Kurban Bayramı'nın ardından
Şahbettin Uluat
Bir kurban bayramını daha geride bıraktık.
Kurbanlar kesildi. Etler dağıtıldı. Eş dost, hısım akraba, konu komşu ziyaretleri yapıldı.
Büyük bir heyecanla bu bayramın gelmesini beklerken bayramdan önce kurbanlık koyununu, keçisini temin edenler ya da büyükbaş kurban ortaklıklarında yerlerini alanlar, kutsal görevlerinin gereğini yerine getirdiler.
Haberleşmenin ve ulaşımın fazlasıyla kolay olduğu günümüzde kurban etkinlikleri bir kez daha il, ilçe, ülke sınırlarını da aştı. Kendi şehirlerinde kurban kesenler olduğu gibi vekâlet vererek başka şehirlerde, başka ülkelerde kestirenler de oldu. Gönüllü yardım kuruluşlarının desteği sayesinde Afrika’da, Orta Asya’da, Ortadoğu’da ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan yoksul insanlar de sofralarında et gördüler; bu anlamlı ibadetten nasiplendiler.
Doğal olarak bu ibadeti yerine getirenlerin kendi aileleri, akrabaları, komşuları da paylaşımdan paylarını aldılar, verilen alınan etler sayesinde ilişkiler yenilendi, güçlendi.
İyi ki önemli dini bayramlarımızdan olan Kurban Bayramı’nın kurban ibadeti var ve iyi ki o ibadete gösterilen ilgi her geçen yıl daha da artıyor.
Kurban sayesinde insanoğlu yüzünü ve yüreğini aydınlığa, fedakârlığa, merhamete, iyiliğe çevirdikçe, karanlıklar aydınlanıyor. Kurban ikliminde ihtiyaç sahiplerine ulaşan iyilikler geri dönüp o iyilik yapanların yüreğini daha bir aydınlık kılıyor.
*
Sonunda bayram bitti ve hepimiz yüzümüzü dünyanın gerçek gündemlerine döndük.
Bu günlerde Kurban Bayramı bilinci taşıyan, Kurban Bayramı ile bir şekilde ilgisi bulunan herkesin birinci gerçek gündemi hiç kuşkusuz Filistin. Sadece onların değil, dünyanın dört bucağındaki her kültürden vicdan sahibi insanların da gerçek gündemleri Filistin.
Gündem Filistin çünkü Kurban Bayramı boyunca da aç, açıkta, perişan yüzlerce Filistinli dünyanın kanun kural dinlemeyen, kutsallara saygı duymayan terör devleti tarafından katledildi.
Dünya Kurban Bayramı süresince uydu ve internet haberleşmesi sayesinde iki farklı eylem türüne tanıklık etti.
Bir yanda kesip dağıttıkları kurban etleri ile yoksullara can suyu olan, insanlığın geleceği bakımından ümit veren Müslümanlar; diğer tarafta da bir türlü kana doymayan, Filistinlilerin topraklarını gasp etmek için 77 yıldır her yolu kullanan; dört günlük bayram süresince de uçaklardan atılan bombalarla çocuk, kadın, yaşlı, gazeteci, doktor demeden yüzlerce insanı katleden ve uygulamakta oldukları abluka ile insani yardımların ulaştırılmasını engelleyen, bunları yaparak insanlığın geleceğe dair ümitlerini yok eden terör devleti ve onu koruyup kollayan kör, sağır, vicdansız destekçileri vardı.
Dünyanın her yerinde olup bitenleri protesto eden vicdan sahibi kalabalıklar ayağa kalkmaya devam ederken pek çok ülkede yönetimi ellerinde tutanlar olup bitenlere tepkisiz kalmakla yetinmiyor güvenlik güçlerini protestocuların üzerine salıyorlardı.
Son olarak da Gazze’ye sembolik miktarda insani yardım malzemesi taşıyan silahsız Madleen adlı teknedeki dünyanın farklı ülkelerinden 12 aktivist bayramın son günü Fililstin’e ulaşmadan uluslararası sularda terör devletinin hedefi oldu.
Bugün itibariyle hala insanlık değerleri çatırdamaya, dökülmeye devam ediyor.
Karanlık alabildiğine artmış durumda.
Dünyada yeni hareketlenmeler var. Dünya kaynıyor. Zulme karşı yeni etkinlikler, yeni eylemler gündemde.
Kalabalıkların ümidi odur ki, aydınlığın şafağı kendini göstermeye hazırlanıyor.