Ümit Kayaçelebi

Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü (1896-1915) (1)

Ümit Kayaçelebi

Ermenilerin aleyhimize oluşturdukları soykırım propagandasının temelini Van ve civarında cereyan eden olaylar üzerine bina etmektedirler. Zira Ermeniler kendilerine uygulanan Tehcir hareketinin dayanak noktası olarak Van olaylarının gösterildiğini çok iyi bildiklerinden bütün enerjilerini Van’da meydana gelen olaylarda kendilerinin masum olduğunu aksine büyük bir kıyıma uğradıklarını, Van’da kendi halinde bir tebay-ı sadıka olarak yaşadıkları bir sırada durup dururken hiçbir sebep olmadan kendilerine karşı bir tutum içerisine girildiğini ve bu tutum karşısında ise ancak kendilerini savunduklarını dünya kamuoyuna anlatarak uğradıkları haksızlıktan dolayı Türklerin cezalandırılması gerektiğinin üzerinde ısrarla durmaktadırlar. Hatta Van’da 20 Nisan’da isyan etmek zorunda kaldıklarını Osmanlı devletinin kendilerine gereken hoşgörüyü göstermeyerek sadece 4 gün sonra yani 24 Nisan’da tehcir kanununu çıkarttıklarını söyleyerek “biz isyan ettikse siz niye öyle davranıyorsunuz” diyecek kadar çocuksu duygular içerisine girebilmektedirler.[1]

Bu ve buna benzer konularda Ermeniler binlerce kitap, broşür, gazete ve mecmua gibi yazılı matbuatı kullanırken bu günlerde ise internet gibi kullanımı oldukça yaygınlaşan araçlara yönelmişlerdir.[2] Ermeniler Van olaylarını ısrarla gündemde tutabilmek için Ararat ismini verdikleri filmin çekimini bitirmişler, vizyona sokmak üzere son çalışmalarını yapmaktadırlar. Bu filmin neleri getireceği daha kamuoyumuzca anlaşılamadan Türkiye’de muhibbanı bile oluşmuştur. İşte Ermenilerin yalana dayalı propagandasının ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından bu muhibbanlar son derece önemli ve Türkiye açısından da o derece tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar da Ermeni meselesi karşısında ne durumda olduğumuzu göstermesi açısından da oldukça manidardır.

Ermeniler ve Van

Ermeniler Ecmiadzin (Üçkilise) bölgesi İslam ordularının eline geçtikten sonra İslam coğrafyasında rahatça hareket ederek istedikleri yerlere gidebildikleri bir ortamda Van ve civarına da yerleşmeye başladıkları görülür. Kilise etrafındaki kapalı cemaat örgütlenmesine Ermeniler her zaman siyasi bir boyut atfetmektedirler.[3] “Krallık” adını verdikleri Van/ Vaspurakan derebeyliği de bu meyanda oluşmuş bir cemaat örgütlenmesidir. Bu cemaat hayatı 113 yıl sürmüş ve Cağrı Beyin Doğu Anadolu seferiyle Van Ermenilerinin idarecileri büyük bir korkuya kapılarak topraklarını mezhep ihtilafına rağmen Bizans İmparatorluğu’na SATARAK 40000 Ermeni 1. Ermeni Tehciri diyebileceğimiz bir tehcire yarı gönüllü olarak tabi tutulmuş olup Orta Anadolu’ya Sivas, Malatya civarlarına göçürülmüşlerdir.[4] Bu tehcire rağmen topraklarından ayrılmayan Ermeniler, ve daha sonraları bölgeye geri dönenler Van’da Türklerin himayesinde -korkarak topraklarını satmak zorunda kaldıkları Türklerin himayesinde- hayatlarını devam ettirebilmişlerdir.

Ermeniler bütün varlık teorilerini kurdukları Van’ı bu şekilde satarken aslında bir gerçek gözden kaçırılmaktadır. O da Ermenilerin ilk defa Osmanlı Devleti tarafından tehcire tabi tutulmadığı gerçeğidir. Yani Bizans İmparatorluğu doğu sınırlarının güvenliği açısından Ermenileri içlere, daha güvenli bölgelere çekmiştir. Osmanlı devletinin Van’ı ele geçirmesinden 1827–28 Osmanlı-Rus savaşına kadar ne Türkler açısından ve ne de Ermeniler açısından her hangi bir olumsuzluk söz konusu değildir. Van’da sanayi ve ticareti ellerinde bulunduran Ermeniler batılı seyyahların ifadelerine göre hayatlarından oldukça memnundurlar.[5] Zaten Osmanlı devletinin sınırları içerisinde yaşayan gayrimüslim teba ile kanun ve kurallara uyduğu sürece bir problemin ortaya çıkması mümkün değildir. Kaldı ki Osmanlı devleti asayiş ve düzen için kardeş katli gibi son derece ürpertici bir tercihi gündeme getirip uygulamanın yanında[6] Celali isyanlarını bastırabilmek için yüzlerce Türk’ü öldürmek zorunda kaldığı da tarihi bir gerçektir.[7]

Van’da Ayrılıkçı Faaliyetler: Van’da Kurulan Cemiyet ve Örgütler

Ermenilerin Osmanlı Devleti aleyhine batılı devletlerce estirilen ayrılıkçı rüzgarlara Van’da açılan dernekleri, okulları vasıtasıyla katılarak bu ayrılıkçı duyguları bünyelerinde yeşerttikleri görülmektedir. Bu hareketliliğe Van’da açılan Rusya, İngiltere, Fransa, İran ve İtalya konsoloslukları ile yine 1872 de Van’da açılan Amerikan Protestan Misyonu,[8] Fransız Dominiken Misyonu da büyük katkılarda bulunmuşlardır.[9] 1827–28 Osmanlı Rus savaşından sonra Ruslar doğrudan Osmanlı Devleti bünyesindeki ve özellikle Doğu Anadolu’daki Ermeni ve Kürtlerle ilgilenmeğe başladığından Ermeniler bundan sonra romantik bir duygu atmosferine girmiş oldular.[10] Bu romantizm peşinden terörizmi getirdi ve Van merkez olmak üzere doğuda bir çok yerde gizli örgütlenme biçiminde silahlı propagandaya başlandı.

1870–80 yıllarında Van’da Araratlı Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet faaliyetlerine Van’da bir okul açarak başladı.[11] Okulda Rus konsoloslarının yardım ve destekleriyle Ermeni gençlerine milliyetçilik ve bağımsızlık duyguları aşılanmaya çalışıldı. Portakalcıyan isminde bir Ermeni bu okulda ihtilalci bir gençlik çekirdeğini oluşturmaya muvaffak olmuştu.[12] Bu çekirdeğin oluşturduğu ihtilal cemiyetleri Van ve civarında hızla yayılmaya başladı. Van’da yine bir Ermeni ihtilal cemiyeti olan Kurtuluş Birliği (Miuthiun I Perkuthium)  adı altında 1872’de bir örgüt daha kuruldu.[13] Bu örgüt Rusya’dan alınan yardımlarla kurulmuş olup, Rus yanlısı bir ortam oluşturabilme gayreti içerisinde faaliyet yapmıştır.[14] 1878’de ise (Sev Khaatch Kazmakerputhiun) Karahaç cemiyeti kuruldu. Bu cemiyetin amacı Ermenileri Osmanlılara karşı silahlandırarak ayaklandırmaktı.[15] 1878’de (Pashtpan Haireniats) Anavatan Savunucuları Cemiyeti kurularak Doğu Anadolu’da hızla örgütlenmeğe başladığı anlaşılmaktadır. 1882 sonlarında üyelerinin bir kısmının yakalandığı Fedakârlar Cemiyeti’nin 1882’de faaliyete geçtiğini yakalanan üyeleri belirtmiştir.[16]

Van’da Portakalcıyan’ın[17] başlattığı cemiyetçilik faaliyetleri neticesi ilk ciddi oluşum olarak karşımıza siyasi parti platformunda örgütlü olarak çıkan Armenekan Partisi 9 kişi tarafından 1885 sonbaharında kuruldu.[18] Liberal ve demokrat[19] bir yapıda kurulan partinin kurucuları arasında Mıgırdıç ve Grigor Terlemezyan, Rupen Şatavaryan, Grigor Adian, Grigor Acemyan, M. Barutcuyan, Gevort Hancıyan, Grigor Beozikyan, ve Garegin Manukyan bulunmaktadır.[20] Doğu Ermenileri olarak adlandırılan Van Ermenileri Rusya kontrolünde plânlı bir şekilde başlattıkları siyasi ve kültürel faaliyetleri her geçen gün daha da sistematik bir hale getirerek önce ıslahat, sonra geniş yetkili muhtariyet ve peşinden de ihtilal sonucuna doğru hızla ilerliyorlardı. Zira örnek aldıkları Osmanlı bünyesindeki Avrupa destekli azınlıkların elde ettikleri sonuçlar bu konuda Ermenileri oldukça heveslendiriyordu.

Kaynak: Dr. Hasan OKTAY

ERMENİ ARAŞTIRMALARI, Sayı 5, Bahar 2002

Devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları