’in getirdiği ortam Ermenileri önü alınamaz bir cesarete sevk etmiştir. Gerçi büyük bir silah ve teçhizat kaybına uğramışlardı ama bunun telafisi mümkün gibi görünüyordu. Aram Manukyan örgütlenmeye kaldıkları yerden devam kararı almış, ve her olaydan yeni dersler çıkararak yeniden, fakat daha plânlı ve programlı çalışmaya koyulmuştur. Yeni açılan okullardan mezun olan Ermenilerin öğrendikleri lisanlar sayesinde Avrupa fikir hareketlerini çok rahat takip edebildikleri gibi basın ve matbuatın bütün imkânlarını kullanarak Van’da bir sürü gazete, dergi ve risale basımını gerçekleştirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi emek dergisidir.
Askhatang (Emek) Dergisi: Van’da Ermeniler siyasi propaganda vasıtası olarak basından oldukça fazla yararlanmışlardır. Erek dağı eteklerindeki Vanak manastırı bodrumunda bir matbaa kurularak yayın faaliyetlerine başlanmış olup Vaspurakan ve Van Kartalı isimli iki gazete çıkarılmıştır.Gazete yayıncılığının dışında bu matbaada ihtilal ve isyan ile ilgili bir çok risale ve kitap basılarak gizlice Ermeniler arasında dağıtılmış olup böylece halk beyninde isyan fikrini oluşturmaya çalışmışlardır. Askhatang dergisi 1910’dan 1914 yılına kadar yayınlanmış olup Nisan-Mayıs 1915 de II. Van İsyanı sırasında tekrar yayınlanmıştır. Küstahlığa varan serbest bir üslubun kullanıldığı bu yayın organında Ermeni meselesi, meclis seçimleri, Türk milliyetçiliği gibi genel konuların yanı sıra tarihçiler açısından oldukça önem taşıyan yerel konulardan da bahsediyordu. Van ilinin bütçesi, vergilerin ağırlığı, Ermeni ve Türk okul sisteminin yetersizliği, nüfus istatistikleri, tarım meselesi, Kürt meselesi, çiçek, kolera, tifo ve veba salgınları; ticaret ve kooperatif hareketleri gibi konular. Dergide bir çok vesilelerle Avrupa sosyalizmine değinilmekte ve bu hareketin ölen önderlerine atıflarda bulunularak Ermeni ihtilal hareketine heyecan vermeğe çalışmaktadır. İdeolojik olarak ihtilalci sosyalizmi kendisine yayın politikası olarak benimseyen dergi Van ve çevresinde ihtilalci komitesinin örgütlenmesini ve etkili olmasını sağlamıştır.
İsyan ve İhtilal İçin Provokasyon
Avrupa devletlerinin kışkırtmalarına kapılan Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan “dikkat çekmek için isyan ve ihtilal gerekiyorsa bunu yapmak zor değil” diyerek büyük bir talihsizlik eseri olarak artık Taşnak ve Hınçak partilerine ve diğer örgütlere mensup Ermenilerin Osmanlı coğrafyasında her türlü provokasyona hazırlanması için çalışmalara başlanmıştı. Osmanlı coğrafyasında yaşayan Ermenilerin ancak yüzde onu bu olaylara alet olurken doğan sonuçtan maalesef büyük bir Ermeni çoğunluğu etkilenmiştir. Bu çalışmaların yoğun bir şekilde yapıldığı yer hiç şüphesiz Van ve çevresi olmuştur.
Gevaş Kaymakamı meydana gelen basit bir adli vakadan Ermeni Taşnak Partisi’nin organize ettiği olayların hangi boyutlara ulaştığını hayretler içerisinde idrak ederken artık bir isyanın kapıya dayandığını belki de acı bir şekilde hissederek olayları Van Valiliğine bildirmiştir.
“Kaza dahilinde hiçbir kimsenin ne malına ne canına ne ırzına ve namusuna hiçbir taraftan taarruz ve tecavüz edilmediği ve meydanda adi bir olay gelmediği bir sırada Akdamar manastırında özel kâtip olarak çalışan Van’ın Keşişoğlu köyünden Oseb’in köylerde ve şurada burada dolaşarak güya Kürtlerin güya Hıristiyanların karı ve kızlarını takip ettiklerini ve Kürtlerin silahlanarak Hıristiyanlara taarruz fikriyle dolaşmakta olduklarını ve kendisine kasabaya yirmi dakika mesafede bulunan Baklakar gediğinden geçerken bir takım Kürtlerin üzerine hücumla kendisini kovaladıklarını (Provokasyon amacıyla) yayıyordu. Bu Kürtlerin yolları kestiklerinden ahalinin gelip gidemediklerini söyleyerek kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır. Her iki topluluğu bir birine düşürerek karışıklık çıkarmak gayretindeydi. Bu çalışmaları dikkate alınarak adı geçen şahıs göz altına alındı. Yapılan üst aramasında üzerinde Ermenice bir tomar yazı çıktı. Bu yazıların biri Taşnak fırkasının Van merkez komitesi müzakere meclisine ait özel bir talimat. Diğeri ise bir takım şikayet telgrafları meyanındaydı.
Taşnak Fırkası Van Merkez Komitesi’ne ait hususi talimatın tercümesinden anlaşıldığına göre adı geçen komite 14 Nisan ila 17 Nisan 1909 tarihleri arasında Van’da gizli bir mahalde toplantı yaparak “İhtilal faaliyetinin lüzumu” kabul edilmiş olup, bilumum Hıristiyan ahalinin silahlandırılması, muharebe için cesaretlendirilmesi için propaganda yapılması, komitenin nezaretinde yapılan silah talimlerine halkın katılımını sağlamak, gibi konular müzakere edilmiştir.
Her ne kadar bu talimat ve kararlar tevile müsait bir vaziyette kaleme alınmış ise de yazılanların tamamı gerçekleştiği takdirde mülk ve millet açısından ne derece vahim bir sonuç doğuracağını anlamak için sıradan bir fikir yürütmek kafidir.
Talimatnamede Kafkasya’da yapılmış tecrübelerden bahsedilmemesine rağmen Aram ve İşhan’ın da adı geçen komiteye dahil oldukları ve bunların geçmişteki sabıkası göz önünde bulundurulursa memleket için yaman bir fesat için çalıştıkları anlaşılmaktadır.
Bunların öneminden dolayı Oseb’in üzerinde çıkan iş bu talimatname ve komitenin itimatname nazaran kendisinin de komiteye mensup olup iftira ve yalanlarında iş bu talimatın ihtilal fikrine dayanarak hükümlerini husule getirmek gayesinde olduğunu ispat etmektedir. İhtimal ki bu konudaki talimatı gizli surette almıştır.
Oseb’in Katogigos vekilinin temiz ve saf halinden istifade ederek zaten Katogigos’un vekili dahi Arsin rahibin akıbetinden aldığı tehdit dersi neticesinde komitenin ve komitenin kâtip namıyla manastırda vekili ve hizmetçisi Oseb ile yine komita mensuplarından muallim namıyla bulundurulan Rusyalı Yeprim ve Horkomlü Dikran ile her bir işlerine tabiiyet mecburiyetinde olduğundan “Meclis-i Umumiye-i Milli” namıyla hem efkarlarından mürekkep meclisin 14 Nisan ile 17 Nisan günleri arasında vuku bulan davet üzerine hiç olmazsa hükümete on beş dakika uzaklıkta mesafede bulunan karakola malumat verilmeyerek Akdamar’da toplantı ederek meydanda hiçbir sebep olmadığı halde Oseb’in ihtimal ki komitadan aldığı emir üzerine ve her halde komitanın işlerine uygun olarak tertip ettiği bir telgrafı katogigos vekiline çektirmiştir. Çekilen telgrafın köylüler tarafından meclise verilen bir takım evrak üzerine cereyan eden müzakere neticesinde verilen karara binaen keşide kılındığı dermeyan edilmekte ise de bu yolda azalar tarafından gizli bir karar ve hatta telgrafın bazı azaların gelmesinden önce yazılması ve azalardan bir kısmının dahi Katogigos vekili bile telgrafın içeriğine vakıf olmamaları ve mahalli asayişin emniyeti hakkında meclise verildiği iddia edilmiş dilekçe ve raporların iddiasından imtina edilmesi bunun sırf komitenin itibarının artması için yazılmış ve uydurma bir telgraf olduğunu teyit etmekte ve azaların celbi de çekilen telgrafın olay çıkarmak için köylerde fesadı ortadan kaldırmak için tenbihat olduğunu göstermekte ve bu ayın yirmi bir Cuma gününden itibaren sebepsiz yere okulun tatil edilmesi ahaliyi heyecanlandırma maksadında olduğundan fesat fikirlerini teyit etmektedir. Komitacılar dünyada hızla yayılan sosyalist ihtilal metodu gereği Van’daki hedefleri için prova yapmaktadırlar. Bu çalışmaların sonucunda taraflardan birisi muhakkak başarısız olacağı açıktır.
Kaynak: Dr. Hasan Oktay
ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 5, Bahar 2002
Devam edecek.