Filistin gerçeği ve dünya
Şahbettin Uluat
İnsan aklı, güçlü, her an aktif bir bilgisayar işlemcisi gibidir. Her bireydeki akıl, doğrusuyla yanlışıyla birtakım bilgilerin, inançların, fikirlerin, yorumların, kararların, değerlendirmelerin ve daha pek çok şeyin dolaştığı eşsiz bucaksız ayrı bir âlemdir.
O özel âlemlerimizi besleyen çeşitli zeminler arasına son elli - altmış yılda uydu alıcıları, akıllı telefon, tablet gibi araçlar ve onların yazılımları da eklenmiştir. Bu güçlü medya araçları sayesinde ulaşmış olduğumuz yeni ufuklarda, her birimizin aklımızdan geçen şeyler daha da çeşitlenmiştir.
Son bir yıldır ekranlara her gün düşen haberler ve görüntüler sayesinde bugün artık dünya genelinde milyarlarca insanın önce akıllarına sonra da yüreklerine dokunan gündemlerden biri de Filistin soykırımıdır.
O dilleri, kültürleri, inançları, coğrafyaları farklı ama hepsi vicdan sahibi, her yaştan milyarlarca insan, (sırtı babaları tarafından sıvazlanan ve koşulsuz destek gören) gözü dönmüş bir terör devletinin, topraklarını gasp etmek istediği Filistin halkını ortadan kaldırmak, buharlaştırmak hayaliyle ve amacıyla bütün dünyanın gözleri önünde insanlık dışı yol ve yöntemler kullandığını izlemekte, bilmektedirler.
O milyarlarca insan, uçaklarla gece gündüz bombalanıp yaşam alanları yok edilen, sık sık tanklarla hedef alınan bir halkın, her türlü yokluğa rağmen, kanlarıyla, canlarıyla nasıl direndiğini, canlı canlı ve dakika dakika izlemektedirler. Onlar aynı zamanda, son bir yıllık süreçte bu mazlum halkın, resmi kayıtlara göre elli bin, resmi olmayanlara göre de yüz binin üzerinde can kaybı yaşadığını; katledilenlerin yüzde otuzunun çocuklardan oluştuğunun da farkındadırlar.
Tüm bu insanlık dışı yol ve yöntemlerle yapılan müdahalelerden başka bir de bölgenin ablukaya alınıp temel ihtiyaç malzemeleri taşıyan yardım kamyonlarının girişinin engellenmesi vardır ki, bu da insan aklının alamayacağı başka bir insanlık suçudur. Bu zulmün işletilmesi sonucunda şimdi artık televizyon ekranlarında açlıktan ölen ya da ölmek üzere olan bebek ve çocuk görüntüleri de yer almaya başlamıştır.
*
Yirmi birinci yüzyılda dünyamız, gerçekte hangi çarpık akıldan çıktığı belli olmayan “Bizim soyumuz insan, ötekilerin tamamı hayvan!” iddiası ile adeta iradeleri zehirlenmiş ya da ruhları şeytana satılmış insan kılıklı varlıkların baskısı altındadır.
1800’lü yıllarda Afrika’nın masum insanlarını ateşli silahlar kullanarak esir eden, emperyalist ülkelerin köle pazarlarında satan, bu yolla zenginleşen, insanlıktan nasiplenmemiş köle tüccarlarının torunları, oralardan elde etmiş oldukları servetleri artırmış halde, farklı yol ve yöntemlerle benzer insanlık suçları işlemeye devam ediyorlar.
Ne yazık ki, bütün bu gasplar, talanlar, katliamlar Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluş ve mahkemelerin bulunduğu bir dünyada gerçekleşiyor. Beş uyanık ülke kendi aralarında imzalamış oldukları bir anlaşmayı bahane ederek on yıllardır bütün dünyanın iradesini çalıp duruyorlar.
*
“Her şey biz yaşarken oldu,” diyor şairimiz İsmet Özel bir şiirinde. Her şey biz yaşarken oluyor. Şimdi artık bizler de, Sibirya’nın uzak köylerinde yaşayanlar da, Afrikalılar da bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin halkları da bu işgal, gasp ve zulmün canlı tanıkları durumundayız.
Mızrak artık çuvala sığmıyor. Günümüz dünyasındaki uluslararası kurum ve kuruluşların nasıl etkisiz kaldıklarını görüyor, biliyoruz. Sömürgeci zihniyetle yazılmış anlaşmalarına inanmıyoruz. Hileler, tuzaklar, planlar, projeler karşısında daha bilinçli ve duyarlıyız.
İsrail nüfusunun yarısını oluşturan ve çoğu aynı zamanda anne de olan kadınların büyük bir kısmının, her gün ekranlara gelen Filistinli bebek ve çocuk cesetleri karşısında vicdanlarının hiç mi hiç sızlamadığı; insanların sığındıkları ibadethanelerin, okulların, çadırların bombalandığı; yardım kuyruklarında sıra bekleyen aç, perişan insanların hedef alınıp öldürüldüğü, canilerin güçlüler tarafından ödüllendirildiği, haktan görünen ama el altından çıkar karşılığı zulme hizmet eden çok sayıda maşanın olduğu bu dünya, bu gidişatıyla artık hiç kimse için güvenilir bir yer değildir.