Mustafa M. Atilla

Sepetteki yengeçler

Mustafa M. Atilla

Deniz canlısı yengeçler;doğup büyüdükleri

suları terkedip,ara ara büyük küçük akarsularda da yaşamlarını sürdürebiliyorlar, ta ki yengeç avcıları ile karşılaşıncaya kadar. Karşılaştıkları an son bulmuştur hayatları.Diğer avcılar ve yaban hayvanları gibi.

 

Yengeç avcıları; yakaladıkları bu hayvanları diğer deniz canlısı hayvanlar gibi kapalı bir kaba koymazlar,ağzı açık sepetler kullanırlar.

Bunu her yengeç avcısı yapar.Merak edilen; kaçıp kaçmayacakları.Kaçamaz, sepetten dışarı asla çıkamazlar..Peki çıkabilirler mi? Elbette! o zaman neden çıkamıyorlar. Bu konu bir çok, yazı ve hikayeye,..kitaplarda ki anlatılmak istenen ilgili konulara, ön izlenim yaratma amaçlı kullanılıyor.

Tabi bu sayede konu konuyu tamamlayıcı hale

geliyor,biraz da detay kazandırıyor.

Bende onun için yengeç ve çıkamadığı sepeti,

konumun içine daha net anlaşılsın, diye kıskaçladım.

Yengeçler rahatlıkla kıskaçları sayesinde sepeti

aşıp kayıplara karışabilirler.Fakat bir türlü kaçıp kurtulamadıklarının nedeni: sepetteki yakalanan diğer yengeçler.Sepetten çıkmaya çalışan her yengeci, diğer yengeçler kıskaçları ile aşağıya çekerler. Böylece sepetten hiçbir yengeç dışarıya, gezindikleri yere, belki yeniden  denize,avlandıkları sulara gitmek için o sepetten çıkmaya çalışmaz, bir kaç deneme sonrası pes edip beklemeye geçerler.

 

Çünkü yengeçler, evet biz insanlar gibi yukarı

itmek,daha yükseğe çıkarmak,desteklemek yerine aşağıya çekmeyi,kendi seviyesine indirmeyi ilerlemesinin önünü kesmeyi bir maharet sayar,belki de yukarı çıkmanın birkaç

basamaklı merdiveni gibi anlar,çıkmaya çalışırken onuda aşağıya çeker.Hem onun hem

de kendi hayatının basiretsizliğini üstlenirler.

 

İnsanoğlunun fıtratında bu da var,..her şekilde

her yerde,bir çok insan tarafından usturuplu bir şekilde yapılıyor.

 

Bu genellikle insanın yakın çevresinden başlar söylemek biraz haksızlık olur.Tanıyan her kesimden insan! hele birde kıskançlık meziyeti varsa “yengeçlik”, yani aşağıya çekme  kabiliyeti kaçınılmazdır.

Benim yoksa seninde olmasın, ben olamadım

sende olma, ben bir hiçsem sende hiç ol, ben çıkamıyorsam sende çıkma gibi yengeçce düşünceler, yakışmayan tavırlar içinde kişiden

kişiye azalıp çoğalarak içte barınır.

 

Anonim bir kelime grubu….vardır.“Kıskanç

insanlar;başarmanın yolunun başkalarına çelme takmadan geçtiğini zannederler”

 

Gıcıkça bir düşünüş,çekememezlik kokan bir düşünce, Haris yapılı insanların dibi

tutmuş tavırları,kendi yetersizliklerinin dışa vurmuş özellikleridir bunlar.

 

Dışarıda elinde çengel, yakalayıp,sepete atma

gayeli maharetli avcılar var,onların işi kendi çıkarları için tutmak, sepete atmak,sepetten çıkacakları geri itmek,sepetteki yengeç arkadaşları gibi asılıp aşağıya çekmek.Sizin yeriniz burası,burada uslu uslu bekleyin demek.Aldıkları emir,ellerinde ki çengel kadar sert ve sivridir.

 

Sepetin en altındaki yengeçlere sozüm yok,

onları takatsiz yengeçler olarak addediyorum

fakat yakalanan genç dinamik çokça yengeçleri anlamakta güçlük çekiyorum.Neden sepetteyiz,

sonumuz ne olacak,tuzlanıp, kurutulup,

yenecek miyiz?, yoksa dış dünya avcılarının ağların da bekleyen balıklar gibi uzun bir süre sepette bekleyen yengeç olmaya devam mı edeceğiz diyorlar.Zannetmiyorum ama sepetten birkaç hamle yapıp kendini dışarı atmayan yengeçler,dışarıda ki serin sığ suları,

oralar da hangi şanslı yengeçlerin gezindiklerini sepetten asla göremezler.görmeye çalışsalar da serap zannederler.Onlar, favori restoranlarda yer,puf yastıklı güneşlenme,mavi denizlerin vip ayrıcalığında adeta hayal aleminde yüzerler.Ama senin sepette kalman

tutkusuyla yüzüne baka baka sana sahte gülücüklü iltifat etmeden de geri kalmazlar.

 

Oğul; baba yengece sorar daha ne kadar burdayız baba?...Baba cevap verir 30 gün,peki

30 günden sonra çıkar mıyız sepetten, hayır oğlum buraya alışır öyle yaşar gideriz.

 

Yengeç olmak o'kadar zordur ki hayatta, derin sularda yakalanmamak için yüzse nefes alamıyor,Yukarı çıkmak istese ya biri çekip indiriyor,..ya avcıların çengeline takılıyor,yada

kurutulup şükürle besleniyor,yahut onun bunun elinde oyuncak olup heder olup gidiyor.

 

Peki yengeç avcıları kim dersiniz? Onlar kendilerini çok iyi biliyorlar.fakat öyle görünmeye çalışıyorlar ki,insanlar kurtarıcı

zannediyorlar.

Emanet hayatı, önümüzdeki yüzyılda sepetten

çıkmaya çalışan yengeçler gibi geçireceğimizden hiç şüphem yok.Eğer bir

mucize olmazsa.

Neden? Çünkü bizim gibiler,Allah korkusu ile ata binmezken,korkusuz zalimler Üsküdar'ı

geçip gittiler bile.

 

Yazarın Diğer Yazıları