Ümit Kayaçelebi

Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü (1896-1915) (13)

Ümit Kayaçelebi

Bağlar Mevkiinin tahkimatı ve İsyan 

 Bu hazırlıklar bittikten sonra Aram Manukyan, Cevdet beyin bütün iyi niyet girişimlerini görmemezlikten gelerek direnişe geçip isyan etmek için zamanın geldiğine ve bu durumun şimdiye kadar ele geçen fırsatların en iyisi olduğuna karar vererek geniş bir toplantı yaptı.Bu toplantıda “Van Ermeni meşru müdafaası silahlı komitesi” oluşturuldu ve Bulgaratsi Grigor, Kaitsak Arakel, Armenak Ekaryan ve Panos Terlemezyan birer tecrübeli komitacı olarak bu gruba seçildiler. Armenak Ekaryan’ın emrinde ve kuyumcu David Papazyan, tacir Vahram Bogosyan, esnaf Karabet Beylaryan ve kuyumcu Vahram Shiroyan’ın aktif birer üye olarak çalışacağı “Asker dağıtım ofisi” oluşturuldu. Ermeni gençleri ilan edilen seferberliğe tabi olarak düzenli askeri birliklere hızla katıldılar. Bunun yanında “enformasyon ofisi” de oluşturularak isyan esnasında koordineyi ve haberleşmeyi sağlamakla görevlendirildi. Ashatarak gazetesinin yayın işi bu komiteye devredilerek resmi savaş bülteni haline getirildi. Savaş esnasında yaralılarla ilgilenilebilmesi için Ermeni kızılhaç komisyonu da kuruldu. Dul, yetim ve savaş gazilerinin her türlü ihtiyacını giderebilmek için de yardım komisyonu kuruldu. Her ihtimale karşı Cevdet Bey ile görüşebilmek, Avrupa devletleri ile devamlı haberleşerek iyi ilişkiler kurabilmek için barış komisyonu oluşturuldu. Bu komisyonların yanında tedarik komisyonu, adalet komisyonu, kadın komisyonu, polis ve jandarma müfrezesi gibi komisyonlar yapılacak isyanın başarılı olması halinde birer bakanlık haline dönüştürülebilecek şekilde geçici bir hükümet kuruldu. Bu hazırlıkların yanında 6 seyyar hastane ve bir de savaş esnasında askerleri heyecana getirebilmek için öğrencilerden oluşan bir bando takımı kuruldu.

Aram Manukyan, “savaşçının meşru müdafaası” diye bir deklarasyon yayınladı. Askeri komiteden savunma ile ilgili son hazırlıklarının gözden geçirildiği bir brifing aldı. Armenak Ekaryan söz alarak “İsyan bizim vazifemizdir. Ondan kaçmayacağız, o bizim hayatımızın dönüm noktasıdır. Önümüzde iki yol vardır. Ya onlara baş eğerek zillet içerisinde yaşayacağız ya da gözü pekçe onlara karşı alnımız açık olacağız ve atalarımızın şerefli yolunu tercih edeceğiz.” Bu brifing neticesi ellerinde 506 yivli uzun namlulu silah bu silahlara ait 74824 fişek, 849 tabanca 50000 mermi, çeşitli çap ve marka tabanca, mavzer gibi tüfekler, el bombası olduğu anlaşıldı. Yine Ekaryan Bağlar mevkiini 7 savunma noktasına ayırdığını ve bu mıntıkalara birer sorumlu vererek onların komutası altındaki askerlerin yerleştiği 80 siperden başka 79 direniş noktası da oluşturduğunu bildirdi. Bağlar mahallesini çeviren 3 Osmanlı askeri kışlası yakınlarındaki Ermeni evlerinden gözeterek oradaki hareketliliğe göre her an saldırıya geçilerek kazılan lağımlar vasıtasıyla patlatılabileceğini de söyleyen Ekaryan ana caddeleri, geçit noktalarını, yüksek binaları kilise ve depoları, yabancı misyon şefliklerinin binalarını kontrol altına aldığını beyan etti. Bu yabancı binalara saklanan Ermeni isyancılar buralardan hükümet yetkililerine ateş ederek üzerlerine top mermisi atışını çekecekler böylece binalar yıkılınca uluslararası diplomatik bir sıkıntının çıkmasını da sağlayacaklardı.

20 Nisan 1915 akşamı bütün hazırlıklar gözden geçirildikten sonra aynı anda bütün Ermeni isyancıları silahlarını ateşleyerek Aram Manukyan komutasında Van isyanını başlatmış oldular. İsyan özellikle Ermeni araştırıcılar tarafından üç bölüme ayrılmaktadır. Birinci bölüm 20–28 Nisan; ikinci bölüm 29 Nisan–8 Mayıs ve üçüncü bölüm 9 Mayıs–18 Mayıs olarak incelenmektedir.

İsyanın birinci bölümü Bağlar’da bulunan bütün resmi binalar işgal edildi. 22 Nisanda Bulgaratsi Grigor Hamit Ağa kışlasına kazılmış olan lağımı patlattı ve bu gelişmeler günlük olarak Ermeni direnişçilerinin moralinin yükseltilebilmesi için Ashatarak’da yayınlanarak öğrenciler tarafından bütün Ermenilere ücretsiz olarak dağıtılıyordu. Aynı zamanda bu gazete dağıtıcıları cephelerdeki sıcak çarpışmaları yerinde görerek gazeteye bilgi veriyorlar.  26, 27, 28 Nisan sayılarında adeta cephelerdeki gelişmeler dakika dakika verilerek öldürülen Türklerin istatistiklerini tutmak mümkün oluyor.

Cevdet Bey isyan karşısında durumu İstanbul’a bildirerek evsiz ve yurtsuz kalan Müslüman ahalinin aşiret köylerinde barındırmanın mümkün olmadığını, bu ailelerin daha güvenli yerlere göndermenin uygun olacağından bu konu hakkında talimat beklediğini söylemiştir. Sivil halk ile ilgili endişesini bildirdikten sonra Ermenilere bir ihtar olması için kaleden modası geçmiş toplarla Bağlar’a birkaç top atışı gerçekleştiren Cevdet Bey bu etkisiz girişiminin fayda vermeyeceğini bildiğinden bölgeyi abluka altına almaya çalışması da pek sonuç vermedi. Ermeniler bu etkisiz top mermileri karşısında daha da şımararak bütün gelişmelere rağmen Bağlar’ı terk etmeyen Müslüman ahaliyi acımasızca katletmeye başladılar. Bunun yanında kalenin ikmal yolu olan kuzey tarafındaki köyleri de yağmalayarak Cevdet Beyi ricata mecbur bırakmak istiyorlardı. Fakat Ermeniler heyecanla kalkıştıkları bu girişimlerini hep Rusların gelişi üzerine kurduklarından hiç vakit kaybetmeden bir heyet oluşturarak derhal Rus yardımının gelebilmesi, Rusların Van’ı bir an önce işgal edebilmesi için gönderdiler. Bunun yanında zaman kazanabilmek için İtalyan konsolosunu Spordoni’yi Cevdet Beyin niyetini ve son durumunu öğrenmek için kaleye gönderdiler. Cevdet Bey asilerin derhal silahlarını bırakarak teslim olmalarını, Rusların onlara fayda vermeyeceğini söyledi. Spordoni ise  “Ermeniler silaha sarıldılar sa hükümeti ikna etmek içindir. Zira askerlik adı altında Ermeniler imha olunacakları konusunda son derece korkmaktadırlar. Onun için Ruslar gelip onları kurtarana kadar silahlı direnişleri sürecektir.” Diye söyleyerek Ermenilerin niyetini Cevdet Beye bildirdi. Spordoni bütün yabancı konsolosların ve misyoner temsilcilerinin de bu şekilde düşündüğünü söyleyerek Ermenilere gereken hakların artık verilmesi gerektiğini de söyledi. Ve Cevdet Beye diplomatik nota verdi. Spordoni’den başka Amerikan misyoner merkezinin temsilcisi olan Dr. Clarence Ussher’de Ermenilerin temsilcisi olarak Cevdet Bey ile görüşmüş, Cevdet Beyi Ermeni isyanına karşı almış olduğu tedbirlerden dolayı adeta fırçalayarak Ermenilere gereken bağımsızlığın verilmesini sert bir nota ile bildirmiştir. Dr. Clarence Ussher bununla da kalmayarak Cevdet Beyin “Ermenilerin kökü kazılmalı, eğer bir Müslüman bir Hıristiyan’ı saklarsa önce onun evi yakılacak sonra Hıristiyan onun gözü önünde öldürülecek sonra o Müslüman kendisi ve ailesi de öldürülecek” diye talimat verdiği yalanını Ermeniler arasında yayarak galeyanın üst noktaya çıkmasını sağladı. Dr. Ussher Cevdet Beyin Aygestan’a top atışını önleyebilmek için Ermenilerin rasgele yüksek binalara Amerikan bayrağı çekmesini sağlayarak bu binaların Amerikan Devleti’nin malı olduğunu dolayısıyla buralara gelecek zararın diplomatik bir krize neden olacağını hesaplıyordu. Bunun yanında Cevdet Bey Dr. Ussher’in niyetini bildiği için topları Amerikan misyoner teşkilatının merkez binasına çevirdi ve böylece Ussher’in Ermenileri desteklemesinin önüne geçebilecekti. Fakat Van’ın savunmasında bulunan Rafael de Nogales bunun bir diplomatik krize sebebiyet vereceğini söyleyerek topların nişanını değiştirdi.

Ermeni isyanı alabildiğine cereyan ederken şehrin etkisiz toplarla bombalanması neticesi Amerikan bayrağı çekilen bazı binalar ufak tefek hasara uğrayınca Dr. Ussher çok kaba bir üslup ile kaleme aldığı mektubu Cevdet Bey’e iletti. Cevdet Bey ise verdiği cevapta “Şimali Amerikan Misyonerleri, Ermenileri hükümet aleyhine tahrik ve teşvike devam ettikleri sürece ve Amerikan bayraklarını rast gele sağa sola astıkları müddetçe ve ihtilalciler bu binalarda saklandıkları müddetçe şehir sistematik bir şekilde bombalanacaktır.” Diye cevap verdi.

25 Nisan 8 Mayıs tarihleri Arasındaki isyanın ikinci dönemi Ermenilerin cesaretinin Ruslardan gelen haberlerle daha da kuvvetlendiği görülmektedir. Bu arada Ermeniler Cevdet Beyin top atışlarından beklediklerinden daha az zayiat verildiğini görünce saldırılarını daha da şiddetlendirdiler. Ermeniler küçük bir fabrika inşa ederek burada oluşturdukları dökümhanede top döktüler ve silahları için mermi imal ederken topları içinde top güllesi dökmeyi başardılar. Bir kimya öğretmeni yaptığı çalışmalarla barut imal etmeyi başardığı gibi artık basit bombalar da yapılıyordu. 80 civarındaki siperlerin sayısı her geçen gün arttırılıyor, yeni yaptıkları topu deneyerek askerin üzerinde müthiş bir psikolojik heyecan oluşturuyorlardı. Ermeniler kendilerinden o kadar emindiler ki tüm bu faaliyetlerini resimleyerek belgeliyorlar, böylece isyanın sonucundan oldukça emin bir şekilde kuracakları devlet için resmi evrak arşivini şimdiden kuruyorlardı.

Cevdet Bey, Ermeni yazarlarını ve onları destekleyen katliam çığırtkanlarını adeta yalanlarcasına köylerden komitalara mensup olup ta Aygestan’a yardıma gelmek isteyen halkın şehre girmesine onları katliama tabi tutmadan izin verdi. Bu sefer Ermeniler akın akın şehre gelen bu Ermenilerin üzerine ateş ederek onları şehre sokmadılar. Birçoğu ölen bu Ermenilerden ancak bir kaçı yara almadan kaçarak Müslümanlara sığınarak canını kurtarabildiler.

Ermeniler kendilerinden emin bir şekilde Müslüman mahallelerini lağımlayarak yakıp yıkarken Cevdet Beyin artık dayanacak gücü kalmamıştı. Cevdet Beyin yanında bulunan Kürt gönüllüleri en ufak bir bahanede bırakıp kaçmışlar, hatta Ermeniler Nogales komutasında çarpışan Müslüman kuvvetler arasında “sizi bir Hıristiyan komuta ediyor” diye tahrik ederek onları isyana teşvik bile etmiştir. Cevdet Bey gelişmelerin iyi gitmediğini görerek Ermenilere teslim olmaları konusunda bir heyet gönderdi ve Eznik Vartabet ile görüşüldü. Bu heyette Şerif Bey ve Osmanlı Bankası Van şubesi müdürü Alcardi vardı. Bu görüşmelerde Ermenilerin gözünün hiçbir şeyi görmedikleri anlaşılmıştır.

Van’daki ev ev, sokak sokak boğaz boğaza yapılan çarpışmaların anlatılması oldukça uzun bir ayrıntıyı gerektirmektedir. Cevdet Bey Rusların Van’a oldukça yaklaştıklarını görünce gölde beklettiği gemiler vasıtasıyla şehrin Müslüman halkını 16 Mayısta tahliyeye başladı. 18 Mayısta Daşnaksagan Kheco, Ashod Melik Mousyan, Deli Ghazar ve Dro komutasındaki Ermeni gönüllülerden oluşan alaylar General Nikolayev ile beraber Van’a girdiğinde artık Van’ı savunacak kimse kalmamıştı. Kaçabilenler kaçmış geride kalanlar ise Ermenilerin insafına terkedilmişlerdi.

Aram Manukyan Rus orduları Kafkasya komutanı Daşkof tarafından Van valisi olarak tayin edilerek yeni bir sistem kurarak memurlarını Ermenilerden seçmesini bildiriyordu. Tüm Van Ermeni bayraklarıyla donatılarak bayram yapılmaya başlanırken Aram Manukyan isyan başlangıcında oluşturduğu geçici Van hükümeti şimdi fiiliyata geçirme fırsatını ele geçirmişti. İhtilal Ermeniler için 70 gün Van’da hükümet tesis etmelerine fırsat verdi. Ruslar Malazgirt’te Osmanlı kuvvetlerine yenilince acilen Van’ı terk etmeğe karar verildi. 31 Temmuz 1915 te ancak yanlarına birkaç günlük yiyecek alabilen Ermeniler Van’ı ateşe verip terketmek zorunda bırakıldılar. Bitlis, Van ve civarında Ermeni komitalarına inanan inanmayan tüm Ermeniler zorla Revan’a doğru hareket ettiler. Bu kafile yollarda Kürt eşkıyaların baskınlarında binlerce can kaybı verdiler.

Planlı bir şekilde organize olan Van ihtilal örgütü amacına ulaştığı bir sırada meydana gelen gelişmeler neticesinde Van’ı terk etmek zorunda kalmış olmalarına rağmen Van 1918 de ancak Türklerin eline geçebilmiş, Aram Manukyan ise Van’da elde ettiği tecrübelerle Ermenistan devletini kurmayı başarmış ve 29 Ocak 1919 yılında tifüsten ölünceye kadar bu devletin iç işleri bakanı olmuştur.

 Kaynak: Dr. Hasan Oktay

ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 5, Bahar 2002

SON

Yazarın Diğer Yazıları