
Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü (1896-1915) (2)
Ümit Kayaçelebi
Rusların Osmanlı Topraklarındaki Ermenilerle İlgilenmeleri
Cemaat hayatından cemiyetçiliğe, oradan da sıkı birer ihtilalci örgütlenmeye terfi eden Ermeni komitacılarının Van’da bir isyan çıkartabilmek için çoktandır sistematik bir şekilde çalıştıkları anlaşılmış olup silah temini için Ermeniler arasında “silah vergisi” adı altında zorla para toplanarak ihtilalin ekonomik altyapısını da oluşturdukları ortaya çıkmıştır. Rusya, Türkmençay anlaşmasıyla ele geçirdikleri Revan ve civarına İran ve Anadolu’dan göçürdüğü Ermenileri yerleştirerek oluşturduğu bölgede Ermeniler Osmanlı Devleti aleyhine Rusların menfaati için ne gerekiyorsa onu gerçekleştirirken bu sayede bağımsız bir Ermenistan kurabileceklerini hayal ediyorlardı. Oysa Ruslar Ermenileri İran-Osmanlı sınırından gelebilecek tehlikeye karşı bir tampon bölge ve bu iki ülkeye karşı ileri karakol vazifesi görecek topluluk olarak bakıyordu. Bu amaçla Tiflis-Revan-Hoy bölgesi Ermenileriyle Van Ermenileri irtibatlı olup Rusya ve İran bölgesinden silah, mühimmat ve yetişmiş komitacı, eylemci rahat bir şekilde Van ve civarındaki Ermenilerin yardımına gönderilebiliyordu. Böylece Çarlık Rusya Ermeni nüfusu sayesinde bölgedeki tesirini her geçen gün arttırıyor, fakat bunun yanında Ermenilerden gelebilecek her türlü problemin de önlemini alabilmek için Ermenilerin dini merkezi olan Ecmiadzin/Üçkilise Katogigosluğu’nun seçimlerine müdahale ederek kendi kontrollerinde bir dini reis seçtiriyordu.
Silah ve Mühimmat Nakliye Yolları
Rusya Ermeniler üzerinde bu şekilde çalışırken Ermeniler bir ileri karakol olarak Van’ı her türlü malzemeyle tahkim ediyorlardı. Yapılan incelemeler neticesinde Ermeni komitacılarının Van’a gelirken kullandıkları yollar şu şekilde olduğu tespit edilmiştir.
Birinci yol: Ermeni komitaları Rusya’da Revan’dan hareketle Ah’dan geçerek İran’ın Payecik köyüne, oradan Karadereye, sonra Yezidi Derveli’nden geçerek İsa Bey’e, daha sonra Kozluca Dağına ve oradan Van’a ulaşmaktadır. Komiteler bu yolu 4 günde almaktadır.
İkinci yol: İran’da Van köyünden hareket eden Ermeni komitacıları Avrin Dağına, oradan Gireberan Dağına, daha sonra da Ahta Dağına, oradan Arkav Dağına sonra da Van’a ulaşmaktadırlar. Bu yol 5 gün sürmektedir.
Üçüncü yol: İran’dan Hukanvan ve Kalasar köylerinden hareket eden Ermeniler, Duşvan deresine buradan Karahisar Abdullah ağılına oradan Keşişgöl köyünde Sultan yaylasına ve sonra da Erek dağını aşarak Van’a ulaşmaktadırlar. Bu yol da 4 gecede alınmaktaydı. Silah ve mühimmat nakli yapıldığı için Ermeni çetecileri bu yolları Kürt kıyafetinde, yani tebdili kıyafet içerisinde olmasına rağmen gece katediyor gündüzleri ise gizleniyorlardı. Çetecilerin bu yollardan başka kullandıkları üç yol daha olup bu yollarla Rus-İran Ermenileriyle Van Ermenilerinin irtibatını sağlıyorlardı.
Bu yolları kullanarak temin ettikleri silah, mühimmat ve kalifiye elemanlarla prova olarak başlattıkları 1. Van İsyanı komitacı Ermenilerin kendi durumlarını görebilmeleri için bir deneme olmuştu. Bu isyan girişiminden sonra hem Avrupa devletlerinin dikkatlerini üzerlerine çekmiş oldular ve hem de Osmanlı devlet erkanının neler yapabileceğini, ne tür zaaflar gösterebileceğini görmüş oldular ve çalışmalarını bu eksiklikleri göz önünde bulundurarak daha düzenli hale koyma fırsatını ele geçirmiş oldular.
1. Van İsyanından Sonraki Faaliyetler ve Aram Manukyan
Van isyanından sonra Ermeniler dünyadaki gelişmeleri ve Osmanlı topraklarındaki ayrılıkçı hareketleri daha iyi inceleyerek Van merkezli ihtilal faaliyetlerine hız verdiler. 1. Van İsyanından sonraki Komita çalışmalarıyla Van’ın kaderinde birinci derecede rol oynayan Aram Manukyan Rusya topraklarından Van’a gidecek her türlü malzeme ve insan gücünü organize eden Poging’s isminde bir örgüt kurmuştu. Bu örgüt mensupları yukarıda belirttiğimiz yolları kullanarak Van’a malzeme taşıyorlardı. Fakat Osmanlı devleti 1.Van isyanından sonra işleri sıkı tutarak sınırlarda aldığı tedbirlerden sonra bir baskınla bu grubu tamamen imha edip bölgedeki geçiş noktalarını iyice kontrol altına alınca Ekim 1904 de Aram Manukyan tebdili kıyafetle Van’a geçerek faaliyetlerine burada devam etmeğe başladı. Van’da faaliyet içerisinde olan bütün Ermeni gruplarını bir araya toplayarak Ermeni İhtilal örgütünü kurdu. Ermeniler üzerinde büyük bir tesiri olan Akdamar adasındaki Katagigosluğun kontrolündeki Ruhban mektebinin klasik sistem ve öğretimine son vererek burada yeni bir sistem oluşturdu. Tiflis’te tam bir eylemci militan olarak yetişmiş olan adamlarını daha önce Van’a geçirmiş olduğundan onları güvenli birer eleman olmaları açısından Ermenilerin yoğun yaşadığı köylere hem birer temsilci ve hem de öğretmen olarak dağıttı. Akdamar adasının Ermeniler üzerindeki tesirini bilen Aram, Kilisenin başına din adamlığı ile alakası olmayan bir zatı Katogigos olarak tayin etti. Bununla da yetinmeyen Aram Manukyan kısa zamanda kurduğu ihtilal örgütünün bütün organlarını hayata geçirerek bir heyet çatısı altında Van’ın etkili eşrafıyla bir birlik oluşturdu. Bu komitenin Katogigos vekili Yeznik, Danyel, Vartebet, yıllarca İran Ermeni okullarında komitacılıkla uğraşan Rafael, Sarkis, Karçikanlı Vartan, Oseb, Van milletvekili Vramyan ve Papazyan yönetim kurulunu oluşturarak faaliyetlere başladılar.
Teşkilatlanmayı köylere kadar yaymaya, bütün Ermenileri silahlandırmak için süratle çalışmaya başlandı. Kafkas-İran yoluyla daha önce getirilerek bazı manastırların mahzenlerinde saklanan Rus beylik tüfekler ve çeşitli çap ve marka tabancaların para karşılığı komitelere meyilli Ermenilere dağıtılmasına hız verildi. Tanesi oldukça ehemmiyetli paralara zorla satılan bu silahlardan Aram Manukyan’ın komitesi büyük meblağlarda kâr da elde ediyordu.
Aynı zamanda Aram Manukyan, köylülere dağıtılan silahları kullanma, saklama konularında resimler dağıtıyor, seminerler veriyordu. Silah almaktan, komiteye vergi vermekten sakınanlar köylerden zulüm ve işkencelerle uzaklaştırıyorlar, nikah v.s gibi hukuki haklardan mahrum etmek gibi cezalarla cezalandırılıyordu. Bu cezalar çoğu zaman da idam şekline bürünüyordu. Öldürülen bu Ermenileri de Osmanlı Devlet erkanı öldürdü diye de Van’daki konsolosluklara şikayetlerde bulunuluyordu. Bu caydırıcı ambargo neticesinde Aram Manukyan komitesinin tesir sahasına girmemek mümkün görünmüyordu.
Osmanlı devletinin seferberlik ilan ettiği tarihe kadar cereyan eden olaylara bakıldığı zaman Aram Manukyan komutasındaki komitacılar bütün kuvvetleriyle Ermenileri Osmanlı hükümetine yanaşmayı şiddetle yasaklamış, yine komita Müslümanlar ile Ermenilerin arasında varolagelen iyi münasebetlerin bozularak önü alınamaz düşmanlıklara dönüşmesi için elinden gelen provokasyonları yapmaktan geri durmamıştır. Böylece asayişsizlik ortaya çıkacak ve meydana gelen kargaşalıkta kim olduğu önemli olmadan yüzlerce insan ölecek ve işin içine Avrupa devletleri karışarak Van ve civarında ıslahat yapılması sağlanacaktır. Aslında Aram Manukyan ıslahat talebinin Ermeniler için yetersiz bir talep olduğunu düşünerek senelerdir kafasında yeşerttiği düşünceleri artık ortaya koymaya başladı. Aram’a göre çalışmalarının gayesi önce Avrupa kontrolünde Ermeni muhtariyetini sağlamak ve peşinden de bağımsız bir Ermeni devleti kurmaktı. Çalışmalarını hep bu amaca hizmet için yapıyordu.
Kaynak: Dr. Hasan OKTAY
ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 5, Bahar 2002
Devam edecek.