Ümit Kayaçelebi

Bir şehir efsanesi Timurlenk Bozkurt 2

Ümit Kayaçelebi

Yığılın toplanın,gelin ey dostlar,

Tabutlar alınsın,.eller üstüne,

Yaylalardan inin,şehirden gelin,

Bırakılsın canlar tüller üstüne.

23.12.2021 tarihinde hayata veda eden Timurlenk Bozkurt amcamızı ben çocukluk yıllarımda Karayolları 11.Bölge Müdürlüğünde çalışırken tanıdım. Rahmetli babamla dostlukları vardı sık sık görüşürlerdi arada sırada babamın Kanaat Kitapevine gelirdi.

Ben 60’lı yıllarda Mahalli bir muhabir görevi yaparken Karayolları Yol İş Sendikasının başkan ve yönetim kurulu kongrelerine katılırdı. Timurlenk amca çok iyi bir hatipti ve müthiş hitabeti vardı. Onun sohbetlerine doyulmazdı. Canlı bir tarih olduğunu azıcıkta yanında olduğunuzda hemen anlayabilirdiniz.

İl Genel Meclisinde Belediye meclislerinde her zaman aranılan ve istenilen bir kişiydi. 

Sendikacılık la birlikte serbest muhasebecilik ve kooperatifçilik yaptı, 1950 yılından itibaren şiir ve çeşitli konularda Vansesi, İki Nisan, Van postası gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Bazı derneklerde aktif görev aldı.

Ne yazık ki bu kadar aktif ve Van sevdalısı ağabeyimiz bir zaman sonra yakalandığı bir hastalık onu yatağa mahkûm etti. Ancak o yine de azmini ve sebatını yitirmedi. Yatakta bile kitap okumaktan yazmaktan vaz geçmedi.  .

Şairlik, yazarlık ve siyaset ile geçen bir ömür. Okuma ve yazma azmimi yeni bir kitaba dönüştürdü. Öykü, anı ve gözlemlerinden oluşan basılmış “Egido’nun Hazin Sonu” adlı kitabını yatağa mahkûm iken yazdı ve sonlandırdı.

Egidonun Hazin Sonu eserle de yetinmedi onun yanı sıra “Vanlı Şairler Antolojisi”, “Nuh Palas Oteli” ve “Sana bir muştum var” isimli üç yeni kitap daha yayına hazırlarken ömrü Vefa etmedi.

Dünya vefasız ne yazık ki bu kadar Vana hizmet etmiş Van sevdalısı bu toprağın değerlerinden, belki de önemlilerinden biri olan Timurlenk amcanın gözleri hep kapıdaydı ve kendisini ziyarete gelenleri arıyordu.

Ben yatağa düştüğü günden beri hem kendim giderdim hem de başkalarının da onu ziyaretine gelmesine vesile oluyordum. O da bundan çok mutlu oluyordu.

Öyle şuuru yerindeydi ki ben bazen sorardım seni kimler ziyarete geliyor kim ne kadar gelmiş dediğimde kimin kaç kere geldiğini bile yerli yerinde söylüyordu.

Yinede çok gelip gideni olmadı. Hep belirli kişiler onu ziyaret ediyordu.

Kendisini kendim veya eş dostla geldiğim zamanda önündeki diz üstü bilgisayarı kullanıyor aklı şuuru çok yerindeydi her zaman ki gibi ezbere şiir okuyor ve dinliyorduk.

Timurlenk amca Risale cemaatine intisap etmişti ve camia içinde de belli bir yeri vardı. Toplantılara katılırdı sohbetleri olurdu. Bunun yanı sıra Van daki mahalli gazetelerde de yazılarını paylaşırdı. Onun tarih sohbetleri çok hoştu ve çok zevkle hem dinlenir ve hem de gazetelerde okunurdu.

Bir sohbetinde ona risale cemaatiyle nasıl tanıştığı sorulduğunda rahmetli;

‘Üstad’ı babam Molla Bozo görmüştür. Ben Üstadı bizzat görmedim, onu ve eserlerini tanımak ise Van’da 1960’lı yıllarda bir asker tarafından tanıdım. Sarılık hastalığına yakalanmıştım, bu hastalık benden hiç gitmiyordu. Bu asker bana, ilk defa gördüğüm “Hastalar Risalesi”ni verdi. Bunu oku, iyi olacaksın dedi, kitabı elime aldım, daha okumaya başlar başlamaz kollarımdaki tüylerimin diken diken olduğunu gördüm.

Kitabı okumaya devam ettim, okudukça hoşuma gitti. Manen hastalığım teşhis edilmişti, reçete bana iyi geliyordu. Sabah, akşam günde iki kez okumaya başladım…

Kendi kendime diyordum, bu kitabı okusam iyileşeceğim, manevî bir güç almaya başladım. Şifayı gönderen Kudret sahibi Allah’ımın hikmeti iki gün sonra, baktım benim hastalıktan eser yok, anama koştum, “Ana bak ben iyileştim” diyerek, ona da sevincimi anlattım.

Asker kardeşimiz, manen doktorum oldu… Risale-i Nur eserlerini de bana vermeye başladı… O günden sonra bu kitaplardan hiç ayrılmadım, hizmetin bir eri olarak Nur kervanına katıldım.

İşte gün geldi tarih 23 Aralık 2021 i gösterirken bir acı sala okunduğunda Timurlenk Bozkurt amcamız darı bekaya irtihalini öğrendik ve üzüldük. O da Van’ın ulu çınarlarından biriydi. 

Yazımın bir bölümünde belirttiğim gibi onun hazırladığı üç eser vardı ne yazık ki bastırmaya ömrü yetmedi. “Vanlı Şairler Antolojisi”, “Nuh Palas Oteli” ve “Sana bir muştum var” isimli üç yeni kitap daha yayına hazırlarken ömrü Vefa etmedi ancak bunları emanet ettiği kişi de YYÜ de Fevzi Özgökçe hocamızdır. Bunu kendisiyle de görüştük kendisi de farkında bu kitap ve kitapların basılmasını Timur amca ona tevdi etmiştir. Ben de bu vesileyle hocamıza bunu buradan hatırlatmış olayım.

Timurlenk amcamızın aziz hatırasını yaşamak ve yaşatmak istiyorsak bu eserlerin mutlaka basılması ve yayınlanması Van için tarihi bilgiler ve aziz hatırasını yaşatma adına önemlidir. Özellikle en başta 2Nuh Palas’ adlı eser çok önemli bir eserdir.

 DAVET

Kurulsun divanlar, yığılsın dostlar,

İnsanın kadrini, bilenler gelsin,

Maziyi sevmeyen, bizi ne anlar,

Yurt vatan uğuruna, ölenler gelsin.

Avuçlar uzansın semaya doğru,

Dudaklar açılsın, Mevla ya doğru,

Huzura kavuşsun, hem insanoğlu,

Kendini fenada bulanlar gelsin.

Ne çıkar ki eller, sevmezse bizi,

Biz dosta vermişiz, tüm kalbimizi,

Yatsı ab destiyle, sabah namazı,

Kılmak çün huzurda, duranlar gelsin.

Eller inci inci, karıncalanmış,

Gözler hak yolunda, akmış, sulanmış,

Yüzler siperlerde, kızarmış yanmış,

Şehitlikte karar, kılanlar gelsin.

Çekilemez oldu artık bu çile,

Bülbül gönül vermiş, goncaya, güle,

Ferhat gibi külünk, alıp ta ele,

Yar yoluna dağlar, delenler gelsin.

Ne olacak Ya Rab, milletin hali,

Araya gerdiler, kara bir çalı,

Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali,

Her dördünü birden, sevenler gelsin.

Ezel ebet Sultanının Kapusu,

Elimizde midir, ömür tapusu,

Düşman yurda kurduğu zaman pusu,

İleri saflarda, olanlar gelsin,

Benliğinden kopmayanların işi,

Vatana fedadır, can ile başı,

Bir kenara itip, orgu, cümbüşü,

Kavalı, davulu, çalanlar gelsin.

Gazioğlu kalemi al eline,

İnsanoğlunu sev, bakma haline,

Tabi olup Muhammedin yoluna,

“Sen hak üzeresin.” diyenler gelsin.

Devam edecek. 

Yazarın Diğer Yazıları