Ümit Kayaçelebi

Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü (1896-1915) (10)

Ümit Kayaçelebi

Cenaze Merasimi

Ermeniler tarafından oldukça fazla sevilen Kapamacıyan Efendinin katli üzerine hızlı bir şekilde gidilmesi en azından katillere gerektiği ceza verilemese bile yakalanması ahali arasında memnuniyetle karşılandığı gibi katillerin Ermeni olması da ayrıca Ermeniler içerisinde derin bir üzüntü meydana getirdi.  Kapamacıyan’ın icra edilecek cenaze merasimi için gerekli tedbirler alınarak asayişin bozulmamasına özen gösterildi. Büyük bir kalabalık eşliğinde sabahın erken saatlerinde icra edilmeye başlayan cenaze merasiminde yapılan konuşmalarda hep Kapamacıyan Efendinin faziletlerinden, iyilik ve güzel ahlakından bahsedildi. Cenaze merasimine yabancı misyon şeflerinden İngiliz, Rus, Fransız konsolosları da katıldılar.

Bunun yanında merasime askeri erkandan kimse iştirak etmediği gibi cenazede Taşnak komitesinden de hiç kimse bulunmaması manidardır.Taşnak komitesi bu tavrıyla açıktan reisi öldürdüğünü kabul edercesine bir edayla sevenlerine ve düşmanlarına gözdağı vermektedir.

Van’da faaliyet gösteren gizli polis teşkilatına cenaze merasimine katılan halkın hissiyatını ve aralarında geçen konuşmaları ve tavırları gözlemleme görevi verildi.Bunun yanında gizli polisin vazifesi cenaze merasimi esnasında doğabilecek taşkınlıkları, provokasyonları da önlemekti. Gizli polisin tespit ettiklerine göre cenazenin Bağlar mevkiindeki Ermeni mezarlığındaki defin merasimi esnasında katılanlar arasında yapılan yarım ağız sohbet türü konuşmalarda bu cinayeti Taşnak komitesi ve Van İhtilal örgütünün işlettiği aleni olarak ortada olduğu, hükümetin bu konuda vakit geçirmeden hareket etmesi gerektiği anlatılarak Kapamacıyan efendinin memleketine yaptığı hizmetler de ağızdan ağıza dolaşıyordu. Bunun yanında Ermeniler komiteden çekindikleri için mümkün olduğu kadar sessizce konuşarak nefretlerini ortaya koyuyorlar ve komiteyi kınıyorlardı. Yakında komitenin Ermeniler üzerindeki tesiri etkisini kaybedeceğini ve Ermeniler arasında büyük bir infialin ortaya çıkacağını da söylemekten geri durmuyorlardı. Cenaze merasimi akşam vaktine kadar sürdü ve akşam vaktine yakın aile kabristanlığına defnedildi.  Kapamacıyan Efendinin belki de hayatını ortaya koyarak devam ettirmeğe çalıştığı birlikte yaşamanın asgari şartları hızla bozulmuş, ve artık Van’da gidişat geri dönülemez bir şekilde ters yüz olmuştu. Fakat Osmanlı Devletinin bunu görecek ve ona göre tedbir alacak gücü neredeyse bitmiş gibiydi.

Van Ermenileri ve Reform Çalışmaları

Hükümet özellikle Ermenilerin 1912 olaylarıyla Avrupa devletlerinin bir kez daha müdahalesine meydan vermemek için reform adı altında doğuda bazı düzenlemeler işini yeniden ele aldı. Bu arada Rusya Balkan savaşlarından sonra Ermeniler üzerindeki emellerini yeniden canlandırmıştı. 21 Kasım 1912 Van’daki Rus konsolos muavini gönderdiği bir raporda “Bütün Ermenilerin Rusya’ya taraftar olduğunu ve Rus askerinin gelişini ya da Rusya’nın nezareti altında devrimler (ıslahatlar) yapılmasını samimiyetle arzuladıklarını” bildirmektedir.

Hükümet bu düzenlemeler işi için İngiltere’ye müracaat edilerek onların tayin edeceği müfettişin raporları doğrultusunda hareket edileceği bildirildi. Böylece bölgede Rus tesirinin önüne geçilmiş olacaktı. Fakat Rusya bu manevrayı anlamış olacak ki İngiltere geri çekilerek Rusya’nın reform projesi hazırlaması işi gündeme geldi.İngiltere’nin reform işini Rusya’ya havale etmesinden sonra, Temmuz 1913 tarihinde Rusya başta olmak üzere Almanya, İngiltere ve Fransa Osmanlı devletine baş vurarak Ermenilerin esas alındığı bu reform için Vilayat-ı sittenin birleştirilerek yönetimine bir genel vali getirilmesi bu vilayetlerin bir genel meclisinin oluşturulması ve bu meclis üyelerinin yarısının Hıristiyan (Ermeni) olması gibi bir sürü teklifleri vardı. Ermeniler de durumdan en üst düzeyde nasıl istifade edebiliriz diye tüm Avrupa devletlerine bölgedeki durumlarını abartan yazılar gönderiyor, 12 Mayıs 1913 de ise Osmanlı hükümetine uzun bir talep listesi sunarak Vilayat-ı Sitte uygulamasının bir an önce tatbik edilmesini sağlamaya çalışıyorlardı.

Bu süreç sonunda reform projesi ve uygulama şartları özü itibariyle kabul edilmiş oldu. Osmanlı hükümeti açısından doğu vilayetlerinin idaresinin başına yabancı genel müfettişlerin tayinini zorlayan maddesi en zor kabul edilenidir. Böylece Hükümet tam bir samimiyet içerisinde teklif ettiği projeyle bağımsızlığının kısıtlandığı bir durum ile karşı karşıya kalmış ve artık örtülü işgal yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. 

Başta Rusya olmak üzere Avrupa devletleri, Ermeni bölgeleri olarak addettikleri yerlerde Osmanlı yönetimini kontrol edebilmek için geniş bir hukuki prosedür elde etmiş oldular. Hükümetin olumsuz tavrına rağmen 2 Temmuz 1914 tarihinde Van, Bitlis, Mamüratülaziz ve Diyarbakır vilayeti reform genel müfettişliğine Norveçli Hoff, Trabzon, Erzurum ve Sivas vilayeti reform genel müfettişliğine de Hollandalı Westenen atandı. Nicolai Hoff, Birinci Dünya Savaşı başladığından geri çağrılmasına rağmen Van’a geçmeyi başarmış, Van valisi Tahsin paşa ve Van Müslüman erkânı tarafından soğuk bir merasimle karşılanırken, Van Ermenileri, ise büyük bir heyecan, nümayiş ve merasimle Hoff’u karşılamışlardır. Piskoposluk tarafından onuruna yemek verilmiş ve bu yemekte Van ihtilal komitesinin önde gelen üyelerinden İşhan verdiği nutukta “sen bizim 5–6 yıldır beklediğimiz mesih, kurtarıcısın, senin sayende Ermeniler kurtulacaktır. Bizler bu günlere gelebilmek için çok çalıştık”.

Kaynak: Dr. Hasan Oktay

ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 5, Bahar 2002

Devam edecek.

 

Yazarın Diğer Yazıları