Ümit Kayaçelebi

Bugün futbol nostaljisi yapıyoruz

Ümit Kayaçelebi

I. Türkiye ligi 1959-1960 sezonunda başladı. Şimdi artık 1.lig bir alt lig olarak kaldığı gibi senelerdir süper  ligimiz de her yıl bir isimle anılmakta ve oynanmakta.O zamana kadar bir hayli kalabalık İstanbul ligi başta olmak üzere İzmir, Ankara ligleri vardı. 

Ve Türkiye'de heyecan 1959 yılında başladı. Lige katılan takımların büyük çoğunluğu İstanbul takımları idi ve Ankara, İzmir takımları da vardı. Ancak üç büyük şehir dışında 1965 yılına kadar başka takım yoktu.

1965 yılında Bursaspor, 1966 yılında Eskişehirspor derken Adana Demirspor, Adanaspor, Denzilispor, Mersin İdman Yurdu Orduspor, Giresunspor, Trabzonspor gibi birçok Anadolu takımı da gelen yıllar içerisinde I. lige dahil oldular.

I. lige İstanbul takımları olarak G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş, Vefa, Beykoz, Feriköy, İstanbulspor, Kara gümrük, Beyoğlu spor, Yeşil direk, Beylerbeyi, Kasımpaşa, güneş spor Galata, Hasköy, iştirak ettiler. İzmir'den Göztepe, Altay, Karşıyaka, İzmir spor ve Altın ordu katılırken, Ankara'dan da Başkent takımları olarak Gençler birliği, Ankaragücü, PTT, Hacettepe, Şeker spor ve Ankara Demirspor lige heyecan kattılar. Lig o yıllarda bazen 18 bazen, bazen on altı takım olarak oynanırken büyük çoğunluğu I. ligde İstanbul takımları teşkil ettiler.

Maçların oynandığı statlar İstanbul'da Ali Sami Yen, İnönü (Önce Dolmabahçe idi sonra Mithatpaşa oldu sonra da İnönü olarak kaldı), Vefa stadı, Taksim stadı. Ankara'da 19 Mayıs, İzmir'de ise Alsancak, Karşıyaka, Göztepe ve sonra olimpiyatlarda yapılan Atatürk (Halkapınar) stadı vardı. Umumiyetle tüm sahalar toprak idi ve bilhassa kış mevsiminde sahalarda top koşturmak çok zordu.

O yıllarda I. lig maçları her hafta sonu Cumartesi ve Pazar günleri oynanırdı. Yani anlayacağınız her takım Cumartesi-Pazar günleri arka arkaya iki gün üst üste maç oynarlardı. Her takım deplasmana aynı şehrin bir ekibiyle giderdi ve gelirdi.

Mesela, G.Saray ile Vefa, İzmir'e deplasmana gittiklerinde Cumartesi günü G.Saray Göztepe ile oynarken Vefa da K.Yaka ile oynarlardı. Pazar günü ise G.Saray-K.Yaka ile oynarken Vefa da Göztepe ile oynardı. 

Maç gidiş gelişleri de şimdiki gibi uçakla değil istisna hariç hep otobüslerle olurdu. Düşünün ki o zor şartlarda iki günde iki maç oynamak hem de mis gibi çimende değil toprak sahada. Her zorluğa rağmen o günkü futbolcular 30 maç oynanan bir sezonda bazen ful oynayıp ligi bitirirlerdi çünkü her takımın klasik 11'leri belli idi ve kolay kolay forma kaptırılmazdı ve alternatif fazla futbolcu da yoktu. Şimdiki gibi takımların yedek kulübeleri bu kadar da zengin değildi.

Ne yazık ki ki şimdi hemen hemen çim sahalar en mükemmel şekilde korunmakta ve bakımda. Yazında kışında futbol oynamak çok keyif verici futbolcular açısından.

Buna rağmen Çarşamba Pazar iki maç oynayınca isyan eden futbolcular bi futbol tarihine baksalar ki 50 li ve 60 lı yıllarda iki gün arka arkaya acaba nasıl oynuyorlardı? Çoğu bilmez ama bizler eski jenerasyon bunları hiç unutmadık. 

Ne bu kadar sakatlanma vardı ne de bu  kadar şikayetçi değillerdi. Şimdi torbalarla para alanlar lütfen gibisinden top oynuyorlar maç seçiyorlar!

Her takımın klasik belli kadroları vardı kolay kolay bozulmazdı. Yani Düşünün Mikro Mustafa, Metin Oktay, Can Bartu, Lefter ve onlar gibi nice şanlı şöhretli futbolcudan formayı kapmak öyle kolay da değildi.

İşte 60'lı yılların klasik kadroları sevgili okuyucularım;

G.Saray: Bülent, Ergün, Akın, Muzaffer, Talat, Turan,Mehmet, Ayhan, Gökmen, Metin, Uğur.

F.Bahçe: Yavuz, Şükrü, Levent, Selim, Ercan, Yılmaz, Ogün, Can, Abdullah, Nedim, Yaşar.

Beşiktaş: Sabri, Fehmi, Erkan, Vedat, Atilla, Kaya,Nihat, Sanlı, K. Ahmet, Yusuf, Faruk.

Eskişehirspor: Mümin, İlhan, Ayhan, Kamuran, İsmail, Nuri, Nihat, Vahap, Fethi, Burhan, Ender.

Göztepe: Ali, K. Mehmet, Çağlayan, Hüseyin, B. Mehmet, Nevzat, Nihat, Ertan, Fevzi, Gürsel, Halil.

Daha örnek çok lakin bu kadarı yeterli sanırım. İşte I. ligde o devrin büyük yıldızları mücadele ediyordu. Takımlar bir yandan rakiple mücadele ederken bir yandan da sahanın elverişsiz zemini ile mücadele ediyorlardı.

Transfer bir ayda açılır ve kapanırdı. Böyle ara transfer falan yoktu. Transfer sözleşmesinin süreci 4 yılda ve imza atan futbolcu 4 yıl o takımda kalırdı. Ve transferde de şimdiki gibi trilyonlar, milyarlar, milyonlar değil on binler, yüz binler dönerdi.

Rahmetli Metin Oktay futbolu bıraktığı son dönemde 4. yıl sözleşme mukabilinde 200 bin lira aldı ki yıllığı 50 bine geliyor. Türkiye'ye milyonlar verilerek transfer yapma çığırını F.Bahçe açtı. 1972 yılında İstanbulspor'a 1 milyon 250 bin lira verip Cemil Turan'ı sarı-lacivertli renklere kattığında o günkü transfer ücreti Türkiye'de bomba etkisi yapmıştı. İşte o günden sonra da bu yüksek transfer ücreti ile futbolcu alma dönemi de başlamış oldu.

Size bu yazımıda biraz eski liglerden, eski takımlardan bahsedip mini bir nostalji yaptık. 

Yine her zamanki gibi hey gidi günler hey deyip yazımı noktalamak istiyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları