Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü (1896-1915) (12)
Ümit Kayaçelebi
Ermeniler İsyana Hazırlanıyorlar
Van Rusların işgal tehdidi ile karşı karşıya iken durumdan yararlanmak isteyen Ermenilerin tüm imkânlarını seferber ederek yaptıkları hazırlıklar artık sonucunu vermeye başlıyordu. Ermeniler Patrikliğin de yoğun faaliyetleriyle Avrupa devletlerinin dikkatlerini Van’a çekmeyi başarmışlar, şimdi ise son hamleyi yapmaya hazırlanıyorlardı. Van’da bulunan askeri güç Erzurum’a gönderilmiş, gençler de seferberlik sebebiyle tamamen askere alınmış, Van’da Vali Cevdet beyin elinde polis ve jandarma kuvvetinden başka Van’ı savunacak askeri güç kalmamıştı. Ermeniler mevcut jandarma gücünün sağa sola dağılması, Van merkezinde her hangi bir kuvvetin kalmaması için her tarafta en ufak bir meseleyi bahane gösterip büyüterek jandarmanın müdahale etmesini sağlıyorlardı. Bu arada Kapamacıyan Efendinin katlinden dolayı hakkında celp kararı çıkartılan eski mebuslardan Viramyan Efendi 4 Ocak 1915 tarihinde Hükümete Van’daki Ermeni olayları ve Türk–Ermeni ilişkileriyle alakalı uzun bir rapor göndermiştir. Propaganda ve üstü örtülü tehdit amacıyla kaleme alınmış olan bu rapor Ermenilerin ileride yapacakları isyanı haklı gerekçeye oturabilmek için tamamen profesyonelce yazılmıştır. Viramyan Efendi Ermenilerin Kürtler tarafından maruz bırakılan saldırı, tecavüz, baskın ve soygunlardan uzun uzun bahsederek asker kaçakları ve Kürt çetelerinin Ermeni köylerine vermiş olduğu zarar ve ziyanın ödenmesi için tazminat teklifinde de bulunmuştur. Viramyan efendi şayet bu baskı ve zulümler devam ederse Ermeniler meşru müdafaa haklarını kullanacaklarını da belirtiyordu.
Cevdet Bey gelişmelerden rahatsız olduğundan Osmanlı mebusu olan Münip Boya ve Viramyan efendilerin riyasetinde oluşan bir heyeti Ermenilerin iddia ettiği olayların olduğu yerlere inceleme yapmaları için gönderdi. Bu heyet biraz olsun olayların yatışmasını sağlamış oldu. II. Meşrutiyetin ilanından sonra Osmanlı vatandaşları eşit hak ve yükümlüklere tabi olduğu için seferberlik esnasında Ermeni vatandaşlarda da asker alınıyordu.Van’da vali 4000 kadar Ermeni asker yazılmasını isteyince Ermeniler bunu vermedikleri gibi gelen heyete silahla karşılık verdiler. Bağlar/Bahçeler/Aygestan denilen mevkide ciddi bir çatışma yaşandı.Cevdet beyin soğukkanlılığıyla bu çarpışmalar para karşılığı yani bedelli askerlik formülüyle çözüldü. Fakat Ermeniler Ruslara karşı siper kazılması için kendilerinden istenen 500 kişilik grubu vermemeye karar aldılar. Hükümet tarafından Ermenilere iletilen her konu büyük problem haline dönüştürüldüğü gibi korkunç dedi kodular, şayialar komitacılar tarafından Ermeniler arasında yayılarak komitaya itibar etmeyen Ermeniler arasında huzursuzluk çıkarıyorlardı. Komita Ermenilere hükümetin ayrım yapmadan tüm Ermenileri yok edeceğini propaganda ediyordu. Artık silahlı direnişe geçilerek Rusların gelişine kadar direnerek bağımsız bir devlet kurma zamanının geldiğini söylüyorlardı.
Köy köy örgütlenen Ermeni ihtilalcileri Çatak, Hayotsz, Dzor, Timar, Gevaş ve Karçikan nahiyelerinde ve Belu, Atanantsz, Ulm, Aren, Aliur, Kem gibi köyler başta olmak üzere bir çok köyde kontrolü ele geçirerek otorite olarak Hükümeti tanımamaya başladıkları gibi hükümetin dikkatlerini buralara çekerek Van’daki isyan hazırlıklarının fark edilmesinin önüne geçilecekti. Hükümet şehri kuşatan bu tehlikeli durum üzerine iki ayrı heyet daha oluşturarak Timar ve Çatak’a gönderdi.Çatak heyetinde İşhan ve üç Ermeni ile dört Türk yani toplam sekiz kişi yolda Ermeni-Kürt karışımı Hirj Köyün’de gecelemek için mola verince Kürtler tarafından bir baskına uğradılar ve İşhan başta olmak üzere heyet orada öldü. Komitanın yayın organı olan Ashatarak gazetesi bu ve buna benzer olayları bahane ederek korkunç derecede kışkırtıcı yazılar yazıyordu. “Ya şereflice direnerek öleceğiz ya da Cevdet’in Kürtleri bizi alçakça öldürecek.” Bu sözlerle komitanın tesir sahasına girmeyen Ermeniler de artık şüpheye düşmüş, korkunç bir huzursuzluk ortamı olmuştu. Günlük olağan çatışmalarda yaralanan bir Türk’ü tedavi eden Ermeni doktor Maltızyan valiliğin karşısındaki ağaca komitacılar tarafından asılarak boğazına da şu yaftayı yapıştırmışlar “düşmanlarımıza hizmet edenlerin akıbeti budur”. Bu cinayet tarafsız kalmaya çalışan Ermenileri oldukça korkutmuştu.
Bağlar Mevkiinin tahkimatı ve isyan
Aram Manukyan yönetimindeki komita bu şekilde toplumun psikolojisini bir isyana hazırlarken başta manastır ve kiliseler olmak üzere birçok binaları da tahkim edip kuvvetlendiriyor, birer müstahkem mevki haline getiriyorlardı. Özellikle kale gibi inşa edilen Van-İran yolu üzerindeki manastırlar yüzlerce insanın uzun süre sığınacağı bir hale getirilerek her türlü ihtiyacı tedarik edildi. Böylece buralardan Van’a destek imkânı sağlanırken vuku bulacak bir geri çekilmede ise rahatlıkla sığınılacak bir yer haline getirildi.
Van dıştan Ermeniler tarafından bu şekilde tahkim edilirken şehirde de bir dizi hazırlıklar yapıldı. Şehir üç kısımdan meydana geliyordu. Bunlardan müstahkem bir mevkide olan kale, kalenin güneyinde etrafı duvarla çevrili resmi dairelerin ve Müslüman mahallelerinin bulunduğu şehir ve şehir ile kalenin doğu tarafında başlayarak Erek dağı eteklerine kadar uzanan yeni kurulan ve çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu ve bunun yanında zengin Müslümanların da ikamet ettiği Bağlar/Bahçeler/Aygestan denilen yerden oluşmaktadır.
Bağlar/Bahçeler/Aygestan Van’ın diğer mahallelerinde oturan komita kontrolündeki Ermenilerin sistemli bir şekilde akınına uğradı. Bunun yanında Bağlardaki Müslüman ahaliden bazıları da kalenin güneyinde yer alan eski mahallelere geri dönüyorlardı. Bağlarda bu hareketlilik olurken Ermeniler yüksek binaları gözetleme kulesi haline getirerek yapılan hazırlıklara karşı her hangi bir tehlikenin vukuunu gözetliyorlar ve gereken tedbirleri alınıyordu. Kaleyi ve eski mahalleleri kuşatan 80 civarında siper hazırlanarak buralara tecrübeli komitacılar yerleştirildi. Rusların geliş tarihi hesap edilerek ona göre erzak ve mühimmat tedarik edilerek tam bir isyan ve direniş hazırlığı tamamlanmış oldu. Şehrin ekonomik ana arterleri Ermenilerin elinde olduğundan mühimmat ve gıda tedarikinde hiçbir zorluk çekilmediği gibi, iki önemli marketi de Ermeniler işlettiğinden Müslüman ahalinin erzak tedariki zorlaşmıştı. Bağlarda bu hareketlilik olurken pek de yüksek olmayan sıradan bir duvarla çevrili olan Van şehrinin Ermenilere yakın tarafındaki evler oluşabilecek bir tehlike karşısında boşaltılarak Müslüman ahali biraz daha güvenli yerlere çekildi ve bu duvar boylarında jandarma devriye gezmeye başladı.
Kaynak: Dr. Hasan Oktay
ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 5, Bahar 2002
Devam edecek.